Ataşehir Boşanma Avukatı: Kapsamlı Rehber ve Hukuki Bilgiler

Ataşehir boşanma avukatı ile boşanma sürecinizi daha kolay ve hızlı bir şekilde tamamlayabilirsiniz.

Ataşehir boşanma avukatı seçiminde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar mevcuttur.

Ataşehir boşanma avukatı ile görüşerek süreç hakkında ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Ataşehir boşanma avukatı, müvekkillerinin ihtiyaçlarına göre özel stratejiler geliştirir.

Ataşehir boşanma avukatı, her aşamada hukuki destek sağlayarak müvekkillerinin haklarını korur.

Ataşehir boşanma avukatının uzmanlığı, sürecin hızlandırılmasında büyük rol oynar.

Ataşehir boşanma avukatları, müvekkillerinin haklarını mahkeme önünde savunmakta uzmandır.

Ataşehir boşanma avukatı, müvekkillerinin haklarını en iyi şekilde savunur.

Ataşehir boşanma avukatı, ihtiyacınıza uygun çözümler sunar.

Ataşehir boşanma avukatı ile süreç boyunca iletişim halinde olmak önemlidir.

Ataşehir boşanma avukatı, müvekkillerinin ihtiyaçlarına göre özelleştirilen hizmetler sunar.

Ataşehir boşanma avukatı ile çalışmak, süreçteki stres ve belirsizliği azaltacaktır.

Ataşehir boşanma avukatı, dava sürecinde karşılaşabileceğiniz tüm hukuki sorunları çözmenizde yardımcı olur.

Ataşehir boşanma avukatı, müvekkillerine süreç hakkında sürekli bilgi verir.

Ataşehir boşanma avukatı ile her aşamada iletişimde kalmak faydalıdır.

Ataşehir Boşanma Avukatı Nedir ve Neden Önemlidir?

Ataşehir boşanma avukatı, İstanbul’un Ataşehir ilçesinde ve çevresinde, evlilik birliğini sonlandırmak isteyen kişilere hukuki destek veren uzman aile hukukçusudur. Boşanma, hem duygusal yönden yıpratıcı hem de karmaşık hukuki prosedürler içeren bir süreçtir. Türkiye’de her yıl on binlerce çift boşanma kararı almaktadır; örneğin 2024 yılında ülke genelinde yaklaşık 187 bin çift boşanmıştır . Bu yüksek sayı, özellikle nüfusun yoğun olduğu Marmara Bölgesi’nde boşanma davalarının ne denli yaygın olduğunu göstermektedir (İstanbul, Ankara ve İzmir, ülke çapında en çok boşanma görülen illerdendir) . Dolayısıyla Ataşehir ve civarında boşanma avukatlarına duyulan ihtiyaç fazladır.

Ataşehir boşanma avukatı, boşanma sürecinde müvekkillerine destek olur.

Ataşehir boşanma avukatı, boşanma sürecinde müvekkillerine rehberlik ederek hukuki süreçleri en iyi şekilde yönetmelerine yardımcı olur.

Bu noktada, Ataşehir boşanma avukatı olarak, müvekkillerimin haklarını korumak ve sürecin her aşamasında onlara destek olmak kritik önemdedir.

Ataşehir boşanma avukatı, boşanma sürecinin her aşamasında hukuki danışmanlık hizmeti sunarak müvekkillerinin haklarını korur.

Boşanma sürecinde yapılacak hatalı bir hukuki adım, tarafların hak kaybına uğramasına veya sürecin gereksiz yere uzamasına yol açabilir. Bu nedenle alanında uzman bir boşanma avukatından profesyonel destek almak, hem hakların korunması hem de sürecin doğru yönetilmesi bakımından kritik önemdedir. Avukat Bilal Alyar ve ekibi gibi deneyimli hukukçular, boşanma davalarında müvekkillerinin hassasiyetini gözeterek en uygun çözüm stratejilerini geliştirmekte; anlaşmazlıkların mümkünse dostane yollarla çözülmesine öncelik vermekte, uzlaşma sağlanamazsa müvekkillerinin haklarını mahkeme önünde kararlılıkla savunmaktadır . Bu kapsamlı rehber niteliğindeki makalede, boşanma hukuku tüm yönleriyle ele alınmakta; Ataşehir boşanma avukatının rolü ve önemi açıklanmakta; boşanma davasının yasal dayanakları, türleri, olası sonuçları ve sıkça sorulan sorular akademik bir dille detaylandırılmaktadır.

Ataşehir boşanma avukatı, boşanma sürecinin her aşamasında müvekkillerinin yanında olarak, haklarını en iyi şekilde savunur.

Boşanma Hukuku ve Yasal Süreç

Bu nedenle, Ataşehir boşanma avukatı seçerken tecrübe ve uzmanlık önemlidir.

Boşanma, evlilik birliğinin mahkeme kararının kesinleşmesi ile yasal olarak sona erdirilmesidir . Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik ancak yetkili Aile Mahkemesi’nin verdiği boşanma kararı ile son bulabilir. Yani eşler kendi aralarında anlaşmış olsalar bile, resmî olarak boşanabilmek için mutlaka bir dava açıp hakim kararı almak zorundadır . Anlaşmalı dahi olsa, tarafların sadece ayrılmak üzere anlaşmaları evliliği bitirmeye yetmez; mahkeme, usulüne uygun bir yargılama yaparak evliliğin sona ermesine hükmetmelidir. Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte hüküm nüfus kayıtlarına işlenir ve taraflar yasal olarak evlilikten çıkmış olurlar.

Boşanma davası, kanunda öngörülen belirli hukuki aşamaları içerir. Öncelikle, boşanmak isteyen eş (veya eşler birlikte) bir boşanma dilekçesi hazırlayarak yetkili Aile Mahkemesi’nde davayı açar. Bu dilekçede boşanma talebinin dayandığı hukuki sebepler ve boşanmanın sonuçlarına (velayet, nafaka, mal paylaşımı, tazminat gibi) ilişkin istekler belirtilir. Dava açıldığında mahkeme, diğer tarafa dilekçeyi tebliğ eder ve karşı tarafın cevap dilekçesi sunmasını sağlar. Dilekçelerin teatisi aşaması tamamlandıktan sonra mahkeme, gerekli görürse ön inceleme duruşması yaparak tarafların anlaşıp anlaşamadıkları konuları tespit eder ve uyuşmazlık konularını belirler.

Ataşehir boşanma avukatı, süreç boyunca her iki tarafın haklarını da gözeterek adil bir sonuca ulaşmaya çalışır.

Devamında tahkikat (yargılama) aşaması başlar: Bu süreçte taraflar iddia ve savunmalarını ileri sürer; iddialarını desteklemek üzere delillerini sunar ve tanıkları dinletirler. Mahkeme, çocukların durumu, geçici nafaka ve koruma tedbirleri gibi konularda gerekli ara kararlar alabilir. Deliller toplandıktan ve duruşmalar tamamlandıktan sonra hakim, evlilik birliğinin sona erdirilmesi ve bunun hukuki sonuçları konusunda kararını verir.

Hakimin boşanma kararı vermesi halinde, karar gerekçeli olarak yazılır ve taraflara tebliğ edilir. Kararın kesinleşmesi, tarafların temyiz yoluna başvurup vurmamasına bağlı olarak gerçekleşir. Eğer taraflar kararı temyiz etmezse veya temyiz mercileri incelemesini tamamlayıp kararı onarsa, boşanma hükmü kesinleşir. Kesinleşme sonrası karar nüfus idaresine gönderilerek evlilik birliği kaydı sona erdirilir.

Ataşehir’de boşanma davası açmak isteyenler, İstanbul Anadolu Yakası’ndaki Aile Mahkemelerinde süreçlerini yürütürler. Ataşehir ilçesi, İstanbul Anadolu Adliyesi yargı çevresinde yer alır; bu adliyede kurulmuş olan Aile Mahkemeleri, Ataşehir’de ikamet eden eşlerin boşanma davalarına bakmakla görevlidir.

Türk hukukunda genel yetki kuralı gereği, boşanma davaları eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer mahkemesinde veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Dolayısıyla Ataşehir’de ikamet edenler, İstanbul Anadolu (Kartal) Adliyesi’ndeki Aile Mahkemeleri’ne başvurarak davalarını başlatabilirler. Bu mahkemeler yoğun nüfus nedeniyle oldukça fazla sayıda dosyaya bakmaktadır; iş yükünün fazla olması, duruşma günlerinin ileri tarihlere verilmesine yol açabilmektedir. Nitekim İstanbul gibi büyükşehirlerde aile mahkemelerinin yoğunluğu, boşanma yargılamalarının fiili süresini etkileyen önemli bir faktördür.

Türk Medeni Kanunu’nda Boşanma Sebepleri

Türk Medeni Kanunu, boşanma davası açmak için belirli boşanma sebepleri öngörmüştür. Bu sebepler genel olarak özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebebi şeklinde ikiye ayrılır:

  • Zina (Aldatma): Eşlerden biri evlilik birliği devam ederken zina ederse (eşini aldatırsa), diğer eş bu özel nedene dayanarak boşanma davası açabilir. Kanun, zinanın öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve fiilin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl geçmesi halinde dava hakkının düşeceğini düzenlemiştir. Ayrıca eşini affeden tarafın bu nedene dayalı dava açma hakkı yoktur.
  • Hayata Kast ve Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden biri diğerinin yaşamına kasteder (öldürmeye teşebbüs ederse) veya ona karşı fiziksel şiddet uygular, ağır hakaretlerde bulunur ya da onur kırıcı muamele sergilerse, bu fiiller boşanma sebebidir. Bu neden için de zinada olduğu gibi 6 ay ve 5 yıllık hak düşürücü süreler söz konusudur; ayrıca affeden taraf bu sebeple dava açamaz.
  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler ya da toplum tarafından onur kırıcı sayılan sürekli bir hayat tarzı sürdürür ve bu nedenle birlikte yaşamak diğer eş için çekilmez hale gelirse, bu durum boşanma sebebidir. Örneğin eşin yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giymesi veya sürekli ahlak dışı bir yaşam sürmesi bu kapsama girer.
  • Terk: Eşlerden biri haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk eder ve en az 6 ay boyunca geri dönmezse (ya da haklı bir nedeni olmaksızın diğer eşi evi terke zorlarsa), terk edilen eş bu özel nedene dayanarak boşanma davası açabilir. Terk sebebine dayalı dava açılabilmesi için, terkin en az 6 ay sürmesi ve terk eden eşe hakim veya noter aracılığıyla eve dönmesi için ihtarda bulunulması; ihtara rağmen 2 ay içinde geri dönülmemiş olması gerekir.
  • Akıl Hastalığı: Eşlerden biri ruhsal bir hastalığa tutulmuş ve bu hastalık evlilik hayatını diğer eş için çekilmez kılmışsa, resmi sağlık kurulu raporuyla tedavisinin mümkün olmadığı tespit edilmek koşuluyla diğer eş boşanma davası açabilir.

Yukarıda sayılan beş madde, Medeni Kanun’da özel boşanma sebepleri olarak tek tek belirtilmiştir. Bu özel sebepler dışında, bir de genel boşanma sebebi vardır ki kanunda “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” şeklinde ifade edilmiştir. Halk arasında “şiddetli geçimsizlik” olarak da bilinen bu genel sebeple boşanma, evlilikte ortaya çıkan ve ortak hayatı taraflar için çekilmez hale getiren tüm durumları kapsar. Kanunun ifadesiyle, evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri beklenmeyecek derecede sarsılmış ise taraflardan her biri bu genel nedene dayanarak boşanma isteyebilir. Örneğin ciddi geçimsizlik, sürekli çatışma, ilgisizlik, sadakatsizlik güveninin zedelenmesi gibi durumlar bu kapsamdadır. Hakim, somut olayın koşullarına göre evlilik birliğinin onarılamaz biçimde zarar gördüğüne kanaat getirirse boşanmaya karar verebilir.

Bu genel sebebe dayalı davalarda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, kanunun kusur ilkesiyle getirdiği istisnadır: Eğer davalı eş kusursuz ise ve boşanmak istemediğini beyan ediyorsa, hakim evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebine dayalı boşanma davasını reddedebilir. Ancak kanun, böyle bir durumda üç yıl ayrı yaşamaları halinde evlilik birliğinin fiilen sarsılmış sayılacağını ve aynı sebebe dayanarak tekrar dava açıldığında boşanmaya karar verilebileceğini hükme bağlamıştır (TMK m.166/4). Bu düzenleme, tamamen kusursuz eşin evliliği koruma talebine bir ölçüde imkân tanırken, uzun süre ayrı yaşayan eşlerin evliliğini sürdürmesinin de önüne geçmek amacı taşır.

Özel boşanma sebeplerine dayanan davalarda ileri sürülen olaylar kesin delillere dayanılarak ispatlanmalıdır. Örneğin zina iddiası varsa buna ilişkin somut kanıtlar (fotoğraflar, mesajlar, otel kayıtları vb.) sunulmalıdır; terk iddiası için noter ihtarı yapılmış olmalıdır; akıl hastalığında resmi sağlık kurulu raporu aranır vb. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebinde ise belirli tek bir olaydan ziyade evlilik hayatının genel gidişatı değerlendirilir.

Hakim, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarını, kusur durumlarını, sosyal ve ekonomik durumlarını göz önüne alarak evlilik birliğinin çekilmez hale gelip gelmediğine karar verir. Sonuç olarak, boşanma gerekçesi ister özel ister genel sebebe dayansın, davayı açan taraf öne sürdüğü iddiaları hukuki delillerle desteklemek zorundadır. Bu noktada deneyimli bir boşanma avukatının doğru delilleri toplama ve sunma konusundaki yönlendirmesi büyük önem taşır.

Boşanma Davası Türleri: Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma

Usul hukuku açısından boşanma davaları, iki farklı türde yürütülür: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Hangi türde dava açılacağı, eşlerin arasında boşanmanın kendisine ve boşanmanın fer’i sonuçlarına ilişkin uzlaşma olup olmamasına bağlıdır.

Anlaşmalı Boşanma

Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmanın tüm sonuçları üzerinde (çocukların velayeti, çocukla kişisel ilişki günleri, nafaka türleri ve miktarları, mal paylaşımı, maddi-manevi tazminat vb.) tam bir mutabakata varmış olmaları durumunda söz konusu olur. Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması şarttır. Eşler, aralarındaki uzlaşmayı yazılı hale getirerek bir boşanma protokolü hazırlarlar. Bu protokolde velayetin kimde olacağı, çocukla görüşme usulü, ödenecek nafaka miktarları (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası gibi), mal rejiminin tasfiyesi ve gerekirse tazminat konuları açıkça belirtilir.

Dava açıldıktan sonra mahkeme, genellikle kısa bir süre içinde duruşma günü vererek tarafları bizzat dinler. Duruşmada her iki eş de boşanma iradelerinin özgürce oluştuğunu ve protokolde yazan hususları anladıklarını beyan eder. Hâkim, protokol hükümlerini ve tarafların beyanlarını kanuna uygun bulursa aynı celsede boşanmaya hükmedebilir.

Anlaşmalı boşanma, usulen en hızlı ve en az yıpratıcı yöntemdir; zira taraflar herhangi bir çekişmeye girmeden evliliği sonlandırma kararı almıştır. Uygulamada anlaşmalı boşanma davaları çoğunlukla tek celsede sonuçlanmakta, kararın yazılması ve kesinleşmesi ile birlikte birkaç hafta ila birkaç ay içinde taraflar resmen boşanabilmektedir. Hatta taraflar duruşmada temyiz haklarından feragat ettiklerini beyan ederlerse, mahkeme kararı tefhimle kesinleşir ve aynı gün nüfus kaydına tescil edilebilir. Bu sayede taraflar mümkün olan en kısa sürede hukuki olarak yeni bir başlangıç yapma imkânına kavuşurlar.

Boşanma sürecinde Ataşehir boşanma avukatı olarak, her iki tarafın haklarını gözetmeye özen gösteririm.

Çekişmeli Boşanma

Çekişmeli boşanma, eşler arasında boşanma kararında veya boşanmanın sonuçlarında anlaşmazlık bulunduğu durumlarda gündeme gelir. Eşlerden biri boşanmak isterken diğeri istemiyorsa ya da her iki taraf da boşanmak istese bile nafaka miktarı, çocukların velayeti, mal paylaşımı, tazminat gibi konularda uzlaşma sağlayamamışlarsa dava çekişmeli olarak yürür. Bu tür davalarda davacı eş, yukarıda belirtilen yasal sebeplerden birine dayanarak boşanma talebini mahkemeye sunar ve karşı tarafın kusurlu davranışlarını ayrıntılı şekilde dilekçesinde açıklar. Davalı eş ise iddiaları kabul etmeyebilir, kendini savunabilir veya karşı dava açarak boşanmaya kendi açısından sebep olan vakıaları ileri sürebilir.

Çekişmeli davalarda ispat yükü ve delil sunma süreci son derece kritik bir rol oynar. İddiaların doğruluğunu kanıtlamak için taraflar her türlü yasal delile başvurabilir: Tanık beyanları, mesaj ve e-postalar, fotoğraflar, video kayıtları, polis tutanakları, hastane raporları gibi belgeler mahkemeye sunulabilir. Mahkeme gerekli gördüğünde tarafların gösterdiği tanıkları duruşmada dinler; özellikle çocuk varsa sosyal inceleme raporu aldırarak pedagog veya sosyal hizmet uzmanı aracılığıyla aile durumunu değerlendirir; tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmalarını talep eder. Çekişmeli boşanmada mahkeme için temel meselelerden biri, kusur tespitidir: Hakim, evlilik sürecinde hangi eşin ne ölçüde kusurlu davrandığını takdir ederek hem boşanma kararını hem de nafaka ve tazminat gibi sonuçları bu kusur durumuna göre belirler.

Usulen çekişmeli boşanma davaları, anlaşmalıya kıyasla çok daha uzun sürer. İleri sürülen iddiaların araştırılması, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi birden çok duruşma gerektirebilir. İstanbul gibi büyük ve iş yükü yoğun illerde, aile mahkemelerinde ilk derece yargılamasının tamamlanması 1-2 yıl veya bazen daha uzun sürebilmektedir . Taraflar mahkeme kararını beğenmezse istinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) ve temyiz (Yargıtay) kanun yollarına başvurabilir ki bu süreçler de davaya birkaç yıl daha eklenmesine yol açabilir . Örneğin, çekişmeli bir boşanma davası tüm aşamalarıyla birlikte 3-4 yılı bulabilmektedir. Bu nedenle, çekişmeli bir davayı imkân varsa anlaşmalıya çevirmek veya en etkin şekilde yürütmek tarafların yararına olur.

Çekişmeli yargılamanın bu denli uzun sürebilmesi, sadece teorik bir ihtimal olmayıp pratikte de karşılaşılan bir sorundur. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’de makul sürede sonuçlanmayan bir boşanma davası nedeniyle hak ihlali kararı vermiştir. 7 yıl boyunca devam eden bir boşanma yargılaması yüzünden, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmeden AİHM, Türkiye’yi 17 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etmiştir .

Mahkeme, kararında aile hukukuna ilişkin davaların süratle sonuçlandırılmasının hem eşler hem de çocuklar bakımından taşıdığı öneme dikkat çekerek, boşanma davalarının çözümlenmesinin bu kadar uzun zaman almasını eleştirmiştir . Bu olumsuz tabloyu iyileştirmek üzere Türk yargı sistemi çeşitli önlemler geliştirmektedir. Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılında başlattığı “Yargıda Hedef Süre” uygulaması kapsamında, boşanma davaları için hedef süre 10 ay (300 gün) olarak belirlenmiştir . Yani idealde bir boşanma davasının yaklaşık 10 ay içinde ilk derece mahkemesinde karara çıkarılması öngörülmektedir. Her ne kadar pratikte bu süre aşılabilse de (özellikle çekişmeli davalarda), hedef sürenin aşılması halinde dosyaya öncelik verilmesi ve yargılamanın hızlandırılması planlanmıştır .

Öte yandan, ülkemizde boşanma davalarının uzamasına yol açan etkenleri azaltmak adına aile arabuluculuğu gibi yeni çözüm mekanizmaları da gündeme gelmektedir. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un 2025 yılında yaptığı bir açıklamada, boşanma davaları ile mal paylaşımı/nafaka davalarının ayrı ayrı sürmesinin çekişmeyi artırdığını, 10 yıl süren boşanma davalarının tarafların kendilerine yeni bir hayat kurma imkânını ortadan kaldırdığını vurgulayarak aile arabuluculuğu sisteminin getirilmesi için çalışmalar yapıldığını belirtmiştir . Pek çok Avrupa ülkesinde uygulanan “aile arabuluculuğu” modelinin Türkiye’de de hayata geçirilmesiyle, boşanma sürecinde tarafların dava açmadan önce bir arabulucuya yönlendirilmesinin sağlanacağı ve bu sayede uzlaşma sağlanabilirse mahkeme onayının çok daha kısa sürede alınabileceği düşünülmektedir .

Bunun için, sürecin başında bir Ataşehir boşanma avukatı ile görüşmek faydalı olacaktır.

Hükümet, 2024 yılını “Aile Yılı” ilan ederek bu konuda yasal düzenleme hazırlıklarına başlamıştır. Henüz yürürlüğe girmemiş olsa da, aile arabuluculuğunun devreye sokulması halinde özellikle çekişmeli boşanmalarda sürecin kısalması ve tarafların daha az yıpranması hedeflenmektedir. Kısacası, yargılama süreçlerinin hızlandırılması ve aile hukukunda alternatif çözüm yollarının geliştirilmesi, güncel hukuk politikalarının önemli bir parçası haline gelmiştir.

Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Boşanma davasının süresi, davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olduğuna ve somut olayın özelliklerine göre büyük farklılık gösterir. Yukarıda belirtildiği gibi anlaşmalı boşanmalar çoğunlukla tek celsede karara çıkmakta ve taraflar hızlı bir şekilde kesinleşme alabilmektedir. Tüm evraklar eksiksiz hazırlanıp dava açıldıktan sonra, mahkemenin duruşma günü vermesi yoğunluğa bağlı olarak değişebilse de, uygulamada anlaşmalı boşanma süreci genellikle birkaç hafta ile birkaç ay arasında tamamlanır. Tarafların anlaşmış olması, süreci ciddi biçimde kısaltan en önemli faktördür.

Çekişmeli boşanma davalarında ise süre; tarafların anlaşmazlık yaşadığı konuların sayısına, ileri sürülen iddiaların niteliğine, toplanacak delillerin kapsamına ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak 1 ila 3 yıl arasında, bazen daha da uzun olabilir. Özellikle büyük şehirlerde yargılamanın kaç duruşmada biteceği belirsiz olabilmektedir. Bir çekişmeli davanın süresini etkileyen başlıca etkenleri şöyle sıralayabiliriz:

  • İddiaların Sayısı ve Niteliği: Boşanma dilekçesinde öne sürülen iddialar ne kadar çok ve ciddi ise, bunların araştırılması o denli vakit alır. Örneğin şiddet, zina, çocuklara kötü muamele gibi iddialar varsa mahkeme bu konularda ek inceleme ve raporlar talep edebilir.
  • Tanık ve Delil Durumu: Tarafların gösterdiği tanık sayısı arttıkça, bu tanıkların dinlenmesi için gerekebilecek duruşma sayısı da artar. Ayrıca delillerin toplanması (örn. telefon kayıtlarının celbi, bilirkişi incelemesi, keşif yapılması) zaman alabilir.
  • Bilirkişi İncelemeleri: Mahkeme, ihtiyaç duyarsa dosyayı uzman bilirkişilere gönderebilir. Örneğin psikolojik şiddet iddiasında pedagog raporu, mal paylaşımı konusunda mali bilirkişi raporu gerekebilir. Bu raporların hazırlanması genellikle birkaç aylık süreler gerektirir.
  • Mahkemenin İş Yoğunluğu: Aile mahkemelerinin genel iş yükü de süreyi belirleyen önemli bir faktördür. Yoğun dosya sayısı nedeniyle duruşmalar arasındaki süre 3-4 ay olabilmektedir. Özellikle İstanbul Anadolu Adliyesi gibi büyük adliyelerde, duruşma günleri tarafların beklediğinden daha ileri tarihlere verilebilir.

Yukarıdaki faktörler nedeniyle çekişmeli boşanma davaları çoğunlukla bir yıldan uzun sürmektedir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf veya temyiz yoluna gidilmesi halinde ise, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde ve Yargıtay’da geçireceği süre de eklendiğinden, toplam süreç 4-5 yıla kadar uzayabilmektedir. Bu durum taraflar üzerinde hem ekonomik hem psikolojik açıdan yıpratıcı bir etki yaratır. Boşanma sürecinin belirsiz bir şekilde uzaması, eşlerin hayatlarını yeniden kurmalarını geciktirdiği gibi, var ise çocukların da uzun süre bu belirsizlikte kalmasına yol açar.

Bu nedenledir ki boşanma sürecinin makul sürede tamamlanması, hukukun önemli bir amacı haline gelmiştir. Hakimler, mümkün olduğunca az duruşmada davayı bitirmeye ve gereksiz gecikmeleri önlemeye çalışmaktadır. Taraf avukatlarının da usul işlemlerini zamanında yapması, tebligat adreslerini doğru bildirmesi, delillerini eksiksiz sunması sürecin hızlanmasına katkı yapar. Tarafların uzlaşma ihtimalinin olup olmadığının erken safhada araştırılması da faydalı bir yöntemdir; bazı durumlarda davanın ortasında yapılan arabuluculuk görüşmeleri veya avukatlar aracılığıyla müzakere sayesinde anlaşmaya varıldığı ve davanın çekişmeliden anlaşmalıya döndüğü görülmektedir. Bu gibi durumlar, hem zaman hem masraf tasarrufu sağlar.

Özetle, anlaşmalı boşanma birkaç hafta gibi kısa bir sürede neticelenebilirken, çekişmeli boşanma tüm yargı aşamaları tüketildiğinde yıllara yayılabilmektedir. Tarafların ve avukatlarının bu süreyi kısaltmak adına atabileceği adımlar vardır: Dava konusu ihtilafları mümkün mertebe daraltmak, gereksiz inatlaşmalardan kaçınmak, uzlaşılabilecek noktaları erken belirlemek ve mahkemece verilen süre ve yükümlülüklere titizlikle uymak gibi. Ayrıca taraflar ekonomik ve psikolojik açıdan yıpratıcı uzun bir dava sürecine hazırlıklı olmalı; gerekirse bu dönemde psikolojik destek almaktan çekinmemelidir. Unutulmamalıdır ki, boşanma süreci ne kadar zorlu olursa olsun, doğru bilgi ve uzman desteğiyle üstesinden gelinerek taraflar için yeni bir başlangıcın kapıları aralanabilir.

Boşanma Davasının Masrafları ve Avukatlık Ücretleri

Boşanma sürecine girerken tarafların maddi açıdan da hazırlıklı olması gerekir. Bir boşanma davasında ortaya çıkabilecek temel masraf kalemleri genel olarak şunlardır:

  • Harç ve Mahkeme Masrafları: Davanın açılabilmesi için mahkeme harcı ve gider avansı ödenmesi gerekir. Dava türüne göre değişmekle birlikte, harçlar maktu tutarlıdır; örneğin 2023 yılında İstanbul’da çekişmeli bir boşanma davası açılırken tüm harçlar ve gider avansı dahil yaklaşık 2.500 TL civarında mahkeme masrafı ödenmesi gerekmekteydi . Talep edilen maddi manevi tazminat miktarlarına göre bu tutar biraz artabilir. Her yıl harçlar ve yargılama giderleri belirli oranda güncellendiğinden, 2025 yılı itibariyle bu miktar daha yüksek olabilir. Ayrıca duruşma sürecinde gerekli olabilecek tebligat giderleri, keşif ücreti gibi ek masraflar da taraflardan peşin istenebilir.
  • Bilirkişi ve Rapor Ücretleri: Dava sırasında teknik bir konunun aydınlatılması için bilirkişi incelemesi gerekiyorsa (örneğin mal paylaşımında mal değerlerinin hesaplanması, psikolojik iddialar için uzman raporu alınması vb.), bilirkişi ücretleri taraflarca karşılanır. Mahkeme, genelde bilirkişi ücretini baştan gider avansına dâhil eder; ek inceleme gerektiğinde ek avans istenebilir.
  • Avukatlık Ücreti: Taraflar bir avukatla temsil edilmeleri halinde, avukatlık ücreti de göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliği’nin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, her yıl için asgari tutarı belirler ve avukatlar bu taban ücretin altında vekalet ücreti kararlaştıramazlar. Bunun üzerinde kalmak kaydıyla, boşanma avukatının ücreti serbestçe avukat ile müvekkil arasında kararlaştırılır. Ücretin miktarı, davanın kapsamına, zorluk derecesine, görüleceği yere ve avukatın deneyimine göre değişir. Örneğin anlaşmalı boşanmalar nispeten daha az emek gerektirdiğinden alt seviyelerde bir paket ücret ile halledilebilirken, çekişmeli ve karmaşık davalarda avukatlık ücreti daha yüksek seviyede belirlenebilir. Uygulamada İstanbul Barosu her yıl çeşitli dava türleri için tavsiye niteliğinde ücret aralıkları açıklamaktadır; 2024 yılı için İstanbul Barosu’nun açıkladığı tavsiye listesinde boşanma davaları için belirlenen ücret aralıkları mevcuttur. Ancak nihai olarak avukatlık ücreti, avukat ve müvekkilin anlaşmasına tabidir. Önemli olan, müvekkilin ilk görüşmede ücretin kapsamı ve ödeme planı konusunda net bilgi alması ve yazılı bir vekalet ücreti sözleşmesi yaparak ileride çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçmesidir.
  • Diğer Masraflar: Boşanma davası sürecinde dosyaya giren müzekkere cevapları, tapu kayıtları, sabıka kaydı, sağlık raporu gibi belgeler için kurumlara harç ödenmesi gerekebilir. Ayrıca eğer boşanma davası ile birlikte koruma/uzaklaştırma kararı, velayet tedbirleri gibi yan talepler de gündeme gelirse, bunların ayrı masrafları olabilir (çoğu harçtan muaf olsa da takibi avukat emeği gerektirir). Tüm bu giderler hakkında avukat müvekkilini en başta bilgilendirmelidir.

Yukarıda sayılan masraflar, dava sürecinin doğal bir parçasıdır. Maddi imkânı sınırlı olan kişiler, devletin adli yardım mekanizmasına başvurarak dava masraflarının karşılanması ve ücretsiz avukat tayini imkanından yararlanabilirler. Özellikle dar gelirli olup boşanma davası açmak veya kendisini savunmak isteyenler, bulundukları il barosunun Adli Yardım servisine başvurarak durumlarını belgelendiği takdirde bir avukatın görevlendirilmesini talep edebilirler. Örneğin İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosu, asgari geçim düzeyinin altında geliri olduğunu resmi belgelerle (maaş bordrosu, fakirlik ilmühaberi vb.) kanıtlayan kişilerin başvurularını değerlendirip onlara ücretsiz avukat atayabilmektedir . Bu sayede ekonomik güçlükler, adalete erişimin önünde engel olmaktan kısmen de olsa çıkmaktadır.

Özetle, boşanma davasına taraf olacak bireylerin hem zaman hem maddi açıdan planlama yapmaları yerinde olur. Dava masrafları ve avukatlık ücretlerinin yükü altında ezilmemek için, sürecin başında avukatla tüm mali konuları açıkça konuşmak gerekir. Avukat seçimi yaparken yalnız ücrete odaklanmak doğru değildir; ancak kendi bütçenizi de değerlendirip size uygun bir avukatla anlaşmanız önemlidir. Bazı avukatlar ödeme kolaylığı sağlamaktadır (taksitle ödeme, aşamalara bölerek ödeme gibi). Müvekkil-avukat arasında karşılıklı güvene dayalı bir ilişkinin kurulması, hem hukuki sürecin sağlıklı ilerlemesi hem de mali konularda şeffaflık açısından gereklidir.

Nafaka Türleri ve Nafaka Yükümlülüğü

Boşanma davalarının en önemli sonuçlarından biri, nafaka yükümlülükleridir. Türk hukukunda nafaka, boşanma sürecinde ve sonrasında ekonomik dengeyi sağlamak amacıyla düzenlenen parasal ödemeleri ifade eder. Boşanma davalarında karşılaşılan başlıca nafaka türleri şunlardır:

Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ve/veya çocukların geçimini temin için, mahkemece geçici olarak bağlanan nafakadır. Boşanma davası açıldığında hakim, dava süresince ekonomik olarak zorluk yaşayabilecek tarafa ve varsa ortak çocuklara uygun miktarda tedbir nafakası ödenmesine karar verebilir. Tedbir nafakası, dava süreci boyunca devam eder ve boşanma kararının kesinleşmesine kadar sürer. Bu nafakanın amacı, yargılama sürecinde zayıf durumda kalan eşin ve çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanması, hayat standardının aniden düşmesini engellemektir. Hakim, tarafların gelir durumunu araştırarak uygun bir miktar belirler ve kararda hangi tarihten itibaren ödeneceğini belirtir.

Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, boşanma gerçekleştikten sonra ekonomik olarak zayıf duruma düşecek ve yoksulluğa düşmesi muhtemel tarafa, diğer eş tarafından ödenmesine karar verilen nafakadır. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafa kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer tarafın mali gücü oranında süresiz veya belirli süreli nafaka bağlanabilir. Yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesiyle başlar ve kural olarak süresizdir; ancak tarafların mali durumlarının değişmesi halinde artırılabilir, azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir.

Ayrıca nafaka alacaklısı evlenirse ya da taraflardan biri vefat ederse nafaka kendiliğinden sona erer. Uygulamada yoksulluk nafakası tutarının belirlenmesinde tarafların gelir düzeyi, yaşam standartları, kusur durumları ve evlilik süresi gibi kriterler dikkate alınır. Yargıtay içtihatları, yoksulluk nafakasının bağlanabilmesi için nafaka talep edenin en azından eşit kusurlu veya daha az kusurlu olması gerektiğini vurgular; boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu taraf, nafaka talep edemez.

İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası)

İştirak nafakası, boşanma sonrası ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmediği ebeveynin, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katkıda bulunmak için ödediği nafakadır. Velayet hakkı kendisine verilmeyen anne veya baba, çocuğun iaşe, eğitim, sağlık, barınma gibi temel giderlerine katılmakla yükümlüdür. Hakim, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, anne ve babanın gelir durumları ve yaşam koşullarını dikkate alarak iştirak nafakasının tutarını belirler.

İştirak nafakası kural olarak çocuk ergin oluncaya kadar devam eder. Çocuk reşit olduktan sonra eğitimi devam ediyorsa (örneğin üniversite eğitimi), Yargıtay uygulaması gereği belli bir yaşa veya eğitimin bitimine kadar nafaka ödenmeye devam edebilir. İştirak nafakası, çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince gerektiğinde artırılabilir veya azaltılabilir; örneğin çocuğun masrafları artar ya da nafaka yükümlüsünün geliri düşerse, taraflar nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için dava açabilir. Ayrıca çocuğun velayeti değişirse, nafaka yükümlüsü de değişecektir.

Nafaka konuları, boşanma davalarında en sık uyuşmazlık yaşanan alanlardandır. Nafaka miktarları belirlenirken hem nafaka alacaklısının geçim standardı hem de nafaka borçlusunun ödeme gücü dikkate alınır. Mahkeme hakkaniyete uygun bir denge sağlamaya çalışır. Ataşehir boşanma avukatı olarak görev yapan bir hukukçu, müvekkilinin gelir-gider dengesini ve karşı tarafın mali durumunu ortaya koyan belgeleri mahkemeye sunarak adil bir nafaka miktarı belirlenmesine katkı sağlayacaktır. Örneğin müvekkili nafaka talep eden taraftaysa, karşı tarafın malvarlığını ve gelirini ispatlayan kayıtları (maaş bordrosu, taşınmaz kayıtları, araç plakaları, banka hesap dökümleri vb.) toplamak önemlidir. Nafaka yükümlüsü tarafta ise, aşırı nafaka taleplerine karşı kendi makul geçim giderlerini gösteren deliller sunmak gerekecektir.

Çocukların Velayeti ve Kişisel İlişki Düzeni

Boşanma davalarında çocukların velayeti, üzerinde titizlikle durulan ve çocuğun üstün yararı ilkesi ışığında değerlendirilen bir diğer kritik konudur. Velayet, ortak çocukların bakım, eğitim, sağlık ve diğer temel ihtiyaçlarının karşılanması ve temsil edilmesi sorumluluğunun hangi ebeveyne bırakılacağını ifade eder. Türk hukukunda boşanma halinde kural olarak velayet anne veya babadan birine verilir; diğeri için ise çocukla belli aralıklarla görüşme hakkı (kişisel ilişki hakkı) tanınır.

Mahkeme, velayet konusunda karar verirken çocuğun üstün yararını en önemli kriter olarak alır. Bu değerlendirme kapsamında şu hususlar göz önünde bulundurulur: Çocuğun yaşı ve anne şefkatine olan ihtiyacı, ebeveynlerin bakım ve barınma koşulları, eğitim imkânları, ahlaki durumları, çocuğun mevcut düzeninin devamının faydası, kardeşlerin birbirinden ayrılmaması gibi faktörler… Özellikle çok küçük yaşlardaki (örneğin 0-3 yaş) çocukların anne bakımına muhtaç olduğu kabul edilmekle birlikte, her somut olayın kendine özgü koşulları vardır ve hâkim her iki tarafın durumunu kapsamlı şekilde değerlendirir.

Mahkeme, gerekli görürse pedagog, psikolog veya sosyal hizmet uzmanı aracılığıyla aile hakkında inceleme yaptırarak rapor alır. Bu uzmanlar çocuğun ev ortamını, anne-baba ile ilişkisini, duygusal ihtiyaçlarını inceleyip mahkemeye tavsiye niteliğinde rapor sunarlar. Hakim, karar verirken bu raporu ve dosyadaki diğer delilleri birlikte değerlendirir. Hangi tarafın velayeti alacağına karar verilirken, anne-babanın boşanmadaki kusur durumundan ziyade çocuğun geleceği için hangi ortamın daha uygun olduğu belirleyicidir.

Velayet kendisine verilmeyen ebeveyn, çocuk ile mahkemenin belirlediği gün ve sürelerde kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Bu genellikle her ayın belirli hafta sonları, yaz tatilinin belli bir bölümü, dini bayramların bir kısmı gibi takvimlendirilmiş görüşme süreleri şeklinde düzenlenir. Amaç, çocukla her iki ebeveynin de bağının kopmaması ve çocuğun her iki ebeveynden de sevgi ve ilgi görmeye devam etmesidir. Boşanma sonrası velayet düzenlemesi, kesin bir hüküm olmayıp şartların değişmesi halinde (örneğin velayet sahibi ebeveynin ağır hastalığı, ilgisizliği veya diğerinin yaşam koşullarının belirgin iyileşmesi gibi durumlarda) velayetin değiştirilmesi davası açmak mümkün olabilir.

Velayet hakkı kendisine verilmeyen taraf, çocuğun bakım masraflarına katılmakla yükümlüdür (yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası öder). Ayrıca çocuğun eğitim, sağlık gibi konularda önemli kararlar alınırken, velayet hakkına sahip olmayan ebeveynin de görüşünün alınması ve bilgilendirilmesi uluslararası sözleşmelerce tavsiye edilir. Türk hukukunda velayet hakkı tek bir ebeveynde olsa bile, Yargıtay bazı kararlarında diğer ebeveynin de özellikle eğitim konusunda bilgilendirilmesi gerektiğine işaret etmiştir.

Boşanma avukatları, velayet davalarında müvekkillerini temsil ederken çocuğun menfaatlerini merkeze alan bir yaklaşım sergilemek durumundadır. Ataşehir’de deneyimli bir boşanma avukatı, velayet talep eden müvekkilin çocuğa sunabileceği imkânları (konforlu konut, iyi bir okul çevresi, aile desteği vb.) somut delillerle ortaya koyar; karşı tarafın eğer varsa çocuğun zararına olabilecek tutum ve alışkanlıklarını (örneğin alkol bağımlılığı, şiddet eğilimi, ilgisizlik gibi) vurgular. Nihayetinde karar hakimin takdirinde olsa da, dilekçelerin güçlü hazırlanması ve doğru delillerin sunulması velayet konusunda istenen sonuca ulaşmada kritik rol oynar.

Velayet hakkı verilmeyen tarafın çocukla kişisel ilişki kurması, bazen taraflar arasında uyuşmazlık konusu olabilir. Özellikle boşanma sürecindeki husumet, çocuğa yansıtılmamalıdır. Mahkeme kararında belirlenen günlerde çocuğun diğer ebeveynle görüşmesi bir hak olduğu kadar, çocuğun da duygusal ihtiyaçları açısından gereklidir. Velayet sahibi ebeveynin bu görüşmelere engel olması veya kötülemesi, çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceği gibi hukukî yaptırımları da vardır (örneğin icra yoluyla çocuk teslimi prosedürü, velayetin değiştirilmesi ihtimali gibi). Bu nedenle boşanma avukatları müvekkillerine, çocukları asla bir çatışma aracı olarak kullanmamalarını, çocuk ile diğer ebeveyn arasındaki ilişkiye saygı göstermelerini öğütlerler.

Mal Rejimi ve Mal Paylaşımı

Eşlerin evlilik süresince edindikleri malların boşanma halinde nasıl paylaştırılacağı, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen mal rejimi hükümlerine tabidir. 4721 sayılı Medeni Kanun’un yürürlüğe girdiği 2002 yılından sonra yapılan evliliklerde yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimi olarak belirlenmiştir. Bu rejim uyarınca, eşler arasında aksine bir sözleşme (mal ayrılığı sözleşmesi vb.) yoksa, evlilik süresince her iki eşin de çalışarak veya diğer yollarla elde ettiği gelirler ve bu gelirlerle alınan tüm mal varlığı değerleri edinilmiş mal niteliğindedir ve ortak kabul edilir. Buna karşılık, eşlerin evlenmeden önce sahip oldukları veya evlilik sırasında miras, bağış gibi yollarla edindikleri malvarlıkları kişisel mal sayılır ve paylaşım dışı bırakılır.

Örneğin, eşlerden birinin evlenmeden önce sahip olduğu bir ev ya da araba, boşanma halinde kendisinde kalır; diğer eş bu değerler üzerinde hak iddia edemez. Ancak evlilik süresince alınan bir ev/araba, banka hesaplarında biriken maaş tasarrufları, edinilen menkuller kural olarak ortak emek ürünü kabul edilir ve boşanma halinde her iki taraf da bu edinilmiş malların değerinin yarısı üzerinde hak sahibi olur . Mal paylaşımı hesabı yapılırken, tarafların kişisel borçları da dikkate alınır; örneğin edinilmiş mal niteliğindeki bir evin satın alınması için kredi çekilmişse, boşanma sırasında kalan kredi borcu malın değerinden düşülerek net artık değer hesaplanır ve bunun yarısı hak sahibine verilir.

Mal rejiminin tasfiyesi (mal paylaşımı), boşanma davası ile birlikte karara bağlanmaz; ayrı bir hukuk davası konusu olur. Uygulamada genellikle boşanma davası kesinleştikten sonra taraflardan biri, diğerine karşı mal paylaşımı davası açarak edinilmiş malların yarı değerini talep eder. Boşanma davası sürerken mal rejimi tasfiyesi talep edilemez; ancak anlaşmalı boşanma protokolü ile taraflar mal paylaşımı konusunda anlaştıklarını belirtip bunu da mahkemeye onaylatabilirler. Bu durumda ayrıca bir davaya gerek kalmadan mal paylaşımı, protokol hükümlerine göre gerçekleşir.

Mal paylaşımı davaları teknik ayrıntılar içerir. Hangi malın kimin adına kayıtlı olduğu, evlilik tarihleri, malın alındığı tarih, değer artış payı talepleri, katkı payı iddiaları gibi konular gündeme gelebilir. Örneğin eşlerden biri, diğerine ait bir malın alınmasına çalışarak veya parasal katkıda bulunduğunu iddia ediyorsa, katkı payı talebiyle bedelinin bir kısmını isteyebilir. Bu gibi durumlar Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla şekillenen karmaşık hukuki meselelerdir. Bu nedenle mal paylaşımı aşamasında uzman bir boşanma avukatının rehberliği önem taşır. Avukat, müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği hakları hukuki zeminde gerekçelendirecek, gerekli belgeleri toplayacak ve dava stratejisini belirleyecektir. Ataşehir boşanma avukatı olarak deneyimli bir isim, bölgedeki emlak değerlerine, ekonomik koşullara vakıf olması sayesinde mal paylaşımına konu varlıkların tespitinde ve değerlenmesinde de müvekkiline yol gösterebilir .

Son olarak, mal rejimi tasfiyesinde anlaşmazlık çıkması halinde mahkemece atanacak bilirkişi önemli rol oynar. Mali bilirkişi, tarafların evlilik boyunca edindiği malları ve değerlerini hesaplar, kişisel malları ayırır, her bir tarafın alacak veya borç bakiyesini raporlar. Taraflar bu rapora itiraz edebilir; nihai kararı hakim verir. Karşı tarafın mal kaçırdığı, malvarlığını başkalarına devrettiği yönünde iddialar varsa, buna ilişkin hileli tasarrufların iptali davaları da gündeme gelebilir.

Örneğin boşanma sürecinde kocasının mal kaçırmasından endişe eden bir eş, kocasının üçüncü kişilere devrettiği gayrimenkuller için önlem alabilir veya dava açabilir . Yargıtay içtihatları, boşanma sürecinde diğer eşi zarara uğratmak amacıyla yapılan mal devirlerinin, mal paylaşımında gizlenen değer olarak hesaba katılabileceğini belirtmektedir. Bu nedenle, boşanma aşamasında mal varlığıyla ilgili kuşkulu işlemler yapan taraflar için sonuçta olumsuz hukuki neticeler doğabileceği unutulmamalıdır.

Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri

Boşanma davalarında kusur olgusunun önemli bir rol oynadığını daha önce vurgulamıştık. Kusur, aynı zamanda maddi ve manevi tazminat taleplerinin temel belirleyicisidir. Türk Medeni Kanunu m.174, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zarar gören tarafın diğer taraftan maddi tazminat isteyebileceğini; ayrıca kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi zararına karşılık uygun miktarda manevi tazminat talep edebileceğini hükme bağlar.

  • Maddi Tazminat: Boşanma sonucunda eşlerden biri, evliliğin devamı halinde elde etmeye devam edeceği maddi imkânları kaybetmiş olabilir. Örneğin eşinin geliriyle sürdürdüğü hayat standardı düşecekse, evlilik nedeniyle işini bırakmış ve mesleki kariyerine ara vermişse, ekonomik destekten yoksun kalacaksa vb. bu kayıpların telafisi için maddi tazminat talep edilebilir. Maddi tazminat, bir anlamda boşanma sonrası için bir destek niteliği taşır ve bir defaya mahsus toplu ödeme şeklinde hükmedilebilir. Hakim, maddi tazminat miktarını takdir ederken tarafların kusur derecelerini, ekonomik durumlarını, boşanma sonrası muhtemel hayat standartlarını dikkate alır. Tam kusurlu olan taraf (örneğin tamamen kendi kusuruyla evliliğin bitmesine yol açan) maddi tazminat isteyemez; diğer tarafın daha kusurlu olması şartıyla talep edilebilir.
  • Manevi Tazminat: Boşanmaya yol açan olaylar, örneğin aldatma, şiddet, ağır hakaret gibi fiiller, mağdur eşin kişilik haklarını ihlal eder ve ona manevi acı verebilir. Manevi tazminat, bu manevi zararların bir nebze olsun hafifletilmesi için talep edilen vicdani telafi bedelidir. Manevi tazminat miktarı belirlenirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları, fiilin ağırlığı, toplum içindeki yansımaları gibi ölçütler gözetilir. Örneğin aldatılan eşin kişilik hakları ağır şekilde zedelendiğinden, kusurlu eşten manevi tazminat isteme hakkı doğar. Yine şiddet gören veya onur kırıcı muameleye maruz kalan eş, uğradığı psikolojik travma için manevi tazminat talep edebilir. Manevi tazminat, para ile ölçülmesi zor bir zararın karşılığı olduğu için hakkaniyete uygun makul bir miktar olarak belirlenir; amacı zenginleşme sağlamaktan ziyade adalet duygusunu tatmin etmektir.

Tazminat taleplerinde önemli bir husus, bu taleplerin boşanma davası ile birlikte ileri sürülmesinin gerekli oluşudur. Boşanma davası karara bağlandıktan sonra, ayrıca maddi veya manevi tazminat davası açılamaz; her iki talep de boşanma davasının görüldüğü mahkemede ve mümkünse dava dilekçesinde ileri sürülmelidir. Mahkeme, boşanma hükmü verirken tazminat taleplerini de karara bağlar. Eğer taraflar anlaşmalı boşanıyorsa, protokolde tazminat konusunu da kararlaştırabilirler (örneğin eşlerden birinin diğerine belli bir miktar tazminat ödemesi hususunda mutabık kalabilirler).

Hakim, tazminat taleplerini değerlendirirken tarafların kusur oranlarını ve boşanmanın taraflar üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak hakkaniyete uygun bir tutara hükmeder . Örneğin eşlerden biri %70 kusurlu, diğeri %30 kusurlu ise, daha az kusurlu olan taraf lehine tazminata hükmedilebilir ve miktarı da kusurun ağırlığıyla orantılı olur. Yargıtay kararları, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiğini, fakat caydırıcı etki de doğuracak ölçüde makul bir tutar olmasını vurgular. Maddi tazminatta ise, özellikle yoksulluğa düşecek tarafın uğrayacağı maddi kayıplar (örneğin evlilik devam etseydi elde edeceği maddi destek vs.) hesaplanmaya çalışılır.

Ataşehir boşanma avukatı, müvekkilinin tazminat taleplerini doğru formüle etmek ve desteklemek konusunda da önemli bir rol oynar. Eğer müvekkili adına tazminat isteniyorsa, uğranılan zararı somutlaştırmak (örneğin maddi tazminat için boşanma nedeniyle yoksun kalınan gelirleri belgelemek, manevi tazminat için yaşanan acıyı ve olayların ağırlığını ortaya koymak) gereklidir. Karşı taraftan tazminat talep ediliyorsa, onun kusurunu ve verilen zararı kanıtlayacak tanık beyanları, doktor raporları, mesaj kayıtları gibi deliller sunulmalıdır. Tersine, karşı taraf tazminat istiyorsa, avukat bu taleplerin haksız veya fahiş olduğunu hukukî argümanlarla çürütmeye çalışacaktır. Son tahlilde, tazminata ilişkin hüküm de boşanma kararı ile birlikte kesinleşir ve tahsili için gerekirse icra takibi yapılabilir.

Ataşehir Boşanma Avukatının Rolü ve Önemi

Boşanma süreci, hem hukuki hem de duygusal açıdan hayatın en zorlu dönemlerinden biridir. Böyle bir dönemde işinin ehli bir boşanma avukatıyla çalışmak, bireyler açısından büyük avantaj sağlar. Ataşehir boşanma avukatı, müvekkillerinin haklarını korumak ve süreci en sağlıklı şekilde yönetmek üzere uzmanlaşmıştır. Peki, deneyimli bir boşanma avukatının sağladığı başlıca faydalar nelerdir?

1. Hukuki Sürecin Doğru Yönlendirilmesi: Boşanma davaları, usul kurallarına sıkı sıkıya bağlı süreçlerdir. Dava dilekçesinin doğru hazırlanması, süresi içinde gerekli cevap ve beyanların sunulması, itiraz ve temyiz sürelerinin kaçırılmaması gibi pek çok teknik detay vardır. Bir boşanma avukatı, tüm bu hukuki prosedürü en ince ayrıntısına kadar takip eder ve müvekkilinin hak kaybına uğramamasını sağlar. Örneğin, delillerin zamanında sunulmaması veya yanlış mahkemede dava açılması gibi hatalar ciddi sonuçlar doğurabilir; avukat bu tuzaklardan müvekkilini korur.

2. Hakların ve Yükümlülüklerin Bilinmesi: Deneyimli bir aile hukuku avukatı, müvekkiline boşanmanın hukuki sonuçlarını baştan anlatır. Nafaka talep edebilecek mi, ne kadar süreyle edebilir? Hangi mallar üzerinde hakkı var? Velayet şansı nedir? Karşı tarafın taleplerine nasıl cevap verilmeli? Bu gibi sorular, uzman bir avukat tarafından netleştirilir. Müvekkil, hukuki konumunu ve olası sonuçları bildiği için daha bilinçli adımlar atar. Bu da boşanma sonrasında sürprizlerle karşılaşma riskini azaltır.

3. Müzakere ve Arabuluculuk Yeteneği: İyi bir boşanma avukatı, sadece bir dava vekili değil, aynı zamanda gerektiğinde bir müzakerecidir. Tarafların çekişmeli konularda uzlaşması mümkünse, avukatlar arası görüşmelerle veya arabuluculuk gibi yollarla anlaşma zemini yoklanır. Özellikle çocukların durumu, mal paylaşımı veya tazminat gibi konularda orta yolda buluşmak mümkünse, avukat bunun yollarını arar. Uyuşmazlık dostane çözümle halledilirse, müvekkil için hem zaman hem para tasarrufu olacaktır. Bilal Alyar Hukuk Bürosu gibi aile hukukunda tecrübeli ekipler, arabuluculuk ve dostane çözüm yollarını öncelikli olarak değerlendirmekte, anlaşma sağlanamadığı takdirde müvekkillerinin haklarını mahkeme nezdinde kararlılıkla savunmaktadır .

4. Duygusal Yükün Azaltılması: Boşanma avukatının bir diğer rolü, müvekkilinin içinde bulunduğu stresli dönemi yönetmesine yardımcı olmaktır. Profesyonel bir avukat, müvekkiliyle empati kurarak onu süreç hakkında düzenli bilgilendirir, sorularını sabırla cevaplar ve endişelerini yatıştırır. Boşanma davaları doğal olarak duygusaldır; öfke, kırgınlık, üzüntü gibi duygular karar alma mekanizmasını olumsuz etkileyebilir. Avukat, daha objektif bir bakış açısıyla hareket ederek müvekkilinin duygularına teslim olarak yanlış adımlar atmasının önüne geçer. Örneğin öfkeyle hareket edip sadece karşı tarafı cezalandırmak için mantıksız taleplerde bulunmak veya çocuk üzerinden intikam almaya çalışmak gibi yaklaşımların zararlarını müvekkiline anlatır ve onu daha rasyonel bir zeminde tutar.

5. Yerel Uygulamaya Hakimiyet: Ataşehir gibi İstanbul’un Anadolu Yakası’nda bulunan bir ilçede boşanma avukatı olarak çalışan bir hukukçu, bölgedeki mahkemelerin uygulamalarına ve işleyişine hakimdir. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görülen davaların yoğunluğu, aile mahkemelerinin pratiği, hakimlerin duruşma yönetimi konusundaki tecrübeler, o bölgedeki sosyal yapının özellikleri gibi unsurlar konusunda bilgi sahibidir. Bu da dava sürecinde stratejik avantaj sağlayabilir. Örneğin Anadolu Yakası’ndaki bir mahkemede dilekçelerin çok uzun tutulmadan özlü yazılması tercih ediliyorsa, avukat buna göre hareket eder; ya da belirli tür delillerin o mahkemede özellikle önemsendiğini biliyorsa (örneğin pedagog raporlarına verilen ağırlık gibi) o noktaya vurgu yapar. Yerel tecrübe, hukuki bilgiyi tamamlayan önemli bir unsurdur.

6. Geleceğe Yönelik Planlama: İyi bir boşanma avukatı, müvekkilinin sadece davanın o anki safhasını değil, boşanma sonrası hayatını da düşünerek hareket eder. Örneğin nafaka talep ederken gelecekteki olası ihtiyaçları öngörerek talepte bulunmak, mal paylaşımında ilerde çıkabilecek anlaşmazlıkları şimdiden protokole bağlamak, soyadının kullanımı konusunda karar vermek gibi konularda müvekkilini bilgilendirir. Boşanma kararı alındıktan sonra nüfus kayıtlarının düzeltilmesi, kimlik belgelerinin yenilenmesi gibi pratik işlemler konusunda da yol gösterir. Böylece müvekkil, yeni hayatına daha emin adımlarla başlayabilir.

Sonuç olarak, Ataşehir boşanma avukatı bir davadan ibaret olmayan bu sürecin her boyutunda müvekkilinin yanında olan bir rehber gibidir. Hukuki bilgi birikimi, deneyimi ve stratejik yaklaşımı sayesinde müvekkilinin haklarını azami ölçüde korurken, onun bu zorlu dönemi en az zararla atlatmasına yardımcı olur. Bilal Alyar gibi bölgede tanınmış ve aile hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukatla çalışmak, hem dava sonucunu hem de boşanma sonrasındaki yaşamı olumlu yönde etkileyecek en önemli adımlardan biridir. Zira her boşanma davası, tarafların hayatında bir dönüm noktasıdır ve bu dönüm noktasında verilecek kararlar geleceği şekillendirecektir.

Ataşehir boşanma avukatı, boşanma sürecinde müvekkillerinin yanındadır.

Ataşehir Boşanma Avukatı Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

İstanbul gibi avukat sayısının çok yüksek olduğu bir şehirde, boşanma davanız için doğru avukatı seçmek başarınız için kritik olacaktır. Ataşehir ve çevresinde bir boşanma avukatı arayışında iseniz, şu hususlara dikkat etmeniz faydalı olacaktır:

  1. Uzmanlık ve Tecrübe: Seçeceğiniz avukatın özellikle aile hukuku ve boşanma davalarında uzmanlaşmış olmasına özen gösterin. Her avukat her alanda uzman değildir; bu nedenle boşanma davalarının dinamiklerini, Yargıtay’ın güncel içtihatlarını, uygulamadaki prosedürleri iyi bilen, daha önce benzer davalar yürütmüş bir avukat tercih edilmelidir. Avukatın kaç yıldır bu alanda çalıştığı, daha önceki davalardaki deneyimi önemli göstergelerdir. Aile hukuku deneyimi olan bir avukat, muhtemel sorunları öngörerek önlem alabilecek ve sizi doğru yönlendirecektir.
  2. Referanslar ve İtibar: Mümkünse, daha önce o avukatla çalışmış kişilerin görüşlerini almaya çalışın. Yakın çevrenizde Ataşehir’de boşanma tecrübesi yaşamış tanıdıklarınız varsa, kendi avukatlarından memnun kalıp kalmadıklarını sorun. İnternet üzerinde avukatın profesyonel profiline, web sitesine, yayınladığı makalelere veya hukuki katkılarına bakın. İyi bir boşanma avukatının adı genellikle güvenilirlik ve başarı ile anılır. Baro kaydı temiz mi, herhangi bir disiplin cezası almış mı diye araştırabilirsiniz. Elbette her yorum objektif olmayabilir, ancak genel itibariyle olumlu bir itibara sahip avukatlarla çalışmak size güven verecektir.
  3. İletişim ve Güven: Boşanma davanızda avukatınızla çok yakın çalışacak, hayatınızın özel detaylarını ona açacaksınız. Bu nedenle avukatınızla iyi bir iletişim kurabilmeniz ve ona güven duymanız şarttır. İlk görüşmede avukatın sizi dinleme biçimine, sorunlarınıza yaklaşımına dikkat edin. Sizi sözünüzü kesmeden dinleyen, sorularınızı sabırla yanıtlayan ve empati kurabilen bir avukat seçmek, süreç boyunca kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlar. Güvenmediğiniz veya iletişim kurmakta zorlandığınız bir avukatla çalışmak ise, zaten stresli olan süreci daha da zorlaştırabilir. Avukat-müvekkil ilişkisinde dürüstlük ve karşılıklı güven esastır; bunu hissettiğiniz bir avukatla yola çıkın.
  4. Şeffaflık ve Ücretlendirme: Avukat seçerken, ücret konusunda şeffaf davranan birisini tercih edin. İlk görüşmede davanızın ücreti, ödeme planı, olası ek masraflar (harçlar, bilirkişi ücretleri vs.) konusunda net bilgi alın. Avukatlık ücreti her davaya göre değişebilse de, avukatın bu konuda açık davranması sonradan sürprizlerle karşılaşmanızı önler. Türkiye Barolar Birliği’nin belirlediği asgari ücret tarifesi olduğunu ve avukatların bu taban ücretin altında çalışamayacaklarını unutmayın. Ücret nihayetinde serbestçe belirlense de, avukatla yapacağınız yazılı sözleşmede hangi hizmetlerin kapsam dahilinde olduğu, ücretin neyi içerip neleri içermediği netleştirilmelidir. Örneğin sadece ilk derece yargılamayı mı kapsıyor, yoksa istinaf/temyiz aşamalarında ek ücret talep edilecek mi? Bu konular önceden konuşulmalı.
  5. Dosya Takibi ve Özen: Boşanma davaları bazen beklenenden uzun sürebilir ve bu süreçte dosyanın düzenli takibi önemlidir. Avukatınızın disiplinli, takipçi ve özenli olması gerekir. Çok fazla davayı aynı anda alan ve müvekkilleriyle yeterince ilgilenemeyen bir avukat yerine, sizin davanıza zaman ayırabilecek, sizi gelişmelerden haberdar eden bir avukat tercih etmelisiniz. İlk görüşmede avukatın sizin hikayenize gösterdiği ilgi, sorduğu sorular, not alma biçimi gibi ipuçları, onun davayı ne kadar sahiplenebileceği konusunda fikir verebilir. Ayrıca makul sürelerde telefon veya e-posta ile ulaşılabilir olması, sorularınıza yanıt vermesi de önemli bir kriterdir.
  6. Konum ve Ulaşılabilirlik: Özellikle Ataşehir gibi İstanbul’un belirli bir bölgesinde yaşıyorsanız, avukatınızın ofisinin coğrafi olarak yakın olması lojistik açıdan avantaj sağlayabilir. Zira dava sürecinde zaman zaman avukatınızla yüz yüze görüşme ihtiyacı doğabilir, duruşmalara birlikte katılmanız gerekebilir. Ofisi Ataşehir veya Anadolu Yakası’nda olan bir avukat, trafiğin yoğun olduğu İstanbul’da size zaman kazandırabilir. Bununla birlikte, dijital iletişim çağında mesafe kavramı kısmen aşılmıştır; görüntülü görüşmeler, e-posta yazışmaları ile de avukat-müvekkil iletişimi sürdürülebilir. Önemli olan, avukatınızın sizinle düzenli iletişim kurması ve acil durumlarda ulaşılabilir olmasıdır. Konum yakınlığı, bir avukatı tercih etmek için tek başına yeterli bir sebep olmasa da, benzer nitelikteki iki avukat arasında karar verirken göz önünde bulundurulabilir.

Bu kriterler ışığında birden fazla avukatla ön görüşme yaparak hangisinin sizin için en uygun olduğuna karar vermeniz yararlı olacaktır. Unutmayın, en pahalı ya da en ünlü avukat her zaman sizin için “en iyi” anlamına gelmez; önemli olan sizin durumunuza vakıf, size güven veren ve mesleki olarak yetkin bir avukat bulmaktır. “En iyi boşanma avukatı” diye mutlak bir kişi yoktur; sizin ihtiyaçlarınıza en uygun ve alanında deneyimli avukat, sizin için en doğru seçim olacaktır. Doğru avukatı seçmek, yalnız davanızın sonucunu değil, boşanma sürecindeki ruh halinizi ve boşanma sonrasındaki hayatınızı dahi olumlu yönde etkileyebilecek kritik bir adımdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Soru: Boşanma davasında çocuğun velayeti kime verilir?

Cevap: Boşanmada çocuğun velayetinin kime verileceğine Aile Mahkemesi, çocuğun üstün yararını gözeterek karar verir. Hâkim, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, anne ve babanın koşulları, çocuğun mevcut düzeninin devamı gibi kriterleri değerlendirir. Genellikle çok küçük yaştaki çocuklar anne bakımına muhtaç olduğu için velayet anneye bırakılmakla birlikte, her durum ayrı ayrı incelenir. Hakim gerek görürse pedagog veya sosyal hizmet uzmanı raporu alır. Sonuçta önemli olan, hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bakabileceği ve çocuğun menfaatlerinin hangi tarafta korunacağıdır.

Soru: Boşanmada mal paylaşımı nasıl yapılır?

Cevap: 2002’den sonra yapılan evliliklerde yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşler aksi bir sözleşme yapmamışlarsa, evlilik boyunca kazandıkları gelirlerle edindikleri mallar kural olarak ortaktır. Boşanma halinde, her eş edinilmiş malların değerinin yarısı üzerinde hak iddia edebilir. Örneğin evlilik süresince alınan bir evin değeri, kalan kredi borcu düşüldükten sonra yarı yarıya taraflara pay edilir. Buna karşılık, eşlerin evlilik öncesi sahip oldukları veya evlilik sırasında miras/hediye yoluyla edindikleri malvarlıkları kişisel mal kabul edilir ve paylaşılmaz. Mal paylaşımı genellikle boşanma davası kesinleştikten sonra ayrı bir dava olarak görülür, ancak taraflar anlaşmalı boşanma protokolüyle mal paylaşımını da kararlaştırabilirler.

Soru: Ataşehir boşanma avukatı ücreti ne kadardır?

Cevap: Boşanma avukatlarının ücretleri, avukat ile müvekkil arasında serbestçe kararlaştırılır ve davanın niteliğine göre değişir. Ücretler, Türkiye Barolar Birliği’nin belirlediği asgari tarifeden düşük olamaz; avukatın deneyimi, davanın zorluk derecesi ve iş yükü gibi unsurlar belirleyicidir. İstanbul gibi büyükşehirlerde boşanma avukatı ücretleri ortalama olarak belirli bir bant aralığında seyretmektedir. Örneğin anlaşmalı boşanmalarda iş yükü daha az olduğu için daha düşük bir ücret yeterli olabilecekken, çekişmeli davalarda uzun süreç ve emek nedeniyle daha yüksek bir ücret talep edilebilir. Net bir rakam vermek mümkün olmamakla birlikte, avukatla yapacağınız ilk görüşmede ücret konusunda mutlaka net bilgi almanız en doğrusudur.

Soru: Boşanma davası ne kadar sürer?

Cevap: Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede sonuçlanabildiği için birkaç hafta veya birkaç ay içinde kesinleşebilir. Taraflar her konuda anlaştıkları için süreç çok kısa sürer. Çekişmeli boşanma davaları ise taraflar arasındaki uyuşmazlığın kapsamına ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak 1 ila 3 yıl arasında sürebilir, hatta bazen daha uzun da olabilir. İstanbul gibi yoğun mahkemelerde ilk duruşma için bile birkaç ay sonrasına gün verilebilmektedir. Delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi, gerekirse bilirkişi raporları derken çekişmeli davalar uzayabilir. Ayrıca ilk mahkeme kararına karşı istinaf ve temyiz yoluna gidilirse dosya bölge adliye ve Yargıtay incelemesinden geçeceği için süreç birkaç yıl daha uzayabilir. Bu nedenle mümkünse anlaşma zemini bulunması, süreci ciddi ölçüde kısaltacaktır.

Soru: Boşanma davasında avukat tutmak zorunlu mu?

Cevap: Hayır, boşanma davalarında avukat tutmak yasal olarak zorunlu değildir. Eşler kendi başlarına da davayı açabilir ve yürütebilirler. Ancak aile hukuku davaları usul kurallarına sıkı bağlı ve teknik konular olduğundan, bir avukat yardımı olmadan hak kaybına uğrama riski oldukça yüksektir. Örneğin dilekçelerin doğru yazılması, delillerin usulünce sunulması gibi konularda deneyim eksikliği, davanın kaybedilmesine veya istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle bir boşanma avukatından profesyonel destek almak, haklarınızın tam olarak korunması ve sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından tavsiye edilir. Maddi gücü yetersiz olanlar için baroların adli yardım büroları ücretsiz avukat desteği de sağlayabilmektedir.


Ataşehir Boşanma Avukatı – İstanbul Anadolu Yakası Boşanma Hukuku – Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma – Nafaka – Velayet – Mal Paylaşımı – Boşanma Davası Süreci – Boşanma Avukatı Ücretleri – Bilal Alyar

Kaynakça:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları – Boşanma ve Ferileri Hakkında İçtihatlar (çeşitli karar örnekleri)

Bilal Alyar Avukatlık Bürosu Resmî Web Sitesi – Aile Hukuku ve Boşanma Makaleleri (Ataşehir, Maltepe, Tuzla boşanma avukatı içerikleri)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) – Evlenme ve Boşanma İstatistikleri 2024

Ataşehir boşanma avukatı ile sürecin her adımında rehberlik alabilirsiniz.

T.C. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü – Boşanma Tanımı ve Kesinleşme

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi – Cengiz Kılıç/Türkiye Kararı (2011) – 7 Yıllık Boşanma Davasına İlişkin İhlal Kararı

Adalet Bakanlığı “Yargıda Hedef Süre” Projesi – Anadolu Ajansı Haberi (2019)

T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Açıklamaları (2025) – Boşanma Davalarında Aile Arabuluculuğu ve Süre Sorunu

İstanbul Barosu – Adli Yardım Yönergesi ve Boşanma Davaları Ücret Tavsiyeleri (2024)

Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı) – İlgili Hükümler: m.161-166 (Boşanma sebepleri), m.174 (Maddi/Manevi Tazminat), m.175 (Yoksulluk Nafakası), m.182 (Velayet), m.185-186 (Evliliğin Genel Hükümleri), m.202 ve devamı (Mal Rejimi)

ataşehir boşanma avukatı
ataşehir boşanma avukatı hakkında

hukuku avukatı ataşehir – boşanma avukatı ataşehir – avukatı ataşehir boşanma – Çekişmeli boşanma davası https://www.anayasa.gov.tr/tr/anasayfa/ istanbul boşanma avukatı Ana Sayfa İletişim

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top