Beşiktaş boşanma avukatı, evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecinde İstanbul Beşiktaş ve çevresinde hukuki destek sağlayan, aile hukuku alanında uzmanlaşmış avukatı ifade eden bir terimdir.

Boşanma, eşler arasındaki evlilik birliğinin mahkeme kararıyla hukuken sona erdirilmesi işlemi olup Türk Medeni Kanunu’na göre ancak kanunda öngörülen hukuki sebeplere dayanılarak ve yetkili Aile Mahkemesi’nin kararıyla mümkündür.

Beşiktaş boşanma avukatı, boşanma süreçlerinde kritik bir rol oynamaktadır.

Her geçen gün daha fazla insan, Beşiktaş boşanma avukatı arayışına girmektedir.

Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerine hukuki destek sunarak süreçlerini kolaylaştırır.

Boşanma hukuku, Beşiktaş boşanma avukatı tarafından titizlikle yürütülmektedir.

Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerinin haklarını korumak adına önemli danışmanlık hizmetleri sunar.

Bu nedenle Beşiktaş boşanma avukatı ile çalışmak, süreçlerin hızlanmasına katkı sağlar.

Boşanma kararının alınması, Beşiktaş boşanma avukatı tarafından dikkatlice analiz edilen bir süreçtir.

Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerinin tüm taleplerini mahkemede savunur.

Bu süreçte, Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerinin menfaatlerini korur.

Beşiktaş boşanma avukatı ile yapılan anlaşmalar, hukuki süreçlerin sorunlarını minimize eder.

Bu bağlamda Beşiktaş boşanma avukatı, uzman bir danışman olarak öne çıkar.

“Boşanma avukatı” terimi mevzuatta resmi bir unvan olarak tanımlanmamışsa da, halk arasında aile hukuku alanındaki dava ve işlemlere ağırlıklı olarak bakan avukatlar için kullanılmaktadır.

Boşanma Hukuku ve Yasal Süreç

Boşanma hukuku, evlilik birliğinin sona erdirilmesine ilişkin maddi ve usul hükümlerini içeren medeni hukuk dalıdır.

Boşanma süreci belirli hukuki aşamaları içerir.

Bu süreç hukuki olduğu kadar psikolojik ve toplumsal açıdan da son derece hassastır. Boşanma davası sırasında eşlerin karşılaşacağı nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi birçok konu yalnızca tarafları değil, varsa çocukları ve geniş ailelerini de etkilemektedir.

Nitekim son yıllarda boşanma oranlarının artış eğiliminde olduğu görülmektedir. Resmi istatistiklere göre 2022 yılında Türkiye genelinde yaklaşık 180 bin çift boşanmıştır; Marmara Bölgesi ve İstanbul, boşanma hızının özellikle yüksek seyrettiği yerlerdir.

2024 yılı itibarıyla da ülke çapında boşanma sayısı 187 bin çifte ulaşmıştır. Beşiktaş ilçesi de İstanbul’un merkezi ve nüfus yoğun ilçelerinden biri olarak, çok sayıda boşanma davasının görüldüğü bir bölgedir.

Bu karmaşık süreçte Beşiktaş boşanma avukatı, aile hukuku ve boşanma davalarında deneyimli bir hukukçu olarak müvekkillerine yol gösterir; haklarını koruyup en doğru adımları atmaları için profesyonel destek sunar.

Beşiktaş boşanma avukatı, boşanma süreçlerinde kritik bir rol oynamaktadır.

Her geçen gün daha fazla insan, Beşiktaş boşanma avukatı arayışına girmektedir.

Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerine hukuki destek sunarak süreçlerini kolaylaştırır.

Boşanma hukuku, Beşiktaş boşanma avukatı tarafından titizlikle yürütülmektedir.

Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerinin haklarını korumak adına önemli danışmanlık hizmetleri sunar.

Bu nedenle Beşiktaş boşanma avukatı ile çalışmak, süreçlerin hızlanmasına katkı sağlar.

Boşanma kararının alınması, Beşiktaş boşanma avukatı tarafından dikkatlice analiz edilen bir süreçtir.

Beşiktaş boşanma avukatı, süreç hakkında detaylı bilgi vererek müvekkillerini bilgilendirir.

Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerinin tüm taleplerini mahkemede savunur.

Bu süreçte, Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerinin menfaatlerini korur.

Beşiktaş boşanma avukatı ile yapılan anlaşmalar, hukuki süreçlerin sorunlarını minimize eder.

Bu bağlamda Beşiktaş boşanma avukatı, uzman bir danışman olarak öne çıkar.

“Boşanma avukatı” terimi mevzuatta resmi bir unvan olarak tanımlanmamışsa da, halk arasında aile hukuku alanındaki dava ve işlemlere ağırlıklı olarak bakan avukatlar için kullanılmaktadır. Beşiktaş boşanma avukatı tabiri de özellikle İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde faaliyet gösteren ve boşanma davaları konusunda tecrübeli avukatları ifade etmektedir . Boşanma vakalarının yaygınlığı göz önüne alındığında, bölgedeki uzman boşanma avukatlarına duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır.

Boşanma Hukuku ve Yasal Süreç

Boşanma hukuku, evlilik birliğinin sona erdirilmesine ilişkin maddi ve usul hükümlerini içeren medeni hukuk dalıdır. Boşanma, mahkeme kararı ile evliliğin yasal olarak sonlandırılmasıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliği, ancak yetkili Aile Mahkemesi tarafından boşanma kararı verilmesiyle son bulabilir; eşlerin kendi aralarında anlaşıp evliliklerini sona erdirmeleri hukuken mümkün değildir . Dolayısıyla anlaşmazlık yaşayan eşler, resmi olarak boşanabilmek için mutlaka dava açıp hakim kararı almak zorundadır.

Boşanma süreci belirli hukuki aşamaları içerir. Öncelikle, boşanmak isteyen eş (veya eşler) bir boşanma dilekçesi hazırlayarak yetkili Aile Mahkemesi’ne davayı açar . Dava dilekçesinde davacı, boşanma isteğini ve dayandığı hukuki sebepleri, yaşanan olayları anlatır; ayrıca boşanmanın ferilerine (velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi taleplere) ilişkin isteklerini de belirtir . Dilekçe mahkemeye sunulurken yasal harç ve gider avansı ödenir; böylece dava usulen açılmış olur . Mahkeme, dilekçeyi diğer eşe tebliğ eder ve davalı eş yasal süre içinde (2 hafta) bir cevap dilekçesi vererek iddialara yanıt sunabilir .

Dilekçelerin teatisinin tamamlanmasının ardından mahkeme, ön inceleme duruşması yapar. Bu aşamada hakim, tarafların anlaşıp anlaşamadığı konuları tespit eder ve uzlaşma ihtimalini değerlendirir; uzlaşma sağlanamazsa uyuşmazlık konularını ve sunulacak delilleri belirleyerek davayı tahkikat (araştırma) aşamasına geçirir . Tahkikat aşamasında taraflar iddialarını ispatlamak üzere delillerini sunar; tanıklar dinlenir, gerekirse bilirkişi ve uzman raporları alınır .

Hakim, tüm delilleri değerlendirip duruşmaları tamamladıktan sonra hüküm (karar) aşamasına geçer. Boşanma talebiyle birlikte varsa nafaka, velayet, tazminat gibi yan talepler de incelenir ve mahkemece karara bağlanır . Örneğin, mahkeme kararında “Tarafların boşanmasına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba tarafından aylık … TL iştirak nafakası ödenmesine, davacı eş için … TL yoksulluk nafakası takdirine, … TL manevi tazminat ödenmesine…” gibi hükümlere yer verilebilir .

Mahkeme boşanma kararı verdikten sonra taraflar, kararın tebliğinden itibaren belirli süre içinde istinaf (bölge adliye mahkemesi) yoluna başvurabilir . Taraflardan biri kararı temyiz ederse dosya sırasıyla istinaf ve Yargıtay incelemesine gidebilir. Üst mahkemeler mahkeme kararını onaylarsa veya taraflar hiç itiraz etmezse, karar kesinleşir. Kesinleşen boşanma kararı nüfus kaydına işlenir ve böylece evlilik birliği hukuken sona ermiş olur .

Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Türkiye’de boşanma davalarına bakmakla görevli mahkemeler Aile Mahkemeleri’dir. Aile Mahkemeleri, aile hukuku uyuşmazlıkları (boşanma, velayet, nafaka, mal rejimi uyuşmazlıkları vb.) konusunda uzmanlaşmış özel mahkemelerdir . Eğer davacının bulunduğu yerde (ilçede) Aile Mahkemesi kurulu değilse, bu takdirde o yer Asliye Hukuk Mahkemesi boşanma davasına Aile Mahkemesi sıfatıyla bakar . Boşanma davasının nerede açılacağı (yetki) konusunda ise Medeni Kanun’da tercihli yetki kuralı benimsenmiştir.

Kanuna göre boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri (ikametgah) mahkemesi ya da eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer mahkemesidir . Örneğin eşlerden biri Beşiktaş’ta, diğeri başka bir şehirde yaşıyorsa davacı, bu iki yerden dilediğinde boşanma davasını açabilir . İstanbul gibi büyük şehirlerde tarafların farklı yakalarda ikamet etmesi durumunda da bu kural geçerlidir; taraflar uygun gördükleri yetkili yerde davayı açabilirler. Anlaşmalı boşanma durumunda ise uygulamada yetki meselesi genellikle sorun çıkarmaz; zira her iki eş birlikte mahkemeye gelip boşanmayı kabul ettiklerinden, hakim usul ekonomisi gereği davayı görür (eşler ortak belirledikleri herhangi bir Aile Mahkemesi’nde davayı açabilirler) .

Beşiktaş ilçesi, İstanbul ili Avrupa Yakası yargı çevresi içinde yer almaktadır. Bu bölgedeki boşanma davalarına İstanbul (Çağlayan) Adliyesi’nde bulunan Aile Mahkemeleri bakmaktadır. Dolayısıyla Beşiktaş’ta ikamet eden bir kişi, yukarıda belirtilen yetki kuralları çerçevesinde davayı İstanbul (Çağlayan) Aile Mahkemeleri’nde veya diğer yetkili yerde (eşinin ikametgahında) açabilecektir. Yetkinin doğru kullanılması, dava açıldıktan sonra yetkisizlik itirazı nedeniyle zaman kaybını önlemek adına önem taşır .

Beşiktaş boşanma avukatı ile çalışmak, hak kaybını önlemek için faydalıdır.

Boşanma Sebepleri

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma kararı verilebilmesi için eşlerden biri, kanunda sayılan boşanma sebeplerinden en az birine dayanarak dava açmak zorundadır . Kanun, boşanma sebeplerini özel sebepler ve genel sebep olarak iki grupta düzenlemiştir . 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161–165. maddelerinde beş adet özel boşanma sebebi sayılmış; 166. maddesinde ise genel boşanma sebebi tanımlanmıştır . Başlıca boşanma sebepleri şunlardır:

  • Zina (Aldatma) – Eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken isteyerek bir başkasıyla cinsel ilişkide bulunması durumudur. Bu durumda aldatılan eş zina sebebine dayanarak boşanma davası açabilir. Kanuna göre zina fiilinin öğrenilmesinden başlayarak 6 ay ve her halükarda fiilin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer; ayrıca eşini affeden tarafın bu sebebe dayanarak dava açma hakkı yoktur .
  • Hayata Kast ve Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış – Eşlerden biri, diğerinin hayatına kasteder (öldürmeye teşebbüs ederse) veya ona karşı fiziksel şiddet, ağır hakaret, onur kırıcı muamele gibi pek fena davranışlarda bulunursa, bu fiiller boşanma sebebidir. Bu sebepte de zinada olduğu gibi olayın öğrenilmesinden itibaren 6 ay, fiilin gerçekleşmesinden itibaren en geç 5 yıl içinde dava açılmalıdır; affeden tarafın dava hakkı yoktur .
  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme – Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler (örneğin yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giyerse) veya toplumun genel ahlak anlayışına göre onur kırıcı sayılan sürekli bir hayat sürer ve bu sebeple onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemez hale gelirse, bu durum boşanma sebebidir . Örneğin, eşin süregelen bir şekilde yasa dışı faaliyetlerde bulunması ya da namus ve itibar kavramlarıyla bağdaşmayan bir yaşam tarzı sürmesi, diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez kılabilir.
  • Terk – Eşlerden biri haklı bir sebep olmadan ortak konutu terk eder ve en az 6 ay süreyle geri dönmezse veya haklı bir sebep olmaksızın diğer eşi ortak konutu terke zorlar ve eş bu nedenle evi terk etmek zorunda kalırsa, terk edilen eş boşanma davası açabilir. Terk sebebine dayanarak dava açılabilmesi için terk olgusunun en az 6 ay kesintisiz sürmesi ve terk eden eşe hakim veya noter kanalıyla eve dönmesi için ihtar yapılmasına rağmen 2 ay içinde dönülmemiş olması gerekir . Ayrıca, eşini evden haklı sebep olmadan uzaklaştıran ya da eve dönmesine engel olan taraf da kanunen terk etmiş sayılır.
  • Akıl Hastalığı – Eşlerden biri, evlilik devam ederken ruhsal bir hastalığa yakalanır ve bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, resmi sağlık kurulu raporuyla hastalığın geçmesine imkan bulunmadığı tespit edilmek şartıyla bu eşe karşı boşanma davası açılabilir . Burada önemli olan, akıl hastalığının evlilik üzerinde tolere edilemez düzeyde olumsuz etki yapması ve tedavisinin mümkün olmadığının yetkili sağlık kurumu tarafından raporlanmasıdır.
  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) – Yukarıdaki özel sebeplerin hiçbiri olmasa bile, evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmışsa, bu genel sebebe dayanılarak boşanma istenebilir . Halk arasında “şiddetli geçimsizlik” olarak bilinen bu durum, evlilik ilişkisinin onarılmaz biçimde zarar gördüğü, taraflar arasındaki sevgi, saygı ve bağlılık gibi temel unsurların ortadan kalktığı haller için kullanılmaktadır. Hakim, evlilik birliğinin gerçekten temelinden sarsılıp sarsılmadığını ve tarafların kusur durumunu değerlendirerek boşanma kararı verir. Ancak kanun, tamamen kusursuz olup boşanmak istemeyen eşin korunması için bir istisna da öngörmüştür: Eşlerden biri tamamen kusursuz ise ve diğerinin açtığı boşanma davasına itiraz ediyorsa, hakim evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya karar vermeyebilir. Bu durumda kanun, üç yıl ayrı yaşama sonunda evlilik birliğinin fiilen kurulamadığını kabul ederek boşanmaya karar verilmesine olanak tanır . Bu düzenleme, kusursuz eşin evliliği devam ettirme isteğine belli bir ölçüde imkan tanımakla birlikte, uzun süre ayrı yaşayan eşlerin evliliğini sürdürmesinin de toplum düzeni açısından uygun olmaması nedeniyle belirli bir sürenin sonunda boşanma yolunu açmaktadır.

Yukarıda sayılan özel boşanma sebepleri (zina, hayata kast, kötü muamele, suç işleme, terk, akıl hastalığı) somut belirli vakıalara dayandığı için, ileri sürüldüğünde ispatlanmaları gerekir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması ise daha genel nitelikli bir sebeptir; çoğunlukla evlilikteki uyumsuzluk, ilgisizlik, çatışma gibi süreklilik arz eden sorunları kapsar. Bu sebebe dayanan davalarda, yargılama sırasında tarafların kusur durumları geniş bir şekilde değerlendirilir ve hakim boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine buna göre karar verir .

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma

Türk hukukunda boşanma davaları, usul yönünden anlaşmalı veya çekişmeli olarak iki türde yürütülür. Eşler, boşanmanın hukuki sebepleri konusunda değil, davanın yürütülüş şekline göre bu ayrımla muhatap olurlar.

Anlaşmalı boşanma, eşlerin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı konusunda mutabık olmaları ve boşanmanın bütün hukuki sonuçları üzerinde (nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı vb. konularda) tam anlaşmaya varmaları durumunda uygulanan bir usuldür . Anlaşmalı boşanma yoluna gidebilmek için kanunen evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması şarttır. Eşler birlikte (ya da biri diğerinin açtığı davayı kabul ederek) başvurup anlaşma şartlarını içeren bir boşanma protokolü hazırlarlar. Bu protokolde boşanmanın tüm ferileri hakkında – varsa çocukların velayeti, iştirak nafakası ve kişisel ilişki (görüşme) düzeni, yoksulluk nafakası miktarı, mal paylaşımı, maddi-manevi tazminat gibi hususlar – iki taraf da uzlaştıklarını yazılı olarak beyan eder ve imzalarlar .

Mahkeme, duruşma gününde her iki eşi de bizzat hazır bulunmaya çağırır; taraflar hâkimin huzurunda protokoldeki tüm şartları kabul ettiklerini sözlü olarak da teyit ederler. Hâkim, tarafların iradelerini serbestçe açıkladığına ve protokolün kanuna uygun olduğuna kanaat getirirse aynı celse boşanma kararı verilir .

Böylece anlaşmalı boşanma davaları çok kısa sürede, genellikle tek duruşmada sonuçlanır . İstanbul gibi büyük şehirlerde dahi, dilekçe verildikten birkaç hafta ya da birkaç ay sonrasına duruşma günü verilip karar çıkabilmektedir . Hatta çoğu zaman taraflar duruşmada kararı temyiz etmeyeceklerini beyan ederlerse karar hemen kesinleşmekte ve nüfus kayıtlarına işlenebilmektedir . Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma, usulen en hızlı ve taraflar için en az yıpratıcı boşanma yoludur; zira eşler çekişmeye girmeden, medeni bir şekilde evliliği sonlandırma iradesini ortaya koymuştur.

Eşlerin boşanma veya boşanmanın sonuçları üzerinde tamamen anlaşamadığı durumlarda ise çekişmeli boşanma gündeme gelir. Çekişmeli boşanma davalarında, davayı açan taraf (davacı), yukarıda sayılan yasal boşanma sebeplerinden birine dayanarak evliliğin sona erdirilmesini talep eder . Davalı eş ise bu iddiaları kabul etmeyebilir veya kendi karşı iddialarını öne sürebilir (hatta davalı, karşı dava açarak boşanmayı kendi ileri sürdüğü sebeplere dayandırmak isteyebilir) .

Örneğin eşlerden biri diğerini ağır kusurlu davranışları nedeniyle boşanmakla suçlarken, diğeri evlilikte aslında kendisinin kusursuz olduğunu ve boşanmak istemediğini savunabilir; yahut her iki taraf da boşanmayı istese bile nafaka, velayet, mal paylaşımı, tazminat gibi konularda anlaşmazlık yaşanıyorsa dava çekişmeli olarak devam eder .

Bu durumda mahkeme, yargılama süreci sonunda delilleri değerlendirerek hem boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine hem de boşanmanın fer’i sonuçlarına ilişkin bir karar verir. Çekişmeli davalarda taraflar iddialarını ispatlamak için tanık beyanları, belge ve kayıtlar, hatta gerekiyorsa uzman raporları gibi her türlü yasal delile başvurabilirler .

Mahkeme, ihtiyaç halinde tanıkları dinler, sosyal inceleme yaptırır (özellikle çocukların durumu için), tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını araştırır . Çekişmeli boşanma davalarının merkezinde kusur tespiti yer alır; hakim, evlilikte hangi tarafın hangi konularda kusurlu olduğuna kanaat getirerek hem boşanma kararını hem de nafaka-tazminat gibi sonuçları bu kusur durumuna göre belirler .

Anlaşma olmadığı için çekişmeli boşanma davaları, anlaşmalıya kıyasla çok daha uzun sürer. Büyük şehirlerde ilk derece yargılaması (Aile Mahkemesi süreci) 1-2 yıl veya daha fazla sürebilmekte; dosyanın bölge adliye (istinaf) ve Yargıtay incelemesine gitmesiyle kesinleşme süresi 3-4 yıla kadar uzayabilmektedir . Bu nedenle uygulamada, çekişmeli bir davada mümkünse tarafların belli konularda uzlaşıp anlaşmalıya dönmeleri ya da davayı gereksiz yere uzatmadan etkin biçimde yürütmeleri tavsiye edilir.

Özetlemek gerekirse: Eşlerin her konuda anlaştığı ve en az bir yıl süren evliliklerde anlaşmalı boşanma, anlaşmazlık halinde ise çekişmeli boşanma söz konusudur. Her iki durumda da, hak kaybına uğramamak ve süreci doğru yönetebilmek için uzman bir boşanma avukatından destek almak büyük avantaj sağlayacaktır.

Gerçekten de çekişmeli davalarda usul hataları veya delillerin eksik sunulması davanın kaybedilmesine yol açabileceği gibi, anlaşmalı davalarda dahi protokolün yanlış hazırlanması taraflar aleyhine sonuçlar doğurabilir. Tecrübeli bir boşanma avukatı, davanın anlaşmalı mı çekişmeli mi yürüdüğüne bakmaksızın, müvekkilinin hak ve menfaatlerini en iyi şekilde savunmak üzere strateji geliştirecektir.

Beşiktaş Boşanma Avukatı: Tanımı ve Rolü

Hukuken teknik anlamda “boşanma avukatı” şeklinde bir uzmanlık dalı olmamakla birlikte, halk arasındaki kullanımda boşanma davalarında uzmanlaşmış avukatlar kastedilmektedir. Bu bağlamda Beşiktaş boşanma avukatı, özellikle aile hukuku ve boşanma davaları konusunda tecrübeli, bu alanda yoğun olarak çalışan avukatı ifade eder . İstanbul Barosu’na kayıtlı binlerce avukat arasından boşanma ve aile hukuku alanına yönelmiş olanlar, mevzuata hakimiyetleri ve uygulamadaki deneyimleri sayesinde müvekkillerine bu hassas süreçte kılavuzluk etmektedir .

Bir boşanma avukatının temel rolü, boşanma sürecinin başından sonuna dek müvekkilinin haklarını korumak ve en iyi sonuca ulaşmasını sağlamaktır . Beşiktaş’ta faaliyet gösteren bir boşanma avukatı, öncelikle danışma aşamasında müvekkilinin durumunu detaylıca değerlendirir. Evlilikte yaşanan olayları, tarafların taleplerini ve önceliklerini dinleyerek hukuki bir yol haritası çizer . Bu kapsamda avukat, müvekkili adına hazırlanacak boşanma dilekçesini yasal usule uygun ve güçlü bir şekilde kaleme alır veya karşı tarafın açtığı davaya karşı verilecek cevap dilekçesini oluşturur .

Boşanma avukatı, dava için gerekli delillerin toplanması ve sunulması konusunda da kritik rol oynar. Örneğin tarafların mali durumlarını gösteren belge ve kayıtların (maaş bordroları, banka hesap dökümleri, tapu kayıtları vb.) temini, iletişim kayıtlarının (mesajlar, e-postalar) ve kamera görüntülerinin hukuka uygun şekilde elde edilip mahkemeye sunulması gibi konular uzmanlık gerektirir .

Aynı şekilde tanık beyanlarının hazırlanması, tanıkların duruşmada etkili biçimde dinlenebilmesi için ön çalışma yapılması avukatın sorumlulukları arasındadır . Zira yanlış veya eksik delil sunumu, davanın seyrini olumsuz etkileyebilir; haklıyken haksız duruma düşmemek için deneyimli bir avukatın rehberliği önem taşır.

Boşanma davası sürerken mahkemeden geçici önlemler (tedbirler) talep etmek gerekebilir. Örneğin dava devam ederken çocukların geçici velayeti ve diğer ebeveynin çocukla görüşme esasları belirlenebilir, eş için tedbir nafakası (geçici yoksulluk nafakası) talep edilebilir veya aile içi şiddet söz konusuysa 6284 sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırma kararı alınabilir . Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkili ve varsa çocukların menfaatlerini korumak amacıyla gerekli ara talepleri zamanında mahkemeye iletir; mahkemece verilecek geçici tedbir kararlarının müvekkil lehine olması için çaba gösterir .

Boşanma Sürecinde Avukatla Çalışmanın Önemi

Türk hukukunda boşanma davası açmak için bir avukat tutmak yasal olarak zorunlu değildir. Taraflar kendi başlarına da davayı açıp yürütebilirler. Ancak aile hukuku davaları, çok sayıda teknik ayrıntı barındıran ve sonuçları itibarıyla hayatî öneme sahip süreçlerdir. Bu nedenle bir avukat desteği olmadan süreci yürütmek riskli olabilir. Usul kurallarının doğru uygulanmaması veya hakların tam bilinmemesi halinde telafisi güç hak kayıpları yaşanabilir .

Örneğin dilekçelerin süresinde verilmemesi, delillerin zamanında sunulmaması veya iddiaların hukuki zeminde doğru ifade edilememesi, elinizde haklı gerekçeler olsa bile davayı kaybetmenize yol açabilir . Ayrıca boşanma davası taraflar için zaten duygusal olarak yıpratıcı bir süreç olduğundan, avukatın profesyonel desteği sürecin daha yönetilebilir olmasını sağlar .

Profesyonel bir boşanma avukatı, müvekkilinin sahip olduğu yasal hakları tam olarak anlamasını ve kullanmasını temin eder. Çoğu kişi boşanma aşamasında hangi haklara sahip olduğunu veya karşı tarafın taleplerine nasıl itiraz edebileceğini tam bilemeyebilir. Örneğin diğer eşin yüksek miktarda nafaka talebine karşı makul bir seviyede nafaka belirlenmesini sağlamak, ya da çocuğun velayeti konusunda lehe delilleri sunmak gibi kritik hamleler uzman bir avukatın yol göstermesiyle mümkün olabilir . Deneyimli bir avukat, müvekkiline mevcut haklarını anlatırken ileride doğabilecek risklere karşı da strateji geliştirir; hak kayıplarını önlemeyi hedefler .

Diğer yandan, çekişmeli ve gergin boşanma süreçlerinde avukat bazen taraflar arasında arabulucu işlevi de görür. Eşler doğrudan iletişim kurduklarında duygusal çatışmalar yaşayabilirken, avukat aracılığıyla yapılan iletişim daha nesnel ve sakin yürüyebilir. Bu da gereksiz tartışmaların önüne geçerek bazı konularda daha hızlı uzlaşma sağlanmasına yardımcı olur . Özellikle çocukların durumu, mal paylaşımı gibi konularda avukat, taraflar arasında makul bir orta yol bulunmasına destek olabilir.

Son olarak, psikolojik açıdan da avukat desteği önemlidir. Boşanma gibi stresli bir dönemde hukuki işlemlerin bir uzman tarafından yürütüldüğünü bilmek, müvekkile güven ve rahatlık hissi verecektir. Kişi günlük yaşamına ve çocuklarına daha fazla odaklanabilir. Türkiye’de her ne kadar boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu olmasa da, pratiğe bakıldığında çoğu kişi bu süreci tek başına yönetmemekte, tecrübeli bir boşanma avukatıyla çalışmayı şiddetle tercih etmektedir. Bu sayede dava daha etkin şekilde ilerlemekte ve olası hatalar en aza indirilmektedir.

Beşiktaş Boşanma Avukatı Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?

Boşanma davanız için doğru avukatı seçmek, davanın seyri ve sonucunda kritik öneme sahiptir. İstanbul gibi avukat sayısının çok olduğu bir şehirde, özellikle Beşiktaş bölgesinde iyi bir boşanma avukatı bulmak için bazı kriterlere dikkat etmek gerekir. Aşağıda, başarılı bir boşanma avukatında bulunması gereken başlıca özellikler özetlenmiştir:

  • Uzmanlık alanı – Aile Hukuku: Seçilecek avukatın ağırlıklı olarak aile hukuku ve boşanma davaları üzerine çalışıyor olması son derece önemlidir. Aile hukuku, kendine özgü yasal düzenlemeleri ve yargı uygulamaları olan bir alandır; bu nedenle boşanma davalarında tecrübeli bir avukat, dava sürecinin her aşamasına vakıf olacaktır . “Boşanma avukatı” terimi resmi olmasa da, bu alanda uzmanlaşmış bir vekil ile çalışmak sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlar.
  • Deneyim ve tecrübe: Uzun yıllara dayanan dava tecrübesi, bir avukatın beklenmedik durumları yönetebilmesi ve öngörü geliştirebilmesi bakımından çok değerlidir . Deneyimli boşanma avukatları, geçmişte çözdükleri benzer uyuşmazlıklardan öğrendikleriyle müvekkillerine daha etkili stratejiler sunabilirler. Özellikle çekişmeli davalarda hangi delilin nasıl etkili olacağını, mahkemenin hangi hususlara önem verdiğini tecrübeyle bilirler.
  • Başarılı dava geçmişi: Bir avukatın önceki boşanma davalarındaki sonuçları, onun başarısı hakkında fikir verir. Yüksek başarı oranına sahip, müvekkillerinin haklarını etkin şekilde savunabilmiş avukatlar genellikle en iyi boşanma avukatları arasında gösterilir. Elbette her davanın şartları farklıdır, ancak geçmişte elde edilmiş olumlu neticeler bir avukatın performans göstergesi sayılabilir.
  • Referanslar ve itibar: Müvekkil yorumları, tavsiyeler ve meslek camiasındaki itibarı, bir avukatın güvenilirliği konusunda ipucu verir . Daha önce hizmet almış kişilerin olumlu tavsiyelerde bulunduğu veya meslektaşların saygı duyduğu bir avukat seçmek önemlidir. Çevrenizdeki kişilerden boşanma avukatı tavsiyesi alabilir, ayrıca avukatın Baro kayıtlarındaki geçmişini ve uzmanlık alanlarını inceleyebilirsiniz.
  • İletişim becerileri ve ulaşılabilirlik: Boşanma süreci, müvekkil ile avukat arasında sürekli iletişim gerektiren bir süreçtir. İyi bir boşanma avukatı, müvekkilinin sorularını sabırla yanıtlayan, hukuki süreci açık ve anlaşılır biçimde izah edebilen kişidir . Aynı zamanda avukatın makul sürelerde telefon veya e-posta ile geri dönüş yapabilmesi, müvekkile güven verir ve sürecin sağlıklı yürümesine katkı sağlar. Ulaşılabilir olmayan, iletişimde zorluk yaşanan bir avukatla çalışmak, zaten stresli olan boşanma sürecini daha da zorlaştırabilir.
  • Müvekkil odaklı yaklaşım ve empati: Boşanma davası yalnızca hukuki değil, duygusal yönü ağır basan bir süreçtir. En iyi avukat, müvekkilinin yaşadığı zor durumu anlamaya çalışır ve ona psikolojik olarak da destek olur . Müvekkilin önceliklerini dinleyen, beklentilerini dikkate alan ve bu doğrultuda yol gösteren bir avukat, sürecin daha yapıcı geçmesini sağlayabilir. Empati ve duyarlılık, aile hukuku gibi kişisel alanlarda avukatın önemli bir özelliğidir.
  • Etik değerler ve dürüstlük: Hukuk mesleğinde meslek etiğine bağlılık vazgeçilmezdir. Müvekkiline karşı dürüst, mahkemeye karşı saygılı ve karşı tarafa da gerektiğinde adil davranan avukatlar uzun vadede güven ve itibar kazanırlar . En iyi boşanma avukatı, müvekkilinin çıkarlarını kararlılıkla savunurken aynı zamanda yasal ve etik sınırlar içinde hareket eden kişidir. Dava kazanmak uğruna yasa dışı veya etik dışı yollara tevessül etmeyen, şeffaf bir tutum sergileyen avukat tercih edilmelidir.
  • Güncel yasa ve içtihat bilgisi: Boşanma ve aile hukuku, mevzuatın zamanla değişebildiği ve yeni emsal yargı kararları ile yorumlandığı bir alandır. İyi bir boşanma avukatı, Türk Medeni Kanunu ve ilgili kanunlardaki güncel değişikliklere hakimdir; Yargıtay kararlarını ve uygulamadaki eğilimleri yakından takip eder . Özellikle son yıllarda ortak velayet, nafaka süreleri gibi konularda içtihatlar gelişmektedir. Avukatın kendisini sürekli güncellemesi, müvekkilinin davasını en yeni bilgi ışığında yürütmesini sağlar.

Yukarıdaki kriterler, boşanma avukatı seçerken dikkate alınması gereken temel unsurlardır. Her ne kadar her dava kendine özgü olsa da, bu niteliklere sahip bir avukatla çalışmak boşanma sürecinin daha sağlıklı ve sonuç odaklı ilerlemesine büyük katkı yapacaktır. Beşiktaş bölgesinde avukat arayanlar, Baro’nun resmi avukat rehberinden aile hukuku alanında çalışan avukatları listeleyebilir, internet üzerindeki kaynaklardan avukatların uzmanlık alanlarına ve makalelerine göz atabilir, mümkünse yüz yüze görüşerek sorularını sorup iletişim tarzını değerlendirebilirler. Doğru avukatı seçmek için birkaç farklı avukatla görüştükten sonra içinize sinen, güvendiğiniz kişiyi tercih etmeniz tavsiye edilir.

Beşiktaş Boşanma Avukatı Ücretleri

Boşanma avukatının alacağı ücret, davanın niteliğine ve kapsamına, avukatın deneyim seviyesine ve harcanacak emeğe göre değişkenlik gösterir . Türkiye’de avukatlık ücretleri her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile taban sınır olarak belirlenir . Bunun yanı sıra her il barosu (örneğin İstanbul Barosu), çeşitli dava türleri için tavsiye niteliğinde ücret çizelgeleri yayınlayabilir . Ancak uygulamada boşanma avukatı ücretleri, davanın zorluk derecesine, kapsamına ve avukatın tecrübesine göre önemli farklılıklar gösterir .

Genel bir kural olarak, anlaşmalı boşanma davaları usulen daha kısa ve tek celsede sonuçlandığı için avukat ücreti genellikle çekişmeli davalara kıyasla daha düşük seviyede olabilir . Eğer taraflar her konuda uzlaşmış ve avukatın yapacağı iş sadece protokolü hazırlayıp tek duruşmaya katılmak ise, avukat buna uygun makul bir paket ücret teklif edebilir . Buna karşın çekişmeli boşanma davaları çok daha karmaşık ve uzun soluklu olduğundan, avukatın emeği ve duruşmalara harcadığı zaman daha fazla olacaktır.

Bu nedenle çekişmeli davalarda avukatlık ücreti daha yüksek düzeyde belirlenebilir . Ücrete etki eden diğer unsurlar arasında davada nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi taleplerin bulunması (yani davanın kapsamının genişlemesi), delil ve tanık sayısının fazlalığı, davanın tahmini süresi ve duruşma sayısı sayılabilir . Örneğin karşı tarafın çok sayıda dilekçe vererek davayı uzatmaya çalışması, avukatın daha fazla mesai harcamasına yol açacağından ücreti artırıcı bir faktör olabilecektir.

Beşiktaş boşanma avukatı, süreç hakkında detaylı bilgi vererek müvekkillerini bilgilendirir.

Avukatla ücret konusunda anlaşırken, toplam ücretin hangi işleri kapsadığını netleştirmek mühimdir. Bazı avukatlar baştan sabit bir ücret belirleyip tüm dava sürecini bu ücrete dahil ederken, bazıları duruşma başına veya dava aşamalarına göre dilimlendirilmiş şekilde ücret talep edebilir . Örneğin dava açılışı ve ilk duruşma için belirli bir kısım, sonraki duruşmalar için ek ücretler gibi modeller olabilmektedir . Ayrıca “başarı ücreti” denilen ve belirli bir sonuç elde edilirse (örneğin yüksek bir tazminat kazanılması gibi) ekstra ödeme öngören anlaşmalar da avukat ile müvekkil arasında kararlaştırılabilir . Tüm bu detayların, ileride uyuşmazlık çıkmaması için en başta yazılı bir avukatlık sözleşmesi ile kayıt altına alınması gerekir.

Boşanma Davası Masrafları

Boşanma davasında, avukat ücreti dışında mahkeme harç ve giderleri de bulunmaktadır. Dava açılırken peşin ödenen dava harcı, devletin sunduğu yargılama hizmeti için alınan ücrettir. Boşanma davaları için kanunen maktu (belirli) harç alınmakta olup bu tutar her yıl güncellense de genellikle çok yüksek değildir (2023 yılı itibarıyla birkaç yüz TL düzeyindedir) . Ancak boşanma davası içinde maddi-manevi tazminat veya mal paylaşımı gibi mali talepler de ileri sürülmüşse, talep edilen miktarlar üzerinden nispi harç (belirli oranlarda hesaplanan harç) alınması gerekebilir .

Ayrıca davayı açarken gider avansı adı altında, tebligat, keşif, bilirkişi ücretleri gibi muhtemel masrafları karşılamak üzere mahkemenin belirlediği bir avansın da ödenmesi zorunludur . Örneğin 2023 yılında İstanbul’da çekişmeli bir boşanma davası açılırken tüm harçlar ve gider avansı toplamı yaklaşık 2.500 TL tutarında olmaktaydı . Davadaki taleplere göre bu tutar bir miktar artabilmektedir (örneğin kapsamlı mal paylaşımı ve yüksek tazminat talepleri varsa masraf yükselir). Her yıl yargılama harç ve giderlerinde değişiklik olabileceği için güncel rakamların dava öncesinde avukattan veya ilgili adliyeden öğrenilmesi uygun olacaktır.

Beşiktaş boşanma avukatı ile iletişim kurmak, sürecin hızlı ilerlemesine olanak tanır.

Yargılama sonunda hakim, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşılanması hususunda da karar verir. Boşanma davalarında genel kural, haksız veya kusurlu olan tarafın yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesidir . Ayrıca davayı kazanan taraf lehine maktu bir vekalet ücreti de karşı taraftan tahsil edilebilir; mahkeme karşı taraf aleyhine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde o dava türü için belirlenen tutarda vekalet ücretine hükmeder . Bu miktar, müvekkilin avukatına ödediği ücretten bağımsız olup kanundaki tarife uyarınca hesaplanır. Örneğin 2024 yılı tarifesinde boşanma davaları için öngörülen vekalet ücreti ne ise, hakim onu karşı tarafa yükleyebilir . Bu şekilde, kazanan tarafın ödediği avukatlık ücretinin bir kısmı karşı taraftan geri alınmış olur.

Ücretsiz Avukat (Adli Yardım) İmkanı

Maddi imkanı yetersiz olan kişiler için Adli Yardım sistemi kapsamında ücretsiz avukat desteği de mümkündür. Her il barosu nezdinde, ekonomik durumu kötü olup kendi avukatını karşılayamayacak durumda olan bireylere hukuki yardım sağlayan bir Adli Yardım Bürosu bulunmaktadır . Beşiktaş’ta boşanma davası açmak isteyip de avukat ücretini ödeme gücü olmayan kişiler, İstanbul Barosu Adli Yardım servisine başvurarak kendilerine ücretsiz bir avukat atanmasını talep edebilirler . Bu haktan yararlanabilmek için başvuru sahibinin gelir durumunun asgari geçim düzeyinin altında olduğunu, avukat ve yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda bulunduğunu belgeleyen evraklar sunması gerekir (örneğin bağlı olduğu muhtarlıktan alınacak fakirlik ilmühaberi, maaş bordrosu, SGK kaydı vb. belgeler).

Baro, başvuru sahibinin gerçekten yardıma muhtaç olup olmadığını araştırarak talebi değerlendirir; şartları sağlayanların talebi kabul edilir ve bir avukat görevlendirilir . Adli yardım kapsamında atanan avukatın ücreti, yargılama gideri olarak sonradan Hazine’den (Adli Yardım fonundan) karşılanır . Bu sayede kişi hiçbir avukatlık ücreti ödemeden davasını yürütebilir. Ancak belirtmek gerekir ki adli yardım bürolarının iş yoğunluğu nedeniyle avukat ataması belli bir süre alabilir ve her başvuru mutlaka olumlu sonuçlanmayabilir; gerçekten ihtiyaç sahibi olduğu anlaşılanlara öncelik verilir. Yine de maddi durumu elvermeyenler için böyle bir imkanın mevcut olması, adalete erişim açısından önemli bir güvencedir.

Boşanmanın Sonuçları: Velayet, Nafaka ve Mal Paylaşımı

Bir boşanma kararı verilirken, evliliğin sona ermesinin yanı sıra tarafların diğer talepleri ve yasal yükümlülükleri de mahkemece karara bağlanır . Yani boşanma davası neticesinde sadece eşlerin evlilik birliği sona erdirilmez; çocukların velayeti, eşler arasındaki nafaka yükümlülükleri, boşanmaya bağlı maddi-manevi tazminat ve edinilmiş malların paylaşımı gibi konular da hükme bağlanır. Bu nedenle boşanma davasının kapsamı oldukça geniştir ve aile hukukunun pek çok boyutunu ilgilendirir. Aşağıda, boşanmanın başlıca sonuçları olan velayet, nafaka ve mal rejimi konuları ayrı başlıklar altında incelenmiştir.

Velayet ve Çocukla Kişisel İlişki

Boşanma ile birlikte, varsa ortak çocukların velayeti kimin üzerinde kalacağı en önemli meselelerden biridir. Türk hukukunda reşit olmayan (18 yaş altı) çocuklar kural olarak anne ve babalarının velayeti altındadır (TMK m.335). Mahkeme, boşanma kararı verirken çocuğun velayetini de düzenler. Hakim, velayetin anneye mi babaya mı verileceğini kararlaştırırken her şeyden önce çocuğun üstün yararını gözetir . Bu ilke uyarınca, çocuğun sağlık, eğitim ve bakım koşulları hangi ebeveynde daha iyi sağlanacaksa, velayet o tarafa bırakılır.

Uygulamada çok küçük yaştaki çocukların (özellikle 0-3 yaş grubu) çoğunlukla anne bakımına bırakıldığı görülse de, babanın çocuğa daha iyi imkanlar sunabileceği ispatlanırsa velayet babaya verilebilir . Örneğin babanın ekonomik ve sosyal koşullarının anneye kıyasla çok üstün olduğu ve çocuğun bakımında daha avantajlı olacağı ortaya konursa, mahkeme babaya velayet verebilir. Yine de her somut olay kendi şartlarında değerlendirilir; çocuğun yaşı, alıştığı düzen, anne-baba ile ilişkileri gibi unsurlar tek tek ele alınır.

Velayet düzenlenirken çocuk belirli bir yaşın üzerinde ise (genellikle 8-12 yaş arası çocukların) kendi görüşünün de dikkate alındığı durumlar vardır. Özellikle erginliğe yaklaşan çocuklar, hangi ebeveynde kalmak istediklerini ifade edebilir ve hakim bunu değerlendirir. Mahkeme, velayeti kendisine verilmeyen ebeveyn ile çocuk arasında kişisel ilişki (görüşme hakkı) de tesis eder. Örneğin velayet anneye verilmişse, babanın çocukla hangi günler ve ne şekilde görüşeceği hükümde ayrıntılı olarak belirtilir .

Bu genellikle belirli hafta sonları, bayram tatilleri ve yaz tatilini kapsayan bir görüşme takvimi şeklinde olur. Bir boşanma avukatı, müvekkili lehine çocuğun yüksek menfaatini de gözeterek olabildiğince geniş görüş hakları talep edebileceği gibi, karşı taraf açısından riskli durumlar varsa görüşmenin sınırlandırılmasını da talep edebilir (örneğin, çocuğun güvenliği için görüşmelerin pedagog eşliğinde yapılması talebi gibi).

Türk hukukunda uzun yıllar boyunca boşanma sonrası ortak velayet (velayetin anne ve baba tarafından paylaşılması) uygulaması yoktu; velayet mutlaka ebeveynlerden birine veriliyordu (TMK m.336). Ancak 2017 yılında Yargıtay’ın içtihat değişikliği yapmasıyla, anne ve babanın rızası halinde ortak velayet Türk hukuk düzenine aykırı görülmemeye başlanmıştır.

Özellikle her iki ebeveynin de çocuk üzerindeki hak ve sorumlulukları paylaşmak istemesi durumunda, mahkemeler son yıllarda anlaşmalı boşanmalarda ortak velayete izin veren kararlar da verebilmektedir. Bu, kanunda açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte içtihat yoluyla mümkün hale gelmiş bir uygulamadır. Ortak velayet, çocuğun yararına olduğu sürece ve ebeveynlerin işbirliği yapabildiği durumlarda tercih edilmektedir.

Nafaka Yükümlülükleri

Boşanma durumunda ekonomik dengeleri sağlamak amacıyla kanun koyucu çeşitli nafaka türleri öngörmüştür. Hükmedilebilecek başlıca nafakalar yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olup bunlar boşanma kararının doğal sonuçları olarak ortaya çıkar:

Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan ve boşanmada daha ağır kusurlu olmayan eş lehine, diğer eş tarafından ödenen aylık nafakadır . Mahkeme, boşanma kararı verilirken talep eden tarafın ekonomik durumu önemli ölçüde kötüleşecekse ve karşı tarafın ödeme gücü varsa yoksulluk nafakasına hükmedebilir .

Bu nafaka süresiz olarak bağlanabilir; yani nafaka alacaklısı tekrar evlenmediği veya ölmediği ya da maddi durumunda önemli bir iyileşme olmadığı sürece devam eder (nafaka miktarının artırımı veya azaltımı için ise ileride dava açılabilir). Yoksulluk nafakasının miktarı belirlenirken tarafların gelir düzeyleri, yaşam standartları, kusur durumları ve evlilik süresi gibi ölçütler dikkate alınır. Örneğin uzun yıllar çalışmayıp ev hanımı olarak kalmış bir kadın boşanma sonrası gelirsiz kalacaksa, mahkeme onun temel geçimini sağlayacak oranda bir nafakaya karar verebilir. Yoksulluk nafakasında kusuru daha ağır olan eş faydalanamaz; yani tamamen kusurlu eş yoksulluk nafakası talep edemez.

İştirak Nafakası

İştirak nafakası, varsa ortak çocukların bakım ve eğitim giderlerine katkı için, velayet kendisine verilmemiş olan ebeveyn tarafından ödenen nafakadır . Boşanma ile birlikte çocukların velayeti genellikle anne veya babadan birine verildiğinden, çocuklar fiilen o ebeveynin yanında kalır. Diğer ebeveyn ise çocuğun bakım, sağlık, eğitim ve genel giderlerine gelirine oranla aylık bir katkı yapmakla yükümlü kılınır .

İştirak nafakası, çocuğun ergin olmasına (18 yaşına) kadar devam eder; çocuğun lise eğitimi bitmemişse 18 yaşını doldurmasına rağmen eğitim tamamlanana dek de sürebilir. Bu nafakanın miktarı tayin edilirken çocuğun ihtiyaçları (okul masrafları, sağlık giderleri, beslenme, barınma vb.) ile nafaka yükümlüsünün gelir durumu ve yaşam standardı göz önünde bulundurulur . Örneğin velayet annede ise ve baba aylık belirli bir gelir sahibi ise, mahkeme çocuğun makul giderlerini karşılayacak oranda babanın iştirak nafakası ödemesine karar verir. İştirak nafakası da zamanla arttırılabilir; genelde her yıl ÜFE/TÜFE oranlarında artış yapılması hüküm altına alınır veya talep halinde yeniden belirlenebilir.

Bunların yanında kanunumuzda tedbir nafakası ve yardım nafakası gibi kavramlar da vardır. Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken hükmedilen geçici nafakadır; davanın açılmasıyla birlikte hakim, dava süresince eş ve çocukların mağdur olmaması için geçici nafaka ödenmesine karar verebilir. Yardım nafakası ise boşanma sonrasında yakın hısımların birbirine bakmakla yükümlü olması ilkesinden doğan ve çok özel durumlarda gündeme gelen bir nafaka türüdür (örneğin çocuksuz ve çalışamayacak durumda bir kadının boşanma sonrası kardeşinden yardım nafakası talebi gibi). Boşanma davalarında en sık karşılaşılan nafakalar ise yoksulluk ve iştirak nafakasıdır.

Mal Rejimi Tasfiyesi (Mal Paylaşımı)

Türk Medeni Kanunu uyarınca eşler arasındaki yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir (TMK m.218 vd.). Bu rejime göre, eşlerin evlilik süresince edindikleri mallar (gelirler, taşınmazlar, araçlar, birikimler vs.), evlilik sona erdiğinde kural olarak eşit olarak paylaşılır . Evlilikten önceki kişisel mallar veya evlilik sırasında miras yoluyla kazanılanlar ise paylaşım dışı bırakılır. Boşanma davası esnasında hakim, taraflar talep etse bile malların paylaşımı konusunda karar vermez; zira mal rejiminin tasfiyesi ayrı bir davanın konusudur .

Eğer eşler boşanma protokolünde mal paylaşımı konusunda anlaşmışlarsa, bu anlaşma geçerli olur ve ayrıca dava açmaya gerek kalmaz. Ancak anlaşma yoksa, boşanma kararı kesinleştikten sonra taraflardan biri mal rejimi davası açarak evlilikte edinilen malların paylaşımını talep edebilir .

Mal rejiminin tasfiyesi davasında, hakim evlilik boyunca edinilen tüm malvarlığını döküm yaparak tespit eder. Sonra kanunda öngörülen şekilde (edinilmiş mallara katılma rejiminde kural olarak yarı yarıya) bir paylaşım hesaplaması yapar; bu hesaplama sonucunda genellikle daha az mala sahip olan eşe dengeleyici bir ödeme (katılma alacağı) hakkı doğar. Örneğin koca evlilik süresince kadından daha fazla gelir elde edip birikim yaptıysa, boşanma sonrası kadına belli bir meblağ ödemekle yükümlü kılınabilir ki evlilik birliğinde edinilen değerler eşitlenmiş olsun.

Mal paylaşımı davaları, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılabildiği için genellikle boşanmayı takip eden ayrı bir hukuk mücadelesi olarak ortaya çıkar. Özellikle yüksek değerli malvarlıkları söz konusuysa uzman bir avukatla çalışmak hak kaybını önlemek adına kritiktir . Zira eksik beyan edilen bir mal veya hatalı bir değerleme, hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açabilir.

Beşiktaş boşanma avukatı, evlilik süresince edinilen taşınır/taşınmazlar ve diğer ekonomik değerler konusunda müvekkilinin hakkını alabilmesi için gerekli hazırlıkları yapar; tapu kayıtları, banka hesap dökümleri gibi delilleri toplayıp mahkemeye sunar . Taraflar arasında edinilmiş mal mı kişisel mal mı olduğu tartışmalı olan varlıklar varsa (örneğin aileden kalma bir gayrimenkul, bağış veya hediye niteliğinde bir kazanç gibi) bunların hukukî statüsünü ortaya koyar ve müvekkil lehine argümanlar geliştirir. Böylece boşanmanın mali sonuçlarının adil bir şekilde gerçekleşmesine çalışır.

Maddi ve Manevi Tazminat

Boşanma davalarında, kusursuz veya daha az kusurlu olan eş lehine maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır (TMK m.174). Eğer boşanma olayında bir eş, diğerinin kusurlu davranışları nedeniyle maddi zarara uğramış veya manevi acı çekmişse, boşanma hükmüyle birlikte mahkeme karşı taraftan tazminat ödenmesine karar verebilir.

Maddi tazminat, boşanma yüzünden uğranılan ekonomik kayıpların telafisi için istenir . Örneğin ev hanımı olan bir kadın, eşinin kusurlu davranışları nedeniyle boşanmak zorunda kaldığında, evlilikten beklediği geleceğe dair maddi güvenceyi kaybedeceği için maddi tazminat talep edebilir. Yine, eşinin ihaneti yüzünden itibarı zedelenen bir kişi, uğradığı maddi zararları (örneğin bozulan psikolojisi nedeniyle çalışamamaktan doğan gelir kaybı gibi) gerekçe göstererek tazminat isteyebilir. Mahkeme maddi tazminat miktarını belirlerken tarafların ekonomik durumunu, kusurun ağırlığını ve talep edenin boşanma sonucu mali durumunda oluşacak kaybı dikkate alır.

Manevi tazminat ise boşanmaya yol açan olaylar dolayısıyla kişilik hakları zedelenen tarafın manevi acı ve üzüntüsünün hafifletilmesi amacıyla ödenir . Özellikle aldatma, şiddet, onur kırıcı davranış gibi boşanma sebeplerinde manevi tazminat talebi sıkça görülür. Örneğin eşinin kendisini aldattığını öğrenen ve onuru incinen bir kişi, bu yaşadığı derin üzüntü ve psikolojik çöküntü için manevi tazminat talep edebilir. Hakim manevi tazminat miktarını takdir ederken, olayın ağırlığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını ve hakkaniyeti gözetir. Manevi tazminat, para ile ölçülmesi zor bir zarar türü olsa da, boşanma sebebiyle mağdur olan eşe bir nebze manevi tatmin sağlamak amacı taşır.

Tazminat taleplerine hükmedilebilmesi için, talep eden tarafın diğerine göre daha az kusurlu ya da tamamen kusursuz olması gerekir. İki taraf da eşit derecede kusurluysa hakim maddi veya manevi tazminata hükmetmez . Ayrıca tazminat talep eden, boşanma yüzünden gerçekten bir zarar gördüğünü veya kişilik haklarının ihlal edildiğini ortaya koymalıdır.

Boşanma avukatı, müvekkili adına tazminat taleplerinin yasal dayanaklarını ve makul miktarlarını belirleyip dava dilekçesinde talep eder; bunları ispat için gerekli delilleri ve hukuki gerekçeleri sunar . Örneğin aldatma nedeniyle manevi tazminat isteniyorsa, aldatma olgusunu ispatlayan mesajlar, fotoğraflar gibi delilleri dosyaya sunmak avukatın işidir. Yine, maddi tazminat talebinde müvekkilin boşanma sonrası ekonomik durumunu belgeleyen evraklar (gelir belgeleri, malvarlığı durumu vs.) mahkemeye sunularak talebin haklılığı vurgulanır.

Boşanma davalarında hükmedilen tazminatlar, genellikle toplu para şeklinde ödenmesine karar verilen miktarlardır. Taraflar anlaşırsa taksitlendirme de mümkün olabilir ancak uygulamada tek seferde ödenen meblağlar yaygındır. Mahkeme kararıyla belirlenen tazminat tutarları, borçlar hukuku hükümlerine göre icra takibi konusu yapılabilir; ödenmezse kanuni faiz uygulanarak tahsili cihetine gidilir.

Sonuç olarak, boşanmanın hukuki sonuçları arasında en önemli yer tutan velayet, nafaka, mal paylaşımı ve tazminat konularında uzman bir boşanma avukatı hem hak kayıplarını önlemek hem de müvekkilinin lehine en uygun sonucun çıkmasını sağlamak için kapsamlı bir çalışma yürütür. Boşanma sürecine hazırlık aşamasından dava sonuna kadar her adımda bu konular ayrı ayrı değerlendirilir ve müvekkilin çıkarları doğrultusunda talepler ileri sürülür.

Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma davası nasıl açılır?

Boşanma davası açmak için öncelikle, eşlerden birinin yerleşim yerindeki veya eşlerle birlikte son 6 ay ikamet ettikleri yerdeki Aile Mahkemesi’ne hitaben bir dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Dilekçede kanunda belirtilen boşanma sebeplerinden en az biri ve bu sebebe ilişkin olaylar açıklanır; ayrıca boşanmanın fer’i sonuçlarına (nafaka, velayet, tazminat gibi) dair talepler de belirtilir. Hazırlanan dilekçe, gerekli harç ve gider avansı mahkeme veznesine yatırıldıktan sonra mahkemeye verilir ve böylece dava açılmış olur . Mahkeme, dava dilekçesini diğer eşe tebliğ eder; yasal süre içinde cevap dilekçesi verilir ve yargılama süreci başlar.

Boşanma davası nerede (hangi mahkemede) açılmalıdır?

Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir. Yetki açısından, davacı eş ya kendi yerleşim yeri mahkemesinde ya da eşlerin son altı ay birlikte oturdukları yer mahkemesinde davayı açabilir . Örneğin eşlerin son altı ay birlikte ikamet ettiği ilçe Beşiktaş ise, İstanbul (Çağlayan) Adliyesi’ndeki Aile Mahkemeleri yetkili olacaktır. Eğer bulunduğunuz yerde aile mahkemesi yoksa, o ilçe için Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakar. Doğru yer mahkemede davanın açılması, yetkisizlik nedeniyle zaman kaybını önlemek için önem taşır.

Boşanma davası ne kadar sürer?

Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerine hukuki süreçlerde rehberlik eder.

Davanın süresi, anlaşmalı veya çekişmeli olmasına göre çok değişir. Eğer anlaşmalı boşanma yoluna gidilmişse, mahkemenin iş yüküne bağlı olarak birkaç hafta ila birkaç ay içinde tek celsede boşanma gerçekleşebilir. Hatta taraflar duruşmada kararı temyiz etmeyeceklerini beyan ederlerse, kararın kesinleşmesi birkaç hafta içinde tamamlanabilir.

Çekişmeli boşanmalarda ise süreç daha uzundur; İstanbul gibi büyük şehirlerde ortalama 1-2 yıl ilk derece mahkemesinde yargılama sürebilir. Dosyanın bölge adliye (istinaf) veya Yargıtay’a gitmesi, bu süreye ek aylar hatta yıllar katabilir . Basit çekişmeli davalar 1 yıl civarında sonuçlanabilirken, çok sayıda tanık veya bilirkişi gerektiren karmaşık davalar 3-4 yıla kadar uzayabilmektedir . Özellikle taraflar karara karşı istinaf/temyiz yoluna başvurursa kesinleşme süreci gecikir. Kısaca: Anlaşmalı boşanma birkaç ayda biterken, çekişmeli boşanmanın kesinleşmesi birkaç yılı bulabilir.

Boşanma davasını ilk açan taraf avantajlı mıdır?

Hukuken, boşanma davasını önce açmanın belirleyici bir avantajı yoktur. Mahkeme, kimin önce dava açtığına değil, evlilikteki kusur durumuna ve sunulan delillere bakarak karar verir. Yani “ilk dava açan kazanır” şeklinde bir kural bulunmamaktadır . Örneğin ciddi kusurlu davranışları olan bir eş (diyelim ki aldatma fiilini işleyen taraf), boşanmak için ilk davayı açmış olsa bile, diğer eş cevap dilekçesinde bu aldatma olgusunu kanıtlayabilirse hakim, davayı ilk açan eşin kusurlu olması nedeniyle davasını reddedebilir .

Nitekim Yargıtay içtihatları da “önce dava açan değil, haklı sebebe dayanarak iddialarını ispat eden boşanır” yönündedir . Bununla birlikte pratik bazı faydalardan bahsedilebilir: Örneğin davayı ilk açan taraf olmak, hazırlık için daha fazla vakte sahip olmak ve dava dilekçesinde olayları ilk anlatan taraf olmak demektir; karşı taraf sizin iddialarınıza cevap vermek durumunda kalır. Ayrıca boşanma iradenizi ilk gösteren taraf olmak psikolojik olarak üstünlük getirebilir. Ancak nihai olarak avantajlı çıkmak için önemli olan ilk olmak değil, haklı olmaktır. Elinizdeki boşanma sebeplerini güçlü delillerle destekleyip davayı hukuka uygun şekilde yürütmeniz, kimin önce dava açtığından çok daha belirleyicidir.

Boşanma davasında hangi talepler ileri sürülebilir?

Boşanma davası, yalnızca evliliğin sona erdirilmesini değil, aynı zamanda evliliğin bitmesinin yan sonuçlarını da kapsar. Boşanma dilekçesinde ve yargılama sırasında ileri sürülebilecek başlıca talepler şunlardır:

Her durumda, Beşiktaş boşanma avukatı, müvekkillerinin yanındadır.

  • Nafaka Talepleri: Boşanma sürecinde yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası gündeme gelebilir. Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan (kusuru daha ağır olmayan) tarafa diğer eşin mali gücü oranında ödenen nafakadır. İştirak nafakası ise varsa ortak çocukların bakımı ve eğitimi için, velayet kendisinde olmayan ebeveynin ödediği aylık nafakadır . Ayrıca dava devam ederken tedbir nafakası (geçici nafaka) talep edilebilir; boşanma sonrası da şartlar oluşursa yardım nafakası gündeme gelebilir.
  • Velayet ve Çocukla Kişisel İlişki: Ortak çocuklar varsa velayetin kime verileceği en önemli konulardandır. Mahkeme, çocuğun menfaatine göre velayeti anneye veya babaya verir. Velayet verilmeyen taraf ile çocuk arasında görüş günleri (kişisel ilişki) düzenlenir. Örneğin her ayın belli haftasonları ve tatillerde çocuk, velayeti alamayan ebeveynle görüşebilir. Taraflar, çocuğun velayeti konusunda taleplerini ve gerekçelerini sunabilirler; mahkeme sosyal inceleme raporları ve deliller ışığında çocuğun yararına karar verecektir.
  • Maddi ve Manevi Tazminat: Boşanmaya sebep olan olaylarda daha az kusurlu olan eş, diğer eşten maddi tazminat (uğradığı ekonomik kayıplar için) ve manevi tazminat (uğradığı manevi zarar – acı, elem, itibar zedelenmesi – için) talep edebilir. Örneğin şiddet gören veya aldatılan eş, bu sebeplerle manevi tazminat isteyebilir. Hakim, takdiren uygun bir tazminat miktarına hükmedebilir.
  • Mal Paylaşımı (Mal Rejimi Tasfiyesi): Evlilik sırasında edinilmiş malların boşanma sonrası nasıl paylaşılacağı ayrı bir mal rejimi davası konusu olsa da, taraflar boşanma protokolünde mal paylaşımı hakkında anlaşabilir veya boşanma davası ile birlikte (uygulamada nadiren de olsa) hakimden mal paylaşımına dair bir karar vermesini talep edebilir. Kanunen hakim boşanma hükmü verirken mal rejimi tasfiyesine karar vermiyor olsa da, tarafların rızasıyla protokole bu konuda hükümler konulabilir. Anlaşma yoksa, boşanma kesinleştikten sonra mal paylaşımı davası açılması gerekir .

Boşanmada çocuğun velayeti kimde kalır?

Mahkeme, boşanma kararı verirken çocuğun velayetini kime bırakacağına da hükmeder. Genelde anne veya babadan biri velayeti alırken, diğer ebeveyne çocukla kişisel ilişki kurma (belirli günlerde görüşme) hakkı tanınır. Velayetin kime verileceğine karar verilirken hakim, çocuğun yüksek yararını esas alır . Çocuğun yaşı, bakım ve eğitim ihtiyaçları, anne ve babanın ona sunabileceği imkanlar, çocuğun alıştığı düzen gibi etkenler değerlendirilir.

Uygulamada 0-6 yaş arasındaki çok küçük çocuklar çoğunlukla anneye bırakılmakla birlikte, daha büyük çocukların kendi tercihi de göz önüne alınabilir. Örneğin ergenlik çağındaki bir çocuğun babasıyla kalmak istediği beyanı, uygun koşullar varsa dikkate alınabilir. Hakim kararında velayeti alamayan tarafın çocukla hangi sıklıkta ve ne şekilde görüşeceğini de ayrıntılı biçimde düzenler. Tarafların durumuna göre ortak velayet (çocuğun her iki ebeveynin ortak velayeti altında kalması) de ebeveynlerin rızasıyla mümkün olabilmektedir – son yıllardaki içtihatlar bu yöndedir.

Boşanma halinde nafaka alabilir miyim?

Eğer boşanma sebebiyle ekonomik olarak yoksulluğa düşecek durumda iseniz ve boşanmada kusurunuz daha ağır değilse, mahkeme sizin için yoksulluk nafakası’na hükmedebilir . Bu nafaka, boşanma sonrası geçiminizi sürdürebilmeniz için diğer eş tarafından size süresiz olarak ödenir ve miktarı tarafların mali gücüne göre belirlenir.

Ayrıca ortak çocuğun velayeti sizde ise, diğer ebeveynden çocuk bakım masraflarına katkı olarak iştirak nafakası (çocuk nafakası) talep edebilirsiniz . Nafaka miktarlarını hakim tarafların gelir durumuna, çocuğun ihtiyaçlarına ve yaşam standartlarına göre takdir eder. Boşanmada tamamen kusurlu taraf iseniz yoksulluk nafakası alamayacağınızı unutmamak gerekir. Bunun dışında, dava sürecinde geçici olarak tedbir nafakası bağlanması da mümkündür.

Mal paylaşımı (mal rejimi tasfiyesi) ne zaman yapılır?

Boşanma davası sırasında hakim, taraflar talep etse bile mal paylaşımı konusunda karar vermez; çünkü mal rejiminin tasfiyesi ayrı bir davanın konusudur . Eğer eşler boşanma protokolünde mal bölüşümü konusunda anlaşmışlarsa, bu anlaşma geçerli olur ve ayrıca dava açmaya gerek kalmaz. Ancak anlaşma yoksa, boşanma kararı kesinleştikten sonra taraflardan biri mal rejimi (mal paylaşımı) davası açarak evlilikte edinilen malların paylaşımını talep edebilir .

Bu ayrı davada hakim, evlilik boyunca edinilen malları tespit eder ve kanuna göre (genellikle yarı yarıya) paylaşım yapar; biri diğerine denkleştirme ödemesi yapmakla yükümlü olabilir. Özetle mal paylaşımı, boşanma davası bitip hüküm kesinleştikten sonra gündeme gelir (anlaşma olmadıkça). Boşanma davası devam ederken mal rejimi talepleri ileri sürülse de, hakim bunları sonradan görmek üzere ayıracaktır.

Boşanma davası için avukat tutmak zorunlu mu?

Hayır, boşanma davalarında avukat tutmak yasal olarak zorunlu değildir. Eşler kendi başlarına da davayı açabilir ve takip edebilirler. Ancak aile hukuku davaları teknik ayrıntıları çok olan ve sonuçları ciddi hak kayıplarına yol açabilecek türden davalardır. Bu nedenle bir avukat yardımı olmadan yürütmek son derece riskli olabilir. Usul kurallarının bilinmemesi, hakların tam kullanılmaması gibi durumlar telafisi zor sonuçlar doğurabilir. Nitekim uygulamada da boşanma davalarında avukat tutulması kuvvetle tavsiye edilir .

Avukat olmadan da dilekçe verip davayı açabilirsiniz, duruşmalara kendiniz katılabilirsiniz; fakat hukuki bilgi eksikliği nedeniyle davayı kaybetme ihtimaliniz oldukça yüksektir. Örneğin delillerinizi süresinde sunamaz veya yanlış yöntem izlerseniz, haklı sebepleriniz olsa bile davayı kaybedebilirsiniz . Ayrıca avukat, sizin duygusal olarak zorlandığınız bu süreci profesyonelce yöneterek yükünüzü hafifletir. Kısacası, yasal bir zorunluluk olmamakla birlikte boşanma davasında avukat tutmak hak ve menfaatlerinizin korunması için çok yararlı olacaktır.

Boşanma sonrası hakların korunması için Beşiktaş boşanma avukatı ile çalışmak gereklidir.

Ücretsiz boşanma avukatı hizmeti alabilir miyim?

Devlet, maddi durumu yetersiz olan vatandaşlara Adli Yardım sistemiyle ücretsiz avukat desteği sağlayabilmektedir. Eğer kişi, geliri ve mal varlığı itibariyle avukat ücreti ve dava masraflarını karşılayamayacak durumdaysa, bağlı bulunduğu baronun Adli Yardım Bürosu’na başvurarak kendisine bir avukat atanmasını talep edebilir .

Adli yardım talebinin kabulü için genellikle kişinin gerçekten yoksul durumda olması ve talebinin hukuki açıdan dayanaksız olmaması aranır . Başvuru sırasında muhtarlıktan fakirlik belgesi, gelir durumunu gösterir belgeler gibi evraklar sunmak gerekir. Baro, talebi inceleyip şartların sağlandığı kanaatine varırsa bir avukat görevlendirir ve bu avukatın ücreti devlet tarafından karşılanır. Bunun dışında, eğer kişi adli yardım şartlarını taşımıyorsa boşanma için ücretsiz avukat bulunmamaktadır. Yani her vatandaşın doğrudan ücretsiz avukat talep hakkı yoktur; sadece maddi imkansızlık içindekilere tanınmış bir destektir.

Beşiktaş’ta iyi bir boşanma avukatını nasıl bulabilirim?

Anahtar Kelimeler: Beşiktaş boşanma avukatı, İstanbul boşanma avukatı, anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanma, boşanma davası açma, aile mahkemesi, boşanma avukatı ücreti, boşanma davası masrafları, velayet davası, nafaka talebi, mal paylaşımı, boşanma süreci, en iyi boşanma avukatı, ücretsiz avukat adli yardım, boşanma dilekçesi, Türk Medeni Kanunu boşanma, Beşiktaş avukat tavsiye, boşanma davası ne kadar sürer, boşanma sebepleri, şiddetli geçimsizlik, zina nedeniyle boşanma, Beşiktaş aile mahkemesi, İstanbul Barosu boşanma avukatı. hukuku avukatı beşiktaş , şiktaş hukuk bürosu , hukuku beşiktaş hukuk büroları , anlaŞmali boŞanma avukati beŞİktaŞ , anlaşmalı boşanma avukatı beşikta , anlaşmalı boşanma avukatı beşi , boşanma avukatı beşiktaş anlaşmalı

Beşiktaş ve civarında uzman bir boşanma avukatı bulmak için ilk akla gelen yöntem, İstanbul Barosu’nun resmi avukat arama dizinini kullanmaktır. İstanbul Barosu’nun çevrimiçi avukat arama sayfasında, aile hukuku alanında çalışan avukatları ilçe bazında filtreleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra internet arama motorlarında “Beşiktaş boşanma avukatı” şeklinde arama yaptığınızda, bölgede aile hukuku alanında hizmet veren birçok avukatın iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz . Seçenekleri belirledikten sonra bu avukatların mesleki geçmişini, uzmanlık alanlarını ve varsa müvekkil yorumlarını incelemek faydalı olacaktır.

Mümkünse birkaç avukatla yüz yüze veya telefonla görüşme yaparak aklınızdaki soruları sorun ve size yaklaşımlarını değerlendirin. Çevrenizde daha önce boşanma tecrübesi yaşamış tanıdıklar varsa, onlardan tavsiye almak da yol gösterici olabilir. En iyi avukat, hukuki bilgisinin yanı sıra sizinle iyi iletişim kurabilen ve davanızın özelliklerine gerçekten önem veren kişidir. Bu nedenle acele etmeden birkaç görüşme yapıp içinize en çok sinen, güven duyduğunuz avukatı tercih etmeniz önerilir .


Anahtar Kelimeler: Beşiktaş boşanma avukatı, İstanbul boşanma avukatı, anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanma, boşanma davası açma, aile mahkemesi, boşanma avukatı ücreti, boşanma davası masrafları, velayet davası, nafaka talebi, mal paylaşımı, boşanma süreci, en iyi boşanma avukatı, ücretsiz avukat adli yardım, boşanma dilekçesi, Türk Medeni Kanunu boşanma, Beşiktaş avukat tavsiye, boşanma davası ne kadar sürer, boşanma sebepleri, şiddetli geçimsizlik, zina nedeniyle boşanma, Beşiktaş aile mahkemesi, İstanbul Barosu boşanma avukatı.

beşiktaş boşanma avukatı
beşiktaş boşanma avukatı ofisi

istanbul boşanma avukatı Blog istanbul boşanma avukatı Ana Sayfa Ana Sayfa İletişim İletişim Hakkımızda

https://www.anayasa.gov.tr/tr/anasayfa/

https://www.yargitay.gov.tr https://www.yargitay.gov.tr/

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top