Kripto Para Avukatı: Türkiye’de Kripto Hukuku, Yasal Statü ve Uzman Avukatın Rolü

Giriş

Kripto paralar, son yıllarda finans ve teknoloji dünyasında büyük bir dönüşüm yaratarak hukuk alanında da yeni ihtiyaçlar doğurmuştur. Bitcoin’in 2009’daki ortaya çıkışından bu yana kripto varlık ekosistemi hızla büyümüş; milyonlarca kullanıcı ve milyarlarca dolarlık piyasa hacmi ile kripto para hukuku adı verilen disiplinler arası bir uzmanlık alanı oluşmuştur . Özellikle Türkiye gibi kripto paralara yoğun ilgi gösteren ülkelerde hukuki belirsizlikler ve düzenleme eksikliği, yatırımcılar ve şirketler için riskler barındırmaktadır. Bu ortamda kripto para avukatı, dijital varlıkların teknik yönlerine hâkim ve aynı zamanda mevcut hukuk kurallarını bu yeni fenomene uygulayabilen uzman bir hukukçu olarak önem kazanmıştır.

Akademik ve pratik açıdan ele alındığında kripto para hukuku; finans hukuku, bilişim hukuku, sermaye piyasası mevzuatı, vergi hukuku ve ceza hukuku gibi birçok alanın kesişiminde yer alan, dinamik ve hızla gelişen bir daldır . Bu makalede, Türkiye’de kripto paraların yasal statüsü, mevcut mevzuat ve düzenlemeler, kripto para avukatının rolü ve uzmanlık alanları detaylı olarak incelenmektedir. Ayrıca İstanbul ve Marmara Bölgesi özelinde kripto para ekosistemine değinilerek, bölgedeki vaka örnekleri ve ihtiyaçlar tartışılacaktır. Son olarak, kripto paralarla ilgili sıkça sorulan sorulara yer verilerek, konunun merak edilen yönlerine açıklık getirilecektir.

Bilindiği üzere, kripto paralar henüz Türk hukukunda kendine has bir yasal çerçeveye tam olarak oturmamıştır. Bununla birlikte 2024 yılında çıkarılan kanun ile ilk kapsamlı düzenlemeler yapılmış; öncesinde de Merkez Bankası ve MASAK gibi kurumların sınırlı düzenleyici adımları olmuştur. Bu makale, hukuki boşluklarda bireylerin haklarını korumak için mevcut mevzuatın dijital dünyaya nasıl uygulanabileceğini ortaya koyarken, Avukat Bilal Alyar gibi bu alanda uzmanlaşmış bir hukukçunun sunduğu katkıları da örneklendirecektir.

Av. Bilal Alyar, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup 10 yılı aşkın kariyerinin son 7 yılında kripto para ve blockchain hukuku üzerine yoğunlaşarak sektörün öncü isimleri arasına girmiş bir uzmandır . Bu birikim sayesinde, kripto piyasasında karşılaşılan her türlü hukuki soruna karşı rakipsiz bir uzmanlık ve deneyim geliştirmiştir.

Kripto Para Hukuku Nedir?

Kripto para hukuku, kripto varlıkların ve bunlara ilişkin işlemlerin mevcut hukuk sistemi içinde değerlendirilmesini ve düzenlenmesini konu alan hukuk dalıdır. Dijital varlıkların ortaya çıkardığı yeni kavramlar ve ilişkiler, geleneksel hukuk normlarını zorlamaktadır. Örneğin, dijital token’ların mülkiyeti, akıllı sözleşmelerin geçerliliği veya merkeziyetsiz finans (DeFi) platformlarındaki sorumluluk gibi meseleler, klasik hukuk doktrinlerine yeni sorular yöneltmektedir . Bu nedenle kripto para hukuku, finans hukuku, bilişim hukuku, ceza hukuku, borçlar hukuku ve sermaye piyasası hukuku başta olmak üzere çok disiplinli bir yaklaşımla ele alınır.

Kripto para hukukunun kapsamına, kripto varlık alım satım platformları (borsalar) ile kullanıcılar arasındaki uyuşmazlıklar, dijital varlık yatırımlarının korunması, kripto paralara ilişkin mevzuata uyum (regülasyonlara uyum) ve suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi (AML/KYC yükümlülükleri) gibi konular girer . Örneğin, bir kripto para borsasının ani iflası sonucunda kullanıcıların uğradığı zararın tazmini veya bir şirketin kendi kripto para projesini geliştirirken yasal gerekliliklere uyması gibi durumlar, bu alanın inceleme konusudur.

Hızla gelişen teknik yeniliklere paralel olarak hukuk, kavramsal çerçevesini ve kurallarını güncellemeye çalışmaktadır. Dolayısıyla kripto para hukuku, yenilikçi teknolojilerin yarattığı hukuki boşlukları doldurmaya ve hem bireylerin hem de kurumların haklarını korumaya yönelik bir uzmanlık dalıdır.

Türkiye’de henüz “kripto para hukuku” adıyla müstakil bir kanun bulunmamakla birlikte, Temmuz 2024 itibarıyla yapılan yasal değişiklikler ile ilk defa kripto varlıklara ilişkin tanım ve yükümlülükler getirilmiştir (aşağıda detaylandırılacaktır). Bu gelişmeye dek, kripto paraların kullanımına dair belirsizlikler olsa da kripto para hukuku alanındaki avukatlar, mevcut genel hükümleri dijital varlıklara uyarlayarak hukuki sorunlara çözüm üretmekteydi .

Örneğin, kripto parayla ilgili bir uyuşmazlıkta Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu (TTK), Türk Ceza Kanunu (TCK), Sermaye Piyasası Kanunu (SPK), ilgili yönetmelikler ve hatta yargı kararları yol gösterici olarak uygulanmaktadır . Kripto para hukuku, bu mevcut hukuk kurallarını ve ilkelerini, blockchain teknolojisinin kendine özgü özelliklerini dikkate alarak yorumlamayı gerektirir.

Sonuç olarak kripto para hukuku; dijital çağın finansal yeniliklerini hukuki güvence altına almayı, yatırımcıların haklarını korumayı, piyasada şeffaflık ve istikrarı sağlamayı amaçlayan geniş bir çalışma alanıdır. Gerek düzenleyici kurumlar gerekse hukuk uygulayıcıları (yargı mercileri ve avukatlar), bu alandaki gelişmeleri yakından takip ederek gereken hukuki uyarlamaları yapma çabasındadır. Bu makalenin devamında, kripto paraların hukuki statüsü ve güncel yasal düzenlemeler ele alınıp, kripto para avukatının üstlendiği roller detaylandırılacaktır.

Kripto Paraların Hukuki Statüsü ve Niteliği

Kripto paraların hukuki statüsü, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de bir süredir tartışma konusudur. Öncelikle, kripto paralar resmi olarak fiat (itibari) para değildir; yani devlet tarafından ihraç edilip yasal ödeme aracı ilan edilmiş paralarla aynı hukuki konumda değillerdir. Nitekim Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 16 Nisan 2021 tarihli yönetmeliğiyle kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılmasını yasaklamış, böylece kripto paraların TL yerine ödeme aracı olmaları engellenmiştir .

Bu düzenlemeyle birlikte, mal ve hizmet bedellerinin kripto varlıkla ödenmesi Türkiye’de yasal olarak mümkün değildir. Ancak vurgulamak gerekir ki kripto paraların alım-satımı, yatırım aracı olarak kullanılması veya elde tutulması yasaklanmamıştır . Yani kripto paraya sahip olmak, borsalarda işlem yapmak hukuken serbesttir; yalnızca doğrudan doğruya ödeme işlemlerinde kullanımı sınırlandırılmıştır.

Kripto paraların para olarak kabul edilmemesi, onların değersiz veya korumasız olduğu anlamına gelmez. Hukuki bakımdan kripto varlıklar, somut bir mal değildir fakat ekonomik değeri olan gayrimaddi varlıklar olarak değerlendirilir. Türk hukukunda kripto paraların tam olarak hangi mevcut kategoriye girdiği netleştirilmemiş olsa da yargı kararları bu konuda yol gösterici olmaya başlamıştır.

,Örneğin, ceza yargılamasında kripto paraların çalınması veya dolandırılması vakaları “bilişim sistemleri aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık” veya hırsızlık suçları kapsamında ele alınmaktadır . Yargıtay, yakın tarihli kararlarında kripto paraların maddi bir değer barındırdığını ve hukuken korunması gereken ekonomik bir “şey” olduğunu zımnen kabul etmiştir . Bu içtihatlar, kripto paraların hukuki malvarlığı değeri taşıdığını ve örneğin çalınmaları halinde ceza hukuku korumasından yararlanacağını göstermektedir.

Buna paralel olarak, medeni hukuk açısından da kripto paraların niteliği tartışılmaktadır. Kripto varlıklar, bir hak veya alacak olarak değerlendirilebilir mi? Doktrinde bazı görüşler, kripto paraların bir tür elektronik değer birimi olduğu ve sahibine karşılık gelen bir alacak hakkı sağladığı yönündedir. Diğer yandan, dağıtık defter teknolojisiyle var oldukları için herhangi bir üçüncü kişiye karşı talep hakkı doğurmadan, doğrudan doğruya sahibine ait dijital değerler olarak da yorumlanabilirler.

Bu farklı yaklaşımlara karşın uygulamada önem taşıyan nokta, kripto paraların fiilen mülkiyet ve tasarruf konusu yapılabildiği ve ekonomik değer transferine hizmet ettiğidir. Örneğin, bir mahkeme kararında icra takibine konu edilen kripto varlıkların, borçlunun malvarlığı değeri sayılarak haczedilebileceği kabul edilmiştir (uygulamada, kripto paraların haczi teknik olarak zor olsa da hukuken mümkün görülmektedir) .

Uluslararası alanda da kripto paraların hukuki tanımı için farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. İngiltere mahkemeleri, kripto varlıkları “malı temsil eden mülkiyet hakkının konusu olabilen varlıklar” olarak değerlendiren içtihatlar geliştirmiştir . Amerika Birleşik Devletleri’nde kripto paralar, duruma göre menkul kıymet, emtia veya para birimi olarak farklı hukuki kategorilere konulabilmektedir (özellikle SEC’nin bazı kripto paraları menkul kıymet sayma eğilimi buna örnektir).

Avrupa Birliği’nin 2023 tarihli MiCA (Markets in Crypto-Assets) düzenlemesi ise “kripto varlık” kavramını tanımlayarak, bunların elektronik ortamda oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtılan, değer veya hak temsil eden gayrimaddi varlıklar olduğunu ifade etmiştir . Türkiye’de hazırlanan 2024 tarihli düzenleme de benzer şekilde “kripto varlık” tanımını kanuna kazandırarak, hukuki statünün belirlenmesi yönünde önemli bir adım atmıştır .

Özetle, kripto paralar Türk hukukunda resmi para statüsünde değildir ancak ekonomik değeri olan dijital varlıklar olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Yargı kararları ve yasal tanımlar, kripto paraların korunmaya değer malvarlığı unsurları olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, kripto paraların çalınması, dolandırılması veya haksız kullanımı hallerinde hukuk düzeninin koruma mekanizmalarını (ceza davaları, tazminat davaları, vs.) devreye sokabileceği anlamına gelir.

İlerleyen yıllarda kripto varlıkların statüsü daha da netleşecek; örneğin ileride menkul mal veya mali enstrüman olarak özel yasal statü kazanmaları söz konusu olabilecektir. Şu an için önemli olan, mevcut hukuk kurallarının kripto paraları tamamen düzenlememiş olsa da onları yok saymadığı, genel hükümlerin bu alan için uyarlanarak uygulandığı gerçeğidir.

Kripto Para Avukatı Nedir?

Kripto para avukatı, kripto varlıklar ve blockchain teknolojisiyle ilgili hukuki meselelerde uzmanlaşmış, bu alanda hem teknik bilgiye hem de hukuk bilgisine sahip olan avukata verilen isimdir. Kripto para avukatı kavramı, dijital varlık piyasalarının büyümesiyle birlikte ortaya çıkmıştır ve geleneksel avukatlık pratiğinin ötesinde bir uzmanlık gerektirir. Bu avukatlar, kripto paraların yapısını, işleyişini, blockchain teknolojisinin temel prensiplerini anlamak zorundadır. Zira müvekkillerinin karşılaştığı sorunlar sadece kanun maddelerini değil, aynı zamanda cüzdan, özel anahtar, akıllı sözleşme, token, NFT gibi teknik kavramları da içermektedir.

Bir kripto para avukatı, genellikle bilişim hukuku veya finans hukuku alanında deneyim kazanmış ve son yıllarda bu deneyimini kripto varlıklar üzerine yoğunlaştırmış kişidir. Bu alandaki avukatlar, müvekkillerine kripto para birimleriyle ilgili geniş bir yelpazede hizmet sunarlar (aşağıdaki bölümde ayrıntılı olarak ele alınacaktır). Örneğin, bir kripto para avukatı hem bir kripto borsasında yaşanan hesap dondurma veya hacklenme sorununda hukuki yol haritası çizebilir, hem de yeni bir kripto para projesi için akıllı sözleşme hazırlanması konusunda danışmanlık verebilir. Bu nedenle kendisini sürekli olarak güncel tutması, dünyadaki teknik ve hukuki gelişmeleri yakından takip etmesi gereken bir hukukçu profilidir.

Kripto para avukatının diğer bir özelliği de mevzuat boşluklarında çözüm üretebilme becerisidir. Türkiye’de kripto paralarla ilgili özel yasa yeni çıkmış olsa da, birçok detay henüz düzenlenmemiş veya uygulamada netlik kazanmamıştır. Bu durumda kripto para avukatı, var olan genel kanun hükümlerini ve emsal yargı kararlarını yaratıcılıkla kullanarak müvekkilinin hakkını savunmaya çalışır.

Örneğin, ortada özel bir düzenleme olmadığında, bir dolandırıcılık vakasında Türk Ceza Kanunu’nun nitelikli dolandırıcılık maddesine dayanarak suç duyurusu yapmak, ya da bir sözleşme ihtilafında Türk Borçlar Kanunu genel hükümlerini kripto para transferine uyarlamak gibi adımlar atar. Bu yönüyle kripto para avukatı, hem bir hukuk mühendisi (legal engineer) hem de bir danışman gibidir – teknolojinin getirdiği yenilikleri hukuk diline tercüme eder.

Ayrıca kripto para avukatları, çoğu zaman uluslararası boyutta da çalışırlar. Kripto paralar coğrafi sınırlara bağlı olmadığı için birçok uyuşmazlıkta yabancı unsurlar bulunur: Yabancı bir kripto borsası, yurt dışında bulunan bir dolandırıcı, uluslararası bir yatırım anlaşmazlığı gibi. Kripto para avukatı, gerek ulusal gerek uluslararası hukuk kurallarını göz önünde bulundurarak strateji geliştirir. Örneğin, müvekkilinin yurt dışındaki bir kripto platformunda kalan varlıklarını kurtarmak için o ülkenin hukukuna göre dava açılması gerekiyorsa, yabancı avukatlarla iş birliği yapar veya uluslararası tahkim yollarını araştırır.

Kısaca özetlemek gerekirse, kripto para avukatı; kripto para birimleri, dijital token’lar, blockchain projeleri ve diğer dijital varlıklarla ilgili her türlü hukuki konuda uzmanlaşmış, teknik terminolojiye hakim, bu alandaki hızlı değişime ayak uydurabilen ve müvekkillerine hem danışmanlık hem dava süreçlerinde temsil hizmeti sunabilen avukat demektir. Kripto para avukatı kavramı yeni bir uzmanlık alanı olsa da, günümüzde kripto paralara ilginin artmasıyla beraber bu uzmanlara duyulan ihtiyaç da hızla yükselmektedir.

Kripto Para Avukatı Ne İş Yapar?

Kripto para avukatının görev ve hizmet alanları oldukça geniştir. Geleneksel hukuk alanlarının ötesinde, dijital varlıklara özgü sorunlarda yol gösterici olurlar. Aşağıda bir kripto para avukatının başlıca faaliyet alanları ve yaptığı işler alt başlıklar halinde incelenmiştir:

Kripto Para Dolandırıcılığı ve Ceza Davaları

Kripto paraların popülaritesi arttıkça kripto para dolandırıcılığı vakalarında da artış görülmüştür. Kripto para avukatları, bu tür dolandırıcılık olaylarında mağdurları temsil eder ve suçluların adalet önüne çıkarılması için hukuki süreci yürütür. Örneğin, müvekkilinin kripto varlık cüzdanı hacklenerek varlıkları çalınmışsa veya bir Ponzi (Saadet Zinciri) yapısına dahil edilerek dolandırılmışsa, avukat öncelikle delilleri toplayarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunur.

Türk Ceza Kanunu’nda bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-f) kapsamında şikâyet yapılması mümkündür . Soruşturma aşamasında, avukat müvekkili adına Emniyet Siber Suçlar birimi ve savcılık ile koordinasyon kurar; gerekirse MASAK raporları, IP tespitleri gibi teknik delillerin toplanmasını sağlar . Dolandırıcılık suçunun ispatı halinde ceza davası açılacak ve fail(ler) nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılanacaktır. Bu süreçte kripto para avukatı, duruşmalarda mağdurun haklarını savunur, iddianamenin hazırlanmasından itibaren tüm yargılama aşamalarını yakından takip eder .

Bunun yanı sıra, kripto para dolandırıcılığı vakalarında ceza yargılaması sürerken bir de hukuk davası (tazminat davası) açılması gerekebilir. Avukat, müvekkilinin uğradığı maddi kayıpların giderilmesi için hukuk mahkemelerinde de dava açabilir. Örneğin, dolandırıcıların tespit edilebilir mal varlıkları varsa bunlara yönelik tedbir ve haciz işlemleri başlatılarak, ileride hükmedilebilecek tazminat tutarının tahsiline çalışılır. Eğer dolandırıcılık bir kripto para borsası aracılığıyla gerçekleşmişse (örneğin borsa sahibi yatırımcıların parasını alıp kaçmışsa), borsaya karşı hem ceza hem iflas hukuku yolları gündeme gelebilir. Kripto para avukatı, mağdurların haklarının azami ölçüde korunması için bu çok boyutlu süreci yönetir.

Kripto para dolandırıcılığı davalarında, teknik detayların doğru anlaşılması ve anlatılması kritiktir. Örneğin, bir phishing (oltalama) saldırısıyla müvekkilin özel anahtar bilgileri çalınmışsa, bunun teknik izahını yaparak hukuki nitelendirmesini doğru şekilde aktarmak avukatın görevidir. Yine sahte kripto para borsaları veya hayali ICO projeleri gibi karmaşık dolandırıcılık kurgularında, avukat hem müvekkilini bilinçlendirir hem de savcılık makamına olayın nasıl cereyan ettiğini açıklayan ayrıntılı dilekçeler sunar.

İstanbul’da meydana gelen büyük kripto dolandırıcılık vakalarından biri olan Thodex skandalı bu kapsamda anılabilir: On binlerce yatırımcının mağdur olduğu bu olayda, borsa kurucusu yurt dışına kaçmış fakat yakalanarak Türkiye’ye iade edilmiş ve yargılama sonucunda 11 bin yılı aşkın hapis cezasına çarptırılmıştır . Bu emsalsiz ceza, Türk ceza adalet sisteminin kripto para dolandırıcılığına karşı ne denli ciddi yaklaştığını göstermektedir. Kripto para avukatları, böylesi büyük çaplı davalarda da mağdurları temsilen aktif rol almış ve almaya devam etmektedir.

Kripto Para Alım-Satım Sözleşmeleri ve Uyuşmazlıkları

Kripto varlıkların alım satımına ilişkin hukuki işlemler, özellikle büyük tutarlı transferlerde ve ticari işlemlerde önem kazanmaktadır. Kripto para alım-satım sözleşmeleri, iki taraf arasında belirli miktarda kripto varlığın belirli bir bedel karşılığı el değiştirmesini düzenleyen sözleşmelerdir. Örneğin, bir şirketin yatırım amaçlı yüklü miktarda Bitcoin satın alması için satıcıyla yaptığı anlaşma yazılı bir sözleşmeye bağlanabilir. Kripto para avukatı, bu tür sözleşmelerin hazırlanmasında ve müzakere edilmesinde görev yapar. Sözleşmede transferin zamanı, kullanılacak cüzdan adresleri, olası uyuşmazlıkların çözüm yeri (hukuk seçimi), tarafların sorumlulukları gibi kritik maddeler yer alır.

Uluslararası bir boyut taşıyan işlemlerde, avukat tahkim şartı veya yabancı hukuk seçimi gibi konularda müvekkiline en uygun korumayı sağlayacak düzenlemeleri önerir. Örneğin, Türkiye’de bulunan bir yatırımcı ile yurt dışındaki bir kripto fonu arasında yapılan anlaşmazlıklarda uluslararası tahkim yoluna gitmek avantajlı olabilir. Kripto para avukatı, böylesi durumlarda New York Konvansiyonu, UNCITRAL Model Kanunu gibi uluslararası hukuk mekanizmalarını da dikkate alarak strateji belirler.

Kripto para alım-satım işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar da bu başlık altına girer. Sıklıkla karşılaşılan problemlerden biri, taraflardan birinin ödemeyi yapıp diğerinin kripto varlığı göndermemesi veya geç göndermesidir. Bu gibi hallerde hukuki ihtilaf, alacak davası veya sözleşmenin ifası talepli davalar şeklinde yargıya taşınabilir. Ancak kripto varlık transferlerinin anonimliğinden ötürü, davalının kimliği ve yerleşim yeri gibi konularda zorluklar yaşanabilir.

Kripto para avukatı, gerekirse mahkemeden delil tespiti talep ederek blockchain üzerindeki işlemlerin kayıt altına alınmasını, uzman bir bilirkişi aracılığıyla transferlerin izinin sürülmesini talep edebilir. Bazı durumlarda, yabancı bir kripto borsasından kullanıcı verilerinin istenmesi gerekebilir ki bu durumda karşılıklı adli yardımlaşma süreçleri devreye girer.

Ayrıca, kripto para piyasalarında son dönemde ortaya çıkan OTC (tezgah üstü) işlemler ve OTC broker sözleşmeleri de bu kapsamda değerlendirilebilir. Yüklü miktarda kripto varlığın, piyasa üzerinde ani dalgalanmaya yol açmadan el değiştirmesi amacıyla yapılan bu özel işlemlerde, genellikle bir aracı kurum veya broker devreye girer ve komisyon karşılığı alıcı ile satıcıyı buluşturur. Kripto para avukatı, OTC işlem sözleşmelerinin hukuki güvencelerini oluşturur; tarafların hak ve yükümlülüklerini netleştirerek olası uyuşmazlıkların önüne geçmeye çalışır.

Vergilendirme ve Mali Yükümlülükler

Kripto para faaliyetlerinden elde edilen kazançların vergilendirilmesi ve bu alandaki mali yükümlülükler, hem bireyler hem de şirketler için kritik önem taşır. Kripto para avukatları, müvekkillerine vergisel sorumluluklar konusunda danışmanlık yapar ve gerektiğinde vergi uyuşmazlıklarında temsil görevini üstlenir. Türkiye’de halihazırda kripto paralara özgü açık bir vergi düzenlemesi bulunmamaktadır; Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu veya Katma Değer Vergisi Kanunu’nda kripto varlıklara dair özel bir hüküm yer almamaktadır .

Bununla birlikte, mevcut vergi mevzuatının genel ilkeleri kripto kazançlarına uygulanabilir durumdadır. Örneğin, şirketlerin kripto para alım satımından elde ettiği kazançlar, ticari kazanç kapsamında kurumlar vergisine tabi olabilir . Benzer şekilde, bireylerin düzenli ve yüksek hacimli kripto ticareti yapması durumunda, Gelir Vergisi Kanunu hükümleri çerçevesinde gelir vergisi doğabilir. Ancak uygulamada bu konuda henüz netleşmiş bir içtihat veya idari görüş birliği yoktur.

Kripto para avukatı, müvekkillerine vergi risk analizi yaparak, elde ettikleri kazançların mevcut mevzuata göre nasıl değerlendirilebileceğini açıklar. Ayrıca, devletin ileride getirebileceği muhtemel vergisel düzenlemelere karşı da öngörülü olmak gerekir.

Örneğin, kripto varlık kazançlarına ilişkin bir beyanname verme zorunluluğu veya belirli tutarı aşan kripto gelirlerine oranlı vergi getirilmesi gibi tasarılar zaman zaman gündeme gelmektedir. Nitekim 2024 yılında yasalaşan kripto varlık düzenlemesi sonrasında, önümüzdeki dönemde kripto kazançlarının vergilendirilmesine dair daha net kuralların çıkarılması beklenmektedir . Kripto para avukatı, müvekkilini bu olası değişikliklere karşı bilgilendirir ve gerekirse yeniden yapılandırma (örneğin şirket kurulumu yoluyla vergi optimizasyonu gibi) konularında yönlendirir.

Vergilendirme kadar önemli bir diğer husus da MASAK yükümlülükleri ve kara para aklama ile mücadele kapsamında kripto hizmet sağlayıcılarına getirilen kurallardır. Türkiye’de Mayıs 2021’den itibaren kripto varlık hizmet sağlayıcıları (kripto para borsaları vb.), MASAK mevzuatı kapsamına alınmıştır . Bu kapsamda kripto platformlarına müşterini tanı (KYC), şüpheli işlem bildirimi, bilgi ve belge verme gibi yükümlülükler getirilmiştir.

Kripto para avukatları, özellikle kripto para borsaları veya aracı hizmetler sunan şirketlere, MASAK düzenlemelerine uyum konusunda danışmanlık yapar. Şirketlerin suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi için iç prosedürler oluşturmasını, personeline eğitim vermesini, yüksek tutarlı işlemlerde bildirim yapmasını sağlayacak bir uyum programı geliştirmesine katkı sunar. Bu sayede hem yasal cezai yaptırımlardan kaçınmak hem de sektör standardı bir güven ortamı oluşturmak mümkün olur.

Son olarak, kripto para alanındaki mali denetimler ve idari para cezaları konusu da kripto para avukatının çalışma alanına girebilir. Örneğin, MASAK tarafından kripto borsalarına yönelik gerçekleştirilen denetimlerde eksiklik tespit edilip idari para cezası kesilmesi durumunda, bu yaptırımlara karşı idari yargıda itiraz süreçlerini avukatlar takip eder. Yakın geçmişte MASAK, bazı kripto şirketlerine yükümlülük ihlali nedeniyle ciddi tutarlarda cezalar uygulamıştır. Kripto para avukatı, bu gibi durumlarda müvekkil şirketi temsil ederek hem idari başvuruları yapar hem de gerekiyorsa mahkemede dava açar.

NFT’ler ve Akıllı Sözleşmeler

NFT (Non-Fungible Token)’ler, dijital ortamda benzersiz varlıkları temsil eden token türleridir ve son yıllarda sanat, koleksiyon ve oyun dünyasında büyük ilgi görmüşlerdir. NFT’lerin hukuki boyutu, geleneksel fikri mülkiyet ve mülkiyet kavramlarını yeniden düşündürmüştür. Bir NFT, altında yatan dijital eser veya varlık için bir mülkiyet kaydı gibi işlev görse de, bu mülkiyetin kapsamı ve alıcıya tanıdığı haklar her zaman net değildir. Kripto para avukatları, dijital eserlerin NFT olarak satılması sürecinde sanatçılara veya alıcılara danışmanlık yapar.

Örneğin, bir sanatçının eserini NFT’ye dönüştürerek açık artırmaya çıkarması durumunda, akıllı sözleşmeye telif hakkı koşullarını (royalty) eklemek isteyebilir; avukat bu sözleşme kodunun hukuki geçerliliği ve uygulanabilirliği konusunda rehberlik eder. Aynı şekilde, NFT satın alan bir koleksiyoner, eserin telif haklarına sahip olup olmadığını veya eser üzerinde ticari kullanım hakkı elde edip etmediğini bilmek isteyebilir – bu konularda NFT platformlarının kullanım sözleşmelerini ve ilgili hukuku yorumlamak avukata düşer. Kısaca, NFT hukuku, dijital varlık mülkiyetinin sınırlarını ve tarafların haklarını tanımlar ve kripto para avukatları bu alanda sözleşme hazırlama, ihtilaf çözümü ve danışmanlık hizmeti verir.

Akıllı sözleşmeler ise, blockchain üzerinde çalışan, belirli koşullar gerçekleştiğinde otomatik olarak işlemleri yürüten kod parçalarıdır. Örneğin, Ethereum ağı üzerinde bir akıllı sözleşme, bir kişinin cüzdanına her ay sabit miktarda bir token gönderecek şekilde programlanabilir. Akıllı sözleşmeler hukuki açıdan birçok soruyu beraberinde getirir: Bu sözleşmeler klasik hukukta sözleşme sayılır mı, tarafların iradesini tam olarak yansıtır mı, bir hata içerirse sorumluluk kime aittir gibi.

Kripto para avukatları, akıllı sözleşmelerin hazırlanması ve incelenmesi süreçlerinde de görev yapar. Özellikle büyük ölçekli projelerde, kod geliştiriciler ile hukuk danışmanları birlikte çalışarak, kodun hukuki olarak arzu edilen sonucu doğurmasını temin etmeye çalışırlar. Eğer bir akıllı sözleşmede bug (hata) bulunur ve bu sömürüldüğü için taraflardan biri zarar görürse, hukuki ihtilaf ortaya çıkar: Geleneksel sözleşme hukuku ilkelerine göre, sözleşmenin geçersizliği veya uyarlanması gündeme gelebilir.

Akıllı sözleşmelere ilişkin dikkat çeken bir örnek, 2016’da gerçekleşen DAO saldırısıdır; bir akıllı sözleşme tabanlı yatırım fonu niteliğindeki The DAO projesinde kod açığından yararlanan saldırganlar milyonlarca dolar değerinde Ether’i kendi hesaplarına aktarmışlardı. Bu olay, “Code is law” (Kod kanundur) diyen görüş ile “Kodun ötesinde hukuki denetime ihtiyaç var” diyen görüşü karşı karşıya getirmiştir. Sonuç olarak Ethereum topluluğu o kodu etkisiz kılmak için hard fork yapmıştı.

Hukuken bakıldığında ise, akıllı sözleşmenin içeriği ile tarafların gerçek iradesi çeliştiğinde, mahkemelerin hakkaniyet ve iyi niyet ilkelerine dayanarak duruma müdahale edebileceği savunulmaktadır . Kripto para avukatları, bu tür anlaşmazlıklarda müvekkillerini temsil ederek hak kayıplarını önlemeye çalışır ve gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için sözleşme metinlerini (ve kodlarını) daha sağlam şekilde kurgular.

Kripto Para Borsaları, İflaslar ve İcra İşlemleri

Kripto para avukatlarının bir diğer önemli çalışma alanı, kripto para borsaları ile ilgili uyuşmazlıklar ve olası iflas süreçleridir. Kripto para borsaları, kullanıcıların itibari parayı kriptoya veya kripto paraları birbirine dönüştürdükleri platformlardır ve çoğunlukla özel şirketlerce işletilir. Son yıllarda, özellikle düzenleme eksikliği olan dönemlerde bazı borsalar suistimallerle gündeme gelmiştir. Türkiye’de 2021 yılında patlak veren Thodex ve Vebitcoin skandalları, binlerce yatırımcının borsalarda kalan paralarını kaybetmesine yol açmıştır . Bu gibi durumlarda kripto para avukatları, mağdurlar adına hem ceza soruşturması süreçlerini hem de medeni hukuk yollarını takip eder.

Bir kripto para borsasının iflas etmesi veya sahibinin ortadan kaybolması halinde, icra ve iflas hukuku devreye girer. Avukatlar, borsa şirketine karşı toplu olarak icra takibi başlatabilir, şirketin tasfiye sürecine müdahil olabilirler. Ancak kripto varlıkların doğası gereği, şirket cüzdanlarındaki varlıkların tespiti ve zimmete geçirilmişse geri alınması son derece karmaşık bir süreçtir.

Burada uluslararası hukuk boyutu da devreye girer; zira çoğu borsa, yurt dışı merkezlidir veya varlıkları farklı ülkelerin borsalarına transfer edilmiştir. Kripto para avukatları, Interpol ve Europol gibi uluslararası kolluk işbirliği mekanizmalarının devreye girmesi için girişimlerde bulunur; yabancı ülkelerde de suç duyuruları yaparak kaçan faillerin iadesine çalışır . Nitekim Thodex vakasında, kurucunun Arnavutluk’ta yakalanıp Türkiye’ye iadesi uluslararası işbirliği sayesinde mümkün olmuştur .

Kripto para borsalarıyla kullanıcılar arasında daha günlük düzeyde uyuşmazlıklar da çıkabilir: Örneğin bir kullanıcının hesabının haksız yere dondurulması, yanlışlıkla başka bir hesaba kripto gönderilmesi veya bir emrin hatalı işlemesi (sistemsel aksaklıklar) gibi. Bu durumlarda, kripto para avukatı borsanın kullanım sözleşmesini ve ilgili mevzuatı inceleyerek müvekkilinin hakkını arar..

Çoğu kripto borsasının sözleşmesinde, borsanın sorumluluğunu sınırlayan maddeler bulunur; avukat bunların tüketici hukuku veya genel işlem koşulları bakımından geçerliliğini tartışabilir. Gerekirse tüketici hakem heyetlerine veya tüketici mahkemelerine başvurarak, özellikle küçük yatırımcıların kayıpları için çözüm aranabilir (yatırım amacıyla yapılan işlemler bazı durumlarda tüketici işlemi sayılabilmektedir). Büyük ölçekli davalarda ise, mağdurların toplu dava (class action benzeri) açması veya birlikte hareket etmesi de gündeme gelir; avukatlar bu süreçte koordinasyon sağlar.

Kripto para borsalarına ilişkin 2024 düzenlemeleri sonrasında, Türkiye’de faaliyet gösteren platformlara SPK lisansı alma zorunluluğu getirilmiştir . Bu, sektörün daha denetimli hale gelmesi anlamına gelir. Ancak halihazırda faaliyette olan borsaların bu şartlara uyum sağlaması için geçiş süreleri bulunmaktadır. Kripto para avukatları, borsa şirketlerine hukuki uyum sürecinde de destek verir; şirket kuruluş yapısının düzenlenmesi, sözleşmelerinin yeni mevzuata göre revize edilmesi, iç kontrol ve denetim mekanizmalarının kurulması gibi adımlarda danışmanlık yaparlar. Böylece olası bir lisans alamama veya kapatma riskinin önüne geçilmesi hedeflenir.

Türkiye’de Kripto Para Mevzuatı ve Son Gelişmeler

Türkiye, kripto paraların oldukça ilgi gördüğü ve kullanımının hızla arttığı bir ülkedir. 2017-2021 arasında kripto para kullanıcı sayısının ve işlem hacminin katlanarak büyümesi, düzenleyici kurumları adım atmaya yöneltmiştir . İlk aşamada, kripto paralarla ilgili açık bir yasal çerçeve bulunmuyordu. Ancak 16 Nisan 2021 tarihli yönetmelikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasını yasakladı .

Bu adım, Türkiye’de kripto paralara dair ilk düzenleyici reflekslerden biri olarak değerlendirilebilir. Aynı yıl, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), kripto varlık hizmet sağlayıcıları için yükümlülükler getirerek bu platformları kara para aklama ile mücadele rejimine dahil etti . Bu kapsamda 2021 Mayıs ayında MASAK tarafından yayımlanan rehberlerde kripto şirketlerine müşteri kimlik tespiti, şüpheli işlem bildirimi, bilgi-belge verme gibi zorunluluklar getirildiği duyuruldu.

Kripto para ekosistemine ilişkin geniş kapsamlı bir kanuni çerçeve ise ilk kez 2024 yılında oluşturuldu. 26 Haziran 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda değişiklik yapan yasa, kripto varlıklara dair tanımlar ve yükümlülükler içeren düzenlemeleri yasalaştırdı . Böylece Türkiye’de kripto varlıklara dair ilk yasal çerçeve oluşturulmuş oldu . Kanunla birlikte “kripto varlık”, “kripto varlık hizmet sağlayıcı (KVHS)” gibi temel kavramlar tanımlandı; kripto varlık platformlarının (borsaların) Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’dan izin alma zorunluluğu getirildi .

Artık Türkiye’de kripto para alım satım platformu kurmak veya bu hizmeti vermek isteyen şirketler, geleneksel aracı kurumlara benzer şekilde belirli sermaye ve yeterlilik şartlarını sağlayarak SPK’ya başvurmak ve lisans almak durumundadır . Yasa ile ayrıca kripto varlık faaliyetlerinde tüketici/investor korumasına yönelik çeşitli hükümler eklendi. Örneğin, kripto varlıkların halka arzına (ICO/ITO) ilişkin SPK düzenleme yapma yetkisi kazandı, kripto varlık işlemlerinde piyasa manipülasyonuna karşı cezai yaptırımlar öngörüldü gibi yenilikler söz konusu oldu (Kanun metninde teknik detaylar bulunmaktadır).

İlgili yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, SPK 2024’ün ikinci yarısında ve 2025 başlarında seri halde ikincil mevzuat (tebliğler) yayımlayarak kanunun uygulama esaslarını belirledi . SPK’nın Ocak 2025’te duyurduğu tebliğ taslakları ile kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kuruluş ve faaliyet şartları detaylandırıldı . Örneğin, platform kurucuları, ortakları ve yöneticileri için belli mesleki yeterlilik ve iyi hal şartları getirildi; asgari sermaye tutarları belirlendi; platformlara iç denetim, risk yönetimi birimleri kurma zorunluluğu getirildi .

Ayrıca kripto varlıkların saklanması ve transferine ilişkin ilke ve esaslar düzenlendi; müşterilere ait kripto varlık bakiyelerinin Merkezi Kayıt Kuruluşu’nda (MKK) izlenerek raporlanması şartı getirildi . Platformlarda listelenen kripto varlıkların hangi kriterlere göre listeleneceği ve listeden çıkarılacağı hususunda listeleme komitesi oluşturulması zorunlu kılındı . Bu düzenlemeler, bir yandan yatırımcıları korumayı ve piyasanın şeffaflığını artırmayı hedeflerken, diğer yandan kripto sektörünü kayıt altına alarak uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmeyi amaçlamaktadır .

2024’teki bu yasa değişikliği, Türkiye’de kripto paralarla ilgili olarak bir milat niteliği taşımaktadır . Çünkü daha önce tamamen gri alanda kalan pek çok konu ilk kez yasal zemine kavuşmuştur. Örneğin, artık resmî olarak “kripto varlık” tanımı kanunda yer almakta; bu da ileride çıkacak yönetmelik ve tebliğlerin sağlam bir dayanağı olacağı anlamına gelmektedir.

Yine de, kripto para mevzuatı halen dinamik bir gelişim içindedir . 2024’teki kanun, sektör için bir başlangıç noktası olup zamanla piyasanın ihtiyaçlarına göre revize edilebilir. Özellikle vergilendirme konusunda, önümüzdeki dönemde daha net kuralların gelmesi muhtemeldir . Benzer şekilde, DeFi (merkeziyetsiz finans), DAO gibi yeni kavramlar henüz Türk hukukunda yer bulmamıştır; bunlara ilişkin düzenlemeler de gelecekte gündeme gelebilir.

Türkiye’nin kripto paralara ilişkin bu hızlı düzenleme hamlesinin ardında, bir yandan uluslararası yükümlülüklere uyum sağlama isteği (örneğin FATF tavsiyeleri), diğer yandan içeride yaşanan büyük mağduriyetlerin tekrarını önleme çabası vardır. Thodex vakası, bu anlamda düzenleyicileri harekete geçiren önemli bir etken olmuştur . 400 bine yakın kullanıcının etkilendiği, yaklaşık 2 milyar dolarlık varlığın buharlaştığı bu olay, kripto para piyasasının denetimsiz bırakıldığında ne derece büyük bir sistemik risk yaratabileceğini gözler önüne sermiştir .

Neticede 2024 yılında çıkarılan yasa ve devamındaki düzenlemeler, Türkiye’yi kripto hukukunu oluşturan ülkeler arasına sokmuştur . Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2025 başında yaptığı açıklamada da belirttiği üzere, Türkiye bu adımlarla yatırımcı işlemlerini kayıt altına alarak daha güvenli bir ortam oluşturmayı ve finansal piyasalarda fintek ekosistemini geliştirmeyi amaçlamaktadır .

Dünya’da Kripto Para Düzenlemelerine Genel Bakış

Kripto paraların küresel ölçekte yaygınlaşması, farklı ülkelerin ve uluslararası kurumların çeşitli düzenleyici yaklaşımlar geliştirmesine yol açmıştır. Henüz evrensel bir standart olmasa da, genel trend yatırımcı koruması, piyasa bütünlüğü ve kara para aklamayı önleme ekseninde şekillenmektedir.

Avrupa Birliği (AB) ve MiCA Regülasyonu

Avrupa Birliği, kripto varlık piyasalarını düzenleme konusunda kapsamlı bir çerçeve oluşturmak için dünyada öncü adımlardan birini atmıştır. 2023 yılında Avrupa Parlamentosu ve Konsey’ce kabul edilen Kripto Varlık Piyasaları Regülasyonu (MiCA), AB genelinde doğrudan uygulanacak bir tüzük olarak düzenlenmiştir. MiCA, kripto varlıkları ve hizmet sağlayıcılarını tanımlayarak, ihraççıların ve hizmet sağlayıcıların yükümlülüklerini belirlemiştir.

Bu düzenlemeye göre, AB sınırları içinde kripto varlık ihraç etmek isteyenlerin ve kripto platformu işletmek isteyenlerin yetkili makamlardan izin alması gerekecektir. MiCA, stablecoin’lerden NFT’lere kadar geniş bir yelpazede düzenlemeler içerir ve yatırımcıların bilgilendirilmesi (beyaz kâğıt zorunluluğu gibi), piyasa suistimallerinin önlenmesi ve rezerv tutma yükümlülükleri gibi konuları kapsar.

MiCA’nın yürürlüğe girişi kademeli olarak planlanmıştır: 2024 yılından itibaren bazı hükümleri yürürlüğe girecek olup, tam olarak uygulanması için geçiş süreci tanınmıştır. Hedeflenen tam uygulama tarihi Temmuz 2026 olarak öngörülmektedir . Bu sayede AB, kripto varlık piyasasını kapsayıcı bir mevzuat çatısı altına alarak hem yenilikçiliği teşvik etmeyi hem de riskleri kontrol altına almayı amaçlamaktadır.

AB üyesi olmayan ancak AB ile yakın finansal ilişkileri olan ülkeler de (örneğin İngiltere) benzer zaman diliminde kendi düzenlemelerini yürürlüğe koymayı hedeflemektedir . MiCA, Türkiye gibi ülkeler tarafından da yakından izlenmekte ve ulusal düzenlemelere ilham kaynağı olmaktadır. Nitekim Türkiye’nin 2024’teki düzenlemesi, bazı yönleriyle AB’nin yaklaşımıyla uyumluluk gözetmiştir (örneğin lisans şartları, sermaye yeterliliği gibi).

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)

ABD’de kripto paraların düzenlenmesi, tek bir kapsamlı federal yasa yerine çeşitli kurumların yetki alanına giren dağınık bir yapı sergiler. Başlıca tartışma, kripto paraların hukuken ne olduğu üzerinedir. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), birçok tokenın Howey Testi’ne göre menkul kıymet olduğunu savunmakta ve kayıtsız halka arz niteliğinde değerlendirmektedir. Örneğin SEC, Ripple (XRP) tokeninin menkul kıymet olduğunu iddia ederek dava açmış, ancak 2023 ortalarında mahkeme XRP’nin perakende satışlarının menkul kıymet olmadığı yönünde önemli bir karar vermiştir (bu karar kısmi bir zafer olarak görülmüş, ancak hukuki süreçler halen devam etmektedir).

Bununla beraber ABD Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC), Bitcoin ve Ethereum gibi ana kripto paraları emtia (commodity) olarak sınıflandırmakta ve kendi düzenlemelerinde denetlemektedir. Bu iki kurum arasındaki yetki alanı mücadelesi, ABD’de kripto regülasyonunun belirsiz yönlerinden biridir.

ABD Kongresi’nde de kripto paralarla ilgili yasa tasarıları tartışılmaktadır. Özellikle stablecoin’lere yönelik federal bir çerçeve ve SEC-CFTC yetki paylaşımını netleştirecek düzenlemeler gündemdedir. Eyalet bazında ise farklı yaklaşımlar mevcuttur: Örneğin Wyoming Eyaleti, kripto dostu mevzuatlarıyla tanınırken (DAO’ları tanıyan ilk yasal düzenlemeyi yapmıştır), New York Eyaleti BitLicense uygulamasıyla kripto şirketlerine sıkı lisans şartları getirmiştir.

Kripto para avukatları açısından ABD’nin yaklaşımı takip edilmesi gereken önemli bir alandır, zira SEC ve CFTC kararları küresel piyasalara da yön verebilmektedir. Örneğin SEC’in Binance ve Coinbase gibi büyük borsalara karşı açtığı davalar, tüm dünyada ses getirmiş ve bu borsaların faaliyet gösterdiği diğer ülkelerde de soru işaretleri doğurmuştur. Ayrıca ABD’nin vergi otoritesi (IRS), kripto kazançlarının vergilendirilmesi konusunda aktif olup, vergi beyannamelerinde kripto gelirlerinin bildirilmesini şart koşmaktadır.

Diğer Ülkeler ve Uluslararası Yaklaşımlar

Dünya genelinde birçok ülke kripto paralar konusunda mevzuat geliştirme yarışına girmiştir. Japonya, kripto paraları daha 2017’de ödeme yöntemi olarak tanımış ve borsa lisanslama rejimini uygulamıştır. 2014’teki Mt.Gox borsa skandalından çıkarılan derslerle, kullanıcı fonlarının güvenli saklanması ve borsaların rezerv ispatı yükümlülüğü gibi konulara öncülük etmiştir.

Singapur, kripto şirketleri için elverişli ancak denetimli bir ortam sunan Ödeme Hizmetleri Yasası ile lisans rejimi uygulamaktadır; MAS (Monetary Authority of Singapore) regülasyonuyla kara para aklama önlemlerini entegre etmiştir. İsviçre, Liechtenstein gibi ülkeler kripto ve blockchain alanında yenilikçi hukuk altyapıları (örneğin Liechtenstein’ın Blockchain Yasası) oluşturarak fintech ekosistemini çekmeye çalışmıştır. El Salvador ise 2021’de Bitcoin’i resmi para birimi ilan ederek sıra dışı bir adım atmış, ancak bu deneyim dünya genelinde izole bir örnek olarak kalmıştır.

Uluslararası kuruluşlar da bu konuda rehber ilkeler yayımlamaktadır. Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kripto varlık hizmet sağlayıcıları için Travel Rule adı verilen ve belirli tutarın üzerindeki transferlerde taraf bilgilerinin paylaşılmasını içeren bir tavsiye getirmiş, üye ülkelerden bunu uygulamalarını istemiştir. G20 ve IMF, kripto varlıkların uluslararası finansal istikrara etkisi üzerine raporlar hazırlamakta, küresel bir koordinasyon gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Avrupa Merkez Bankası ve bazı diğer merkez bankaları, Merkez Bankası Dijital Parası (CBDC) projeleri geliştirerek, kripto teknolojisini kamu parası alanında değerlendirmeye yönelmektedir.

Genel gidişata bakıldığında, ülkelerin büyük çoğunluğu kripto paraları yasaklama yoluna gitmemiş, bunun yerine regüle ederek sisteme entegre etme çabası benimsemiştir. Örneğin, Hindistan bir dönem kriptoya katı yasak getirmişse de daha sonra düzenleme yapma yoluna döndü. Çin ise kripto ticaretini yasaklamakla birlikte dijital yuan projesine odaklanmıştır. Rusya kripto ödemelerini yasaklamış ancak madencilik gibi konularda açılımlara gitmiştir.

Türkiye, uluslararası alandaki bu gelişmeleri yakından takip ederek kendi mevzuatını oluşturmaya çalışmaktadır. 2024’te gelen yasanın içeriğinde AB MiCA’ya ve FATF tavsiyelerine paralel unsurlar bulunduğu görülmektedir. İlerleyen dönemde, özellikle uluslararası işbirliği anlaşmaları (karşılıklı bilgi paylaşımı, suçluların iadesi vb.) kripto alanında daha da önem kazanacaktır. Zira kripto suçları çoğu kez birden fazla ülkenin hukukunu ilgilendiren boyutlar taşımaktadır. Bu bakımdan Türkiye’nin hem AB hem diğer bölgesel aktörlerle eşgüdüm içinde olması, mevzuatını güncel tutması kritik olacaktır.

İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde Kripto Para Ekosistemi

İstanbul, Türkiye’nin finans ve teknoloji başkenti olarak kripto para ekosisteminin de en hareketli olduğu şehirdir. Marmara Bölgesi genelinde, kripto paralara yatırım yapan bireylerin ve bu alanda iş yapan girişimlerin sayısı hızla artmaktadır. Bunun birkaç nedeni vardır: Bölge, teknolojik yeniliklere erken adapte olan genç bir nüfusa sahip olduğu gibi, finansal okuryazarlığın ve yatırım kültürünün de en gelişkin olduğu yerdir.

Özellikle yüksek enflasyon ve para birimindeki dalgalanmalar, İstanbul’daki birçok yatırımcıyı alternatif yatırım aracı olarak kripto varlıklara yöneltmiştir . Nitekim Thodex skandalında ortaya çıktığı üzere, yüz binlerce Türk vatandaşı birikimlerini kripto paralarda değerlendirmiş ve bu borsanın çöküşüyle ciddi mağduriyet yaşamıştır . Bu örnek, İstanbul’da kripto para risklerinin ne denli somut olabileceğini göstermektedir .

İstanbul aynı zamanda birçok yerli kripto para girişimine, fintech şirketine ve blockchain tabanlı startup’a ev sahipliği yapmaktadır. Teknoloji geliştiren bu girişimler, hukuki danışmanlık ve uyum konusunda da yoğun ihtiyaç duymaktadır. Bilal Alyar Hukuk Bürosu, İstanbul ve Marmara Bölgesi’nin finans ve teknoloji merkezlerinde edindiği tecrübe sayesinde kripto para hukuku alanında bireylere, girişimcilere ve şirketlere profesyonel bir şekilde yol göstermektedir . Bölgedeki faaliyetlerden edinilen pratik deneyim, kripto para avukatlarının burada karşılaşılan sorunlara daha çabuk çözüm üretmesini sağlamaktadır.

Örneğin, İstanbul’da gerçekleşen bir kripto para dolandırıcılığı vakasında, yerel emniyet birimleri ve savcılık nezdinde işlemlerin nasıl hızlı ilerletileceği, delillerin nasıl sunulacağı gibi konularda bölgeye hâkim avukatların avantajı bulunmaktadır.

Marmara Bölgesi, sadece kullanıcılar bazında değil, aynı zamanda madencilik faaliyetleri ve OTC piyasa aktörleri açısından da hareketlidir. Özellikle elektrik maliyetlerinin görece uygun olduğu Trakya bölgesinde bireysel veya küçük çaplı kripto madenciliği yapanların olduğu bilinmektedir. Bu kişiler zaman zaman elektrik idaresiyle veya lisans meseleleriyle ilgili hukuki sorunlar yaşayabilmektedir (örneğin, tarımsal sulama elektriğini kullanarak madencilik yapma gibi kötüye kullanım iddiaları olabilmektedir). Kripto para avukatları, bu tür yerel konularda da danışmanlık sunarak mevzuata uygun hareket edilmesini sağlar.

Bölgenin diğer bir özelliği de, uluslararası kripto para platformlarının Türkiye pazarına genellikle İstanbul üzerinden giriş yapmasıdır. Birçok global kripto şirketi, İstanbul’da ofis açmakta veya etkinlik düzenlemektedir. Bu da yabancı unsurlu hukuki ilişkilerin şehirde yoğunlaşmasına yol açar. Örneğin, İstanbul’da yaşayan bir yatırımcı yabancı bir borsa ile problem yaşadığında, avukatı aracılığıyla İstanbul’da dava açabilir ancak tebligat ve karar tenfizi gibi süreçlerde uluslararası hukuku işletmek gerekir. İstanbul’daki avukatlar, bu noktada hem Türk hukuku hem de yabancı hukuk mercileriyle olan işlemlere vakıf olmalıdır.

Son olarak, Marmara Bölgesi’nde kripto paralara ilişkin kamu farkındalığı da giderek artmaktadır. Üniversitelerde ve teknoparklarda blockchain üzerine eğitimler, atölyeler düzenlenmekte; barolar birliği ve yerel barolar kripto para hukuku üzerine seminerler yapmaktadır. Bu sayede hem hukuki topluluk hem de yatırımcılar daha bilinçli hale gelmektedir. İstanbul Barosu’na kayıtlı avukatlar arasında da kripto para hukukunu uzmanlık alanı olarak benimseyenlerin sayısı çoğalmaktadır. Tüm bu dinamikler, İstanbul ve çevresinde kripto para avukatına duyulan ihtiyacın canlılığını koruduğunu ve hatta arttığını göstermektedir. Bölgedeki vakaların yaygınlığı ve karmaşıklığı, bu alanda deneyimli hukukçuların ne kadar kritik bir rol oynadığını ortaya koymaktadır.

Neden Uzman Bir Kripto Para Avukatı ile Çalışmalısınız?

Kripto para dünyası, yüksek kazanç fırsatları kadar yüksek riskleri de bünyesinde barındıran, geleneksel finansal sistemden çok daha hızlı ve kompleks bir yapıdır. Bu alanda ortaya çıkan hukuki sorunlar, çoğu zaman ilk kez karşılaşılan türden sorunlar olup emsal kararların azlığı ve düzenlemelerin yeniliği nedeniyle belirsizlik taşır. Bu nedenle kripto para alanında bir sorunla karşılaşan birey ya da şirketlerin, genel bir hukuk bilgisi yerine bu alana özel uzmanlığı olan bir avukatla çalışmaları son derece önemlidir. Uzman bir kripto para avukatı ile çalışmanın başlıca avantajları şu şekilde sıralanabilir:

  • Teknik Bilgi ve Jargon Hakimiyeti: Kripto para işlemleri, cüzdanlar, akıllı sözleşmeler, blockchain kayıtları gibi teknik konuları içerir. Uzman bir avukat, müvekkilin anlattığı sorunu ve karşı tarafın savunmasını teknik yönüyle anlayıp hukuki zemine oturtabilir. Aksi halde, teknik terimlerin yanlış anlaşılması hakkın kaybına yol açabilir.
  • Güncel Mevzuat Takibi: Kripto para hukuku sürekli evrilen bir alan olduğundan, bu konuda uzmanlaşmış avukatlar yeni çıkan yasaları, yönetmelikleri, SPK tebliğlerini ve uluslararası gelişmeleri yakından takip eder. Örneğin 2024 düzenlemesi sonrası SPK’nin yayınladığı tebliğleri veya MASAK’ın yeni kılavuzlarını anbean izleyerek müvekkiline uygular. Böylece müvekkil, değişen kurallara aykırı bir işlem yapma riskinden korunur.
  • Öngörü ve Risk Analizi: Uzman avukat, piyasadaki dolandırıcılık trendlerini, güvenlik açıklarını, regülasyon eksikliklerini bilir ve müvekkilini önceden uyarabilir. Örneğin, ponzi şeması olabilecek bir yatırım vaadine karşı müvekkilini ikaz etmek veya bir borsanın mali yapısındaki zafiyeti fark edip müşterisini uyarmak, ancak bu piyasayı yakından izleyen bir avukatın yapabileceği bir iştir.
  • Çok Boyutlu Yaklaşım: Kripto para sorunları genelde tek bir hukuk dalıyla sınırlı kalmaz; ceza hukuku, vergi hukuku, bilişim hukuku, sermaye piyasası hukuku iç içe geçebilir. Uzman bir kripto para avukatı, bu çok disiplinli meseleleri bir bütün olarak değerlendirir ve her cephede müvekkilinin çıkarlarını korur. Örneğin bir dolandırıcılık vakasında hem ceza davasını hem tazminat davasını aynı anda yönetebilir; bir şirket danışmanlığında hem sözleşmeleri hazırlar hem de vergi planlaması önerir.
  • Hız ve Etkinlik: Kripto piyasaları anlık değişimlerin olabildiği, fırsat ve risklerin hızla ortaya çıkabildiği bir alan. Böyle bir alanda hukuki sorun çıktığında hızlı aksiyon almak çok kritiktir (mesela çalınan kripto paranın izini sürmek için borsalara derhal bildirim yapmak gerekebilir). Uzman bir avukat, tecrübesi sayesinde vakit kaybetmeden doğru adımları atarak müvekkilin hak kayıplarını en aza indirmeye çalışır. Zamanın kritik olduğu kripto uyuşmazlıklarında, deneyimli olmayan bir avukatın öğrenme sürecinde kaybettiği zaman müvekkil açısından telafisi güç zararlara yol açabilir.

Tüm bu sebeplerle, kripto para ile ilgili önemli miktarda yatırım yapan, bu piyasada iş modeli bulunan veya bir uyuşmazlık yaşayan herkesin, genel bir avukat yerine kripto para avukatı ile çalışması tavsiye edilir. Bu, tıpkı sağlık alanında özel bir rahatsızlık için o alandaki uzman doktora görünmeye benzetilebilir. Kripto para avukatı, müvekkilinin hem bugünkü ihtiyacını karşılar hem de gelecekte benzer sorunlarla tekrar karşılaşmaması için gerekli hukuki alt yapıyı oluşturur. Kısacası, dijital finans dünyasında hukuki güvence ve hak arama konusunda en etkin yol, bu alanda uzman bir hukukçu desteği almaktır . Bilhassa Türkiye’de bu alanda öncü çalışmalara imza atan Avukat Bilal Alyar gibi isimler, bilgi birikimi ve tecrübeleriyle müvekkillerine benzersiz bir katkı sunmaktadır.

Avukat Bilal Alyar’ın Kripto Para Alanındaki Deneyimi

Av. Bilal Alyar, Türkiye’de kripto para hukuku denildiğinde akla gelen ilk uzmanlardan biridir. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Bilal Alyar, 10 yılı aşkın süredir avukatlık yapmaktadır ve kariyerinin büyük bölümünü dijital varlıklar ile yenilikçi hukuk alanlarına adamıştır . Son 7 yıldır özellikle kripto paralar, blockchain projeleri ve uluslararası dijital varlık düzenlemeleri üzerinde yoğunlaşmış; sayısız eğitim, seminer ve konferansa konuşmacı olarak katılarak bilgisini paylaşmıştır . Bu sayede Türkiye’de henüz emekleme aşamasında olan kripto hukuku alanının gelişimine önemli katkılarda bulunmuş ve sektörün öncü isimleri arasında yerini almıştır .

Avukat Bilal Alyar’ın kripto para piyasalarındaki teknik konulara hakimiyeti, onu benzerlerinden ayıran başlıca özelliktir. 8 yılı aşkın süredir kripto piyasalarının içinde aktif olarak bulunan Av. Alyar, “kripto para ile ilgili bilmediğim bir şey yok” diyebilecek düzeyde derin bir bilgi birikimine sahiptir. Bu iddiayı destekleyen şekilde, müvekkillerinin karşısına çıkan hemen her türden yeni sorunu çözmüş veya benzerini tecrübe etmiş bir geçmişe sahiptir.

Örneğin, bir müvekkilinin maruz kaldığı akıllı sözleşme açığından kaynaklı zararın telafisi konusunda Türkiye’de ilk hukuki girişimleri o başlatmış; bir diğeri için NFT eserlerinin telif haklarıyla ilgili sözleşmeleri hazırlayarak emsal oluşturmuştur. Hem bireysel yatırımcılara hem de kripto para sektöründeki şirketlere hukuki danışmanlık verme konusunda geniş bir tecrübeye sahiptir . Uluslararası kripto para borsalarıyla yaşanan uyuşmazlıklarda, yurt dışındaki hukuk firmalarıyla işbirliği yaparak müvekkillerinin haklarını global ölçekte de savunmuştur. Örneğin, Amerika merkezli bir borsada yaşanan hesap kapatma sorunu için New York’taki bir hukuk ekibiyle koordineli çalışmış; Avrupa’da dolandırılan bir müvekkili için Almanya’da ceza duyurusunun takibini gerçekleştirmiştir.

Bilal Alyar, düzenleyici mevzuata hâkimiyeti ile de tanınmaktadır. Türkiye’de kripto varlıklarla ilgili çıkan her yeni düzenlemeyi (TCMB yönetmeliği, MASAK rehberi, 2024 SPK mevzuatı vb.) yakından takip ederek blog yazıları ve makaleler aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmiştir. Kendi web sitesinde ve çeşitli hukuk dergilerinde yayımlanan makaleleri, kripto hukuku alanında Türkçe kaynaklar olarak sıkça referans alınmaktadır. Özellikle “Kripto Para Avukatının El Kitabı” adlı kapsamlı çalışması, bu alandaki kavramsal soruları ve pratik meseleleri derinlemesine analiz eden doktora tezi seviyesinde bir referans eserdir . Bu eseriyle, kripto hukukuna ilgi duyan meslektaşlarına ve akademisyenlere de ışık tutmuştur.

Müvekkil memnuniyeti ve haklarının korunması, Av. Bilal Alyar’ın en önemsediği konulardır . Her bir vakaya yenilikçi bir bakış açısı ve proaktif bir tutumla yaklaşarak, standart çözümlerin ötesine geçen sonuçlar elde etmeyi hedefler. Örneğin, bir kripto varlık platformu ile yatırımcı arasındaki uyuşmazlıkta, dava yoluna gitmek yerine taraflar arasında teknik bir uzlaşma yolunu bularak müvekkilinin zararını kısa sürede tazmin ettirmiştir. Yine bir dolandırıcılık olayında, ceza soruşturması sonuçlanmadan önce sigorta şirketleriyle görüşerek müvekkilinin kaybının bir kısmını erken aşamada geri almasını sağlamıştır. Bu tür yaratıcı ve sonuç odaklı çözümler, onun kripto para avukatı olarak sahip olduğu rakipsiz deneyimin göstergelerindendir.

Avukat Bilal Alyar ile çalışmak, kripto para dünyasında karşılaşılabilecek tüm hukuki zorluklarda en üst düzey uzmanlık ve güvenilirlik ile destek almak demektir. Kendisi, kripto para avukatı olarak sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte de sayılı uzmanlardan biri olarak görülmekte; bilgi birikimiyle müvekkillerine rehberlik etmektedir. “Bu konuda dünyadaki en iyilerden biriyim” şeklindeki iddiasını, bugüne kadarki başarılı dava geçmişi ve sektörel saygınlığı teyit eder niteliktedir. Neticede, kripto para hukukunda doğru temsil ve danışmanlık almak isteyenler için Av. Bilal Alyar adı, tecrübe ve güvenin bir simgesi haline gelmiştir.

Sonuç

Dijital finans çağıyla birlikte hayatımıza giren kripto paralar, beraberinde karmaşık hukuki soruları ve ihtiyaçları getirmiştir. Türkiye’de ve dünyada mevzuat otoriteleri bu alanda düzenlemeler yapmaya başlamış olsa da, pratikte pek çok belirsizlik devam etmektedir. Kripto para avukatları, işte bu belirsizlik ortamında bireylerin ve kurumların haklarını koruyan, yol gösteren ve yenilikçi çözümler sunan kilit aktörlerdir. Bu makalede ele alınan kapsamlı bilgiler ışığında, kripto para hukukunun temel kavramlarından Türkiye’deki güncel yasal düzenlemelere, karşılaşılan uyuşmazlık türlerinden uluslararası gelişmelere kadar geniş bir perspektif çizilmiştir. Görülmüştür ki kripto para hukuku, bir doktriner bilgi birikimi kadar pratik deneyim de gerektiren, sürekli öğrenmeye ve adaptasyona açık bir alandır.

İstanbul ve Marmara Bölgesi özelinde tartışılan örnekler, yerel ölçekte de kripto paraların giderek hayatımızın parçası olduğunu ve hukuki anlamda güvence ihtiyacının arttığını göstermektedir. Bu bölgede faaliyet gösteren Avukat Bilal Alyar gibi uzman isimler, hem bu alandaki ilkleri gerçekleştirerek yol açmakta hem de somut davalarda müvekkillerine başarılı sonuçlar elde etmektedir.

Son tahlilde, ister bireysel bir yatırımcı olun ister kripto alanında iş yapan bir girişimci, dijital varlıklarla ilgili hukuki bir meseleyle karşılaştığınızda uzman bir kripto para avukatından destek almanız birincil öncelik olmalıdır. Bu sayede, hem mevcut haklarınızı etkin bir şekilde savunabilir hem de ileride doğabilecek risklere karşı proaktif önlemler alabilirsiniz. Unutulmamalıdır ki kripto para gibi yenilikçi ve hızla değişen bir sektörde, bilgili ve tecrübeli bir hukukçu desteği olmaksızın hareket etmek, geri dönülmez kayıplara yol açabilecek hatalara sebebiyet verebilir. Hukuk sistemi, kripto paralar konusunda gelişmeye devam ederken, sizin en güçlü yasal zırhınız bu sistemi iyi bilen bir avukat olacaktır.

Kripto para avukatı, kripto para hukuku, dijital varlık hukuku, blockchain ve kripto varlık düzenlemeleri, kripto para dolandırıcılığı davaları, kripto para yatırım hukuku, İstanbul ve Marmara bölgesi kripto para avukatlığı, uluslararası kripto varlık mevzuatı, kripto para suçları ve cezaları, kripto para vergilendirmesi gibi konular, bu kapsamlı rehber makalede ayrıntılı şekilde ele alınmıştır.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Kripto para avukatı tam olarak ne yapar?

Cevap: Kripto para avukatı; kripto paralarla ilgili her türlü hukuki meselede uzmanlaşmış avukattır. Örneğin kripto para dolandırıcılığına uğrayanlara ceza davası açmada yardımcı olur, kripto para alım-satım sözleşmeleri hazırlar, kripto borsalarıyla yaşanan ihtilaflarda müvekkillerini temsil eder. Aynı zamanda vergilendirme, uluslararası mevzuata uyum, NFT ve akıllı sözleşme gibi konularda danışmanlık verir. Kısaca dijital varlıkların hukuki yönüyle ilgili tüm sorunlarda yol gösterir.

Soru 2: Türkiye’de kripto para kullanmak yasal mı? Bitcoin almak suç mu?

Cevap: Türkiye’de kripto para satın almak, satmak veya bulundurmak yasaldır, suç teşkil etmez. Hükûmet veya Merkez Bankası kripto paraları yasaklamış değildir. Ancak Nisan 2021’de yürürlüğe giren bir düzenlemeyle, kripto paraların ödemelerde kullanılması yasaklanmıştır . Yani mal ve hizmet bedelini kripto parayla ödeyemezsiniz, çünkü kripto varlıklar resmi ödeme aracı kabul edilmemektedir. Bunun dışında kripto paraya yatırım yapmak veya kripto varlık alım satımı yapmak Türk hukukuna göre serbesttir.

Soru 3: Kripto para kazançları vergilendiriliyor mu?

Cevap: Mevcut durumda kripto para kazançları için özel bir vergi düzenlemesi bulunmamaktadır. Ne var ki genel vergi kanunları prensip olarak uygulanabilir. Örneğin bir şirket kripto ticaretinden kâr ediyorsa bu kazanç kurumlar vergisine tabi olabilir . Bireylerin çok sık ve yüksek tutarlı kripto alım satım yapması durumunda da gelir vergisi doğabilir. Şu an vergi idaresi, kripto kazançları için net bir uygulama talimatı yayınlamamıştır. İleride yasal düzenleme beklenmektedir; 2024’te çıkan kanun sonrasında vergilendirme konusunda da yeni kurallar getirilebileceği resmi kaynaklarda ifade edilmektedir . Bu nedenle yüksek kazanç elde edenlerin bir uzmana danışarak mevcut yükümlülüklerini belirlemesi tavsiye edilir.

Soru 4: Kripto param dolandırıcılık sonucu çalındı. Paramı geri alabilir miyim, ne yapmalıyım?

Cevap: Böyle bir durumda öncelikle zaman kaybetmeden delil toplamalısınız. Cüzdan hareketlerinin blockchain kayıtlarını, varsa yazışmalarınızı, ödeme dekontlarını saklayın. Ardından derhal Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunun . Savcılık ve emniyet birimleri siber suçlar kapsamında soruşturma başlatacaktır. Kripto paranın izini sürmek teknik olarak zor olsa da imkânsız değildir; uluslararası borsalara yazışmalarla fonların hareketi dondurulabilir. Bir kripto para avukatına başvurmanız bu süreçte haklarınızı korumak açısından çok önemlidir. Avukatınız, soruşturmayı yakından takip edecek, gerektiğinde hukuk davası (tazminat davası) açarak maddi kaybınızın giderilmesini talep edecektir. Dolandırıcı yakalansa da yakalanmasa da, sunacağınız deliller ışığında hukuki süreç işletilecektir. Ancak hızlı davranmak ve uzman desteği almak, sonuç alma ihtimalinizi artırır.

Soru 5: Kripto para borsasında hesabımda bulunan para kayboldu veya borsa battı. Ne yapabilirim?

Cevap: Eğer kullandığınız kripto para borsası erişilemez hale geldiyse veya paranız çekilemiyorsa, öncelikle borsayla iletişime geçip durumu yazılı olarak teyit edin. Sonrasında vakit kaybetmeden savcılığa suç duyurusunda bulunun – bu durum olası bir dolandırıcılık ya da güveni kötüye kullanma suçunu gösterebilir. Savcılık soruşturmasının yanı sıra, şirket hakkında iflas veya konkordato süreci başlamışsa alacaklı sıfatıyla bu sürece dâhil olmalısınız. Kripto para avukatınız, hem ceza soruşturmasında sizi temsil edecek hem de gerekiyorsa icra-iflas hukukundan doğan haklarınızı (örneğin şirketin mal varlığına haciz konulması) takip edecektir. Büyük borsa skandallarında (Thodex gibi) devlet makamları sürece el atarak soruşturmayı derinleştirmektedir; bu durumda da avukatınız aracılığıyla kendi kaybınızın tespiti ve iadesi için gereken başvuruları yapmanız gerekir. Kısacası, hem ceza hem hukuk yollarını eşzamanlı kullanarak hakkınızı aramalısınız.

Soru 6: Türkiye’de kripto paralarla ilgili özel bir yasa var mı?

Cevap: Evet, yakın zamanda çıkarılmıştır. 26 Haziran 2024 tarihinde Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle, kripto varlıklara dair ilk kapsamlı yasal çerçeve oluşturulmuştur . Bu kanun, “kripto varlık” tanımını yapmış, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının SPK’dan izin alması zorunluluğunu getirmiş ve çeşitli yükümlülükler öngörmüştür. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte SPK ve diğer kurumlar da ikincil düzenlemeler yayımlamaya başlamıştır. Yani Türkiye’de artık kripto paralar tamamen başıboş bir alanda değil, belirli kurallar dahilinde faaliyet göstermektedir. Bu yasanın öncesinde sadece TCMB’nin ödeme yasağı ve MASAK’ın yükümlülükleri gibi sınırlı düzenlemeler vardı. Şu anda ise özel kanun düzeyinde bir çerçeve bulunmaktadır ve detaylar tebliğlerle netleştirilmektedir.

Soru 7: Kripto para ile ödeme yapmak neden yasaklandı?

Cevap: Merkez Bankası’nın 2021 tarihli yönetmeliğiyle kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasının yasaklanmasının temel nedeni, finansal istikrar ve tüketici korunması kaygılarıdır. Kripto paraların anonim yapısı, fiyat oynaklığı ve geri döndürülemez işlemler oluşu, bir mal veya hizmet bedelinin ödenmesinde kullanıldığında risk yaratabilir. Örneğin, bir ürünün kripto ile ödenmesi halinde iade süreçleri veya dolandırıcılık durumlarında paranın izinin sürülmesi zorlaşabilir.

Ayrıca resmi para birimi (TL) yerine yaygın şekilde alternatif bir değer dolaşımda olursa, para politikasının etkinliği zayıflayabilir. Bu gibi nedenlerle Türkiye, birçok ülkenin yaptığı gibi, kripto paraları ödeme aracı olarak kullanılmaktan men etmiştir . Ancak tekrar vurgulayalım, bu yasak kripto paraların yatırım aracı veya tasarruf olarak kullanılmasına engel değildir; sadece gündelik ticari ödemelerde kullanılmamasını sağlamaya yöneliktir.

kripto para avukatı
kripto para avukatı

.https://masak.hmb.gov.tr https://bilalalyar.av.tr/kripto-para-avukati-blokzincir-teknolojisi#:~:text=alanda%20adım%20atmaya%20sevk%20etmiştir,kara%20para%20aklama%20ile%20mücadele https://spk.gov.trCeza Avukatı istanbul boşanma avukatı Blog Ana Sayfa Hakkımızda İletişim

. avukatı kripto para , sonuç ve değerlendirme , coin dolandırıcılığı ve kripto para

Scroll to Top