Etiler Boşanma Avukatı: Kapsamlı Rehber ve Hukuki Bilgiler
Etiler boşanma avukatı, İstanbul’un Beşiktaş ilçesine bağlı Etiler semtinde, evlilik birliğini sonlandırmak isteyen kişilere hukuki destek sağlayan uzman aile hukuku avukatıdır. Boşanma süreci, hem duygusal yönden yıpratıcı hem de karmaşık hukuki prosedürler içeren bir dönemdir. Türkiye’de her yıl on binlerce çift boşanma kararı almaktadır; örneğin 2024 yılında ülke genelinde 187 bin 343 çift boşanmıştır . Bu yüksek sayı, özellikle nüfusun yoğun olduğu Marmara Bölgesi’nde boşanma davalarının ne denli yaygın olduğunu göstermektedir (İstanbul, Ankara ve İzmir, ülke çapında en çok boşanma görülen illerdendir).
Dolayısıyla Etiler ve civarında boşanma avukatlarına duyulan ihtiyaç oldukça fazladır. Etiler bölgesi, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek bir semt olup, boşanma davalarında taraflar arasında mal paylaşımı, tazminat ve velayet gibi konular genellikle karmaşık ve yüksek meblağlı olabilmektedir. Bu nedenle Etiler boşanma avukatı, müvekkillerinin ihtiyaçlarına göre özel stratejiler geliştirerek her aşamada haklarını korumaya odaklanır.
Etiler boşanma avukatı ile, boşanma sürecine dair her türlü hukuki destek, deneyim ve bilgiye ulaşabilirsiniz. Etiler boşanma avukatı sayesinde mahkemelerde karşılaşabileceğiniz zorlukları aşmak daha kolay hale gelir.
Bu makalede Etiler boşanma avukatı arayışınızda size rehberlik edecek kritik bilgiler sunulmaktadır. Etiler boşanma avukatı, müvekkillerine boşanma süreçlerinde destek olmakla kalmaz, aynı zamanda haklarını korumak için de elinden geleni yapar.
Etiler boşanma avukatıyla çalışmak, sürecin daha az stresli geçmesini sağlar. Etiler boşanma avukatı, bu süreçte en önemli müttefikiniz olacaktır.
Etiler boşanma avukatı, boşanma davası süresince tarafların haklarının en iyi şekilde korunmasına yardımcı olur. Etiler boşanma avukatı, müvekkillerinin çıkarlarını en etkili biçimde savunabilmek için gerekli bilgi ve deneyime sahiptir.
Etiler boşanma avukatı, boşanma sürecinde müvekkillerine rehberlik ederek hukuki işlemleri en iyi şekilde yönetmelerine yardımcı olur. Yanlış atılacak bir hukuki adım, tarafların hak kaybına uğramasına veya sürecin gereksiz yere uzamasına yol açabilir. Bu nedenle alanında uzman bir boşanma avukatından profesyonel destek almak, hem hakların korunması hem de sürecin doğru yönetilmesi bakımından kritik önemdedir.
Avukat Bilal Alyar ve ekibi gibi deneyimli hukukçular, boşanma davalarında müvekkillerinin hassasiyetini gözeterek en uygun çözüm stratejilerini geliştirmekte; anlaşmazlıkların mümkünse dostane yollarla çözümüne öncelik vermekte, uzlaşma sağlanamazsa müvekkillerinin haklarını mahkeme önünde kararlılıkla savunmaktadır . Bu kapsamlı rehber niteliğindeki makalede, boşanma hukuku tüm yönleriyle ele alınmakta; Etiler boşanma avukatının rolü ve önemi açıklanmakta; boşanma davasının yasal dayanakları, türleri, olası sonuçları ve sıkça sorulan sorular akademik bir dille detaylandırılmaktadır.
Etiler boşanma avukatı, boşanma davalarında hukuki süreçleri yönetmekte uzmanlaşmıştır. Etiler boşanma avukatı ile iletişim kurarak sürecin nasıl ilerleyeceği hakkında bilgi alabilirsiniz.
İstanbul Avrupa Yakası’nda Etiler boşanma avukatı ile birlikte yürütülen bir boşanma davası, sürecin daha hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlanmasını sağlar.
Etiler boşanma avukatı ile boşanma sürecinizi güvenle yönetin. Etiler bölgesinde deneyimli bir boşanma avukatı, anlaşmalı veya çekişmeli tüm davalarınızda haklarınızı korur. Etiler boşanma avukatı, müvekkilleriyle etkin iletişim kurarak dava sürecini hızlandırır. Etiler boşanma avukatı sayesinde hukuki hataların önüne geçerek süreci en az stresle tamamlayabilirsiniz. İstanbul Avrupa Yakası Etiler boşanma avukatı, yerel mahkemelerdeki tecrübesiyle her aşamada yanınızdadır.
Etiler Boşanma Avukatı Nedir ve Neden Önemlidir?
Etiler boşanma avukatı, İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde bulunan Etiler semti ve çevresinde, boşanmak isteyen eşlere hukuki destek veren uzman aile hukuku profesyonelidir. Etiler boşanma avukatı, boşanma sürecinde tarafların karşılaşabileceği hukuki engelleri aşmalarında rehberlik eder.
Bir Etiler boşanma avukatı, boşanma davasının her aşamasında müvekkillerine hukuki danışmanlık yaparak haklarını korur. Dava dilekçesinin hazırlanmasından delillerin sunulmasına, duruşmalarda temsil edilmekten nafaka ve velayet taleplerinin formüle edilmesine kadar pek çok kritik adımda avukat desteği gerekir. Boşanma sürecinde yapılacak hatalı bir işlem, tarafların hakkaniyetli sonuçlar almasını engelleyebilir veya davanın gereksiz yere uzamasına sebep olabilir. Bu nedenle alanında uzman bir boşanma avukatıyla çalışmak, hem hakların korunması hem de sürecin en etkin şekilde yürütülmesi açısından kritik önemdedir .
Etiler semti, idari olarak İstanbul Avrupa Yakası’nda yer alır ve Beşiktaş ilçesine bağlıdır. Etiler’de boşanma davası açmak isteyenler, İstanbul (Çağlayan) Adliyesi yargı çevresindeki Aile Mahkemelerinde süreçlerini yürütürler. Beşiktaş ilçesi, İstanbul Çağlayan Adliyesi (İstanbul Adalet Sarayı) yargı alanında bulunduğundan, Etiler’de ikamet eden eşlerin boşanma davalarına Çağlayan’daki Aile Mahkemeleri bakmaktadır. Türk hukukunda genel yetki kuralına göre, boşanma davaları eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer mahkemesinde veya davalı eşin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.
Dolayısıyla Etiler’de ikamet edenler, İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki Aile Mahkemeleri’ne başvurarak davalarını başlatabilirler. İstanbul gibi büyükşehirlerde aile mahkemelerinin iş yükü oldukça fazladır; yoğun dosya sayısı nedeniyle duruşma günleri ileri tarihlere verilebilmektedir. Nitekim büyük mahkemelerin yoğunluğu, boşanma yargılamalarının fiili süresini uzatan önemli bir faktördür . Bu nedenle Etiler boşanma avukatı, mahkemenin işleyişine hakim olmalı ve süreci hızlandırmak için proaktif davranmalıdır.
Boşanma Hukuku ve Yasal Süreç
Etiler boşanma avukatı, müvekkillerinin haklarını koruma konusunda özverili bir şekilde çalışır. Etiler boşanma avukatı, hukuki süreçlerin her aşamasında destek sağlar.
Boşanma, evlilik birliğinin mahkeme kararının kesinleşmesi ile yasal olarak sona erdirilmesidir . Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik ancak yetkili Aile Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararıyla son bulabilir. Eşler kendi aralarında anlaşmış olsalar bile, resmî olarak boşanabilmek için mutlaka mahkemede dava açıp hâkim kararı almak zorundadır. Anlaşmalı dahi olsa, tarafların sadece ayrılmak üzere anlaşmaları evliliği bitirmeye yetmez; mahkeme, usulüne uygun bir yargılama yaparak evliliğin sona ermesine hükmetmelidir .
Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte hüküm, nüfus kayıtlarına işlenir ve taraflar yasal olarak evlilikten çıkmış olurlar . Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne göre boşanma, mahkeme kararının kesinleşmesi ile gerçekleşir ve boşanma tarihi, kararın kesinleştiği tarihtir . Bu da gösterir ki boşanma süreci ancak yargılamanın tamamlanıp kararın kesinleşmesiyle hukuki sonuç doğurur.
Boşanma davası, kanunla öngörülen belirli aşamaları içerir. Öncelikle, boşanmak isteyen eş (veya eşler birlikte) usulüne uygun bir boşanma dilekçesi hazırlayarak yetkili Aile Mahkemesi’nde davayı açar. Bu dilekçede boşanma talebinin dayandığı hukuki sebepler ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin (çocukların velayeti, nafaka türleri, mal paylaşımı, maddi-manevi tazminat vb.) talepler ayrıntılı biçimde belirtilir. Dava açıldığında mahkeme, dilekçeyi diğer eşe tebliğ eder ve karşı tarafın cevap dilekçesi vermesini sağlar. Dilekçelerin karşılıklı sunulması (teati) aşaması tamamlandıktan sonra, mahkeme gerekli görürse ön inceleme duruşması yaparak tarafların hangi konularda anlaşıp hangi konularda anlaşamadıklarını tespit eder; uyuşmazlık konularını belirler.
Ardından tahkikat (yargılama) aşaması başlar: Bu süreçte davacı ve davalı taraflar iddia ve savunmalarını ileri sürer; öne sürdükleri vakıaları ispatlamak için delillerini sunar ve gösterdikleri tanıkları dinletirler. Mahkeme, dava sürerken çocukların geçici velayeti, tedbir nafakası veya aile içi şiddet durumlarında korunma tedbirleri gibi konularda ara kararlar alabilir. Deliller toplandıktan ve duruşmalar tamamlandıktan sonra hâkim, evlilik birliğinin sona erdirilmesi ve bunun hukuki sonuçları hakkında kararını verir.
Hâkim boşanma kararı verdiğinde, karar gerekçeli olarak yazılır ve taraflara tebliğ edilir. Kararın kesinleşmesi, tarafların kanun yollarına (istinaf ve temyiz) başvurup başvurmamasına bağlıdır. Eğer taraflar kararı temyiz etmezse veya kanun yolu başvurusundan vazgeçerlerse, boşanma hükmü daha erken kesinleşir. Temyiz yoluna gidilirse, Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf) ve Yargıtay incelemesi sonunda karar onanırsa ancak o zaman boşanma kararı kesinleşmiş olur. Kesinleşen karar mahkeme tarafından nüfus müdürlüğüne bildirilerek evlilik birliği kaydı resmen sona erdirilir .
Etiler’de boşanma davası açan bireyler için usul kurallarına uymak özellikle önemlidir. İstanbul’un yoğun mahkemelerinde prosedürlerin titizlikle takip edilmesi gerekir; aksi takdirde süre uzayabilir veya usule ilişkin eksikler davanın reddine yol açabilir. Etiler boşanma avukatı, süreç boyunca hem kendi müvekkilinin hem de karşı tarafın haklarını gözeterek adil bir sonuca ulaşmaya çalışır.
Taraflar arasında uzlaşma imkânı varsa, avukat bunun değerlendirilebilmesi için çaba gösterir; uzlaşma mümkün değilse, müvekkilinin taleplerini en güçlü delillerle destekleyip mahkemede etkin şekilde savunur. Aile Mahkemesi hakimi, mümkün olduğunca tarafları barıştırmaya veya aralarındaki çekişmeli konuları azaltmaya da çalışacaktır; ancak nihai olarak taraflar boşanmaya kararlıysa, yargılama usulü işletilerek karar verilir.
Önemli bir husus, boşanma kararının kesinleşmesine dek tarafların evli sayılmasıdır. Boşanma davası devam ederken taraflar yeni bir evlilik yapamaz, zira hukuken evlilik birliği sürmektedir. Kararın kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulur ve taraflar yeniden evlenme özgürlüğüne kavuşur. Ayrıca boşanma davası sürerken mahkeme, gerekiyorsa geçici tedbirler alabilir: Örneğin ayrı yaşayan eş ve çocuklar için tedbir nafakası bağlanması, çocukların geçici velayetinin düzenlenmesi, gerekirse evden uzaklaştırma kararı gibi. Bu geçici önlemler, davanın sonunda verilecek nihai karara kadar tarafların hak ve menfaatlerini korumayı amaçlar.
Türk Medeni Kanunu’nda Boşanma Sebepleri
Türk Medeni Kanunu (TMK), boşanma davası açmak için belirli boşanma sebepleri öngörmüştür. Bu sebepler genel olarak özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebebi şeklinde iki kategoriye ayrılır:
- Zina (Aldatma) – Eşlerden biri evlilik birliği devam ederken zina ederse (eşini aldatırsa), diğer eş bu özel nedene dayanarak boşanma davası açabilir. Kanun, zinanın öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve fiilin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içinde dava açılmazsa dava hakkının düşeceğini düzenlemiştir (hak düşürücü süreler). Ayrıca eşini affeden tarafın bu nedene dayalı dava açma hakkı yoktur.
- Hayata Kast ve Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış – Eşlerden biri, diğerinin yaşamına kasteder (onu öldürmeye teşebbüs ederse) veya ona karşı fiziksel şiddet uygular, ağır hakaretlerde bulunur ya da onur kırıcı muamelelerde bulunursa, bu fiiller boşanma sebebidir. Bu neden için de zinada olduğu gibi 6 ay ve 5 yıl hak düşürücü süreleri söz konusudur; ayrıca affeden taraf bu sebebe dayanarak dava açamaz.
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme – Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya toplum tarafından onur kırıcı sayılan sürekli bir hayat tarzı sürdürür ve bu nedenle birlikte yaşamak diğer eş için çekilmez hale gelirse, bu durum boşanma sebebidir. Örneğin eşin yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giymesi veya sürekli ahlak dışı bir yaşam sürmesi bu kapsama girer. Bu sebeple de dava açılabilmesi için fiilin evlilik birliğini çekilmez kılması gerekir.
- Terk – Eşlerden biri haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk eder ve en az 6 ay boyunca geri dönmezse (ya da haklı bir sebep olmaksızın diğer eşi evi terk etmeye zorlarsa), terk edilen eş bu özel nedene dayanarak boşanma davası açabilir. Terk sebebine dayalı dava açılabilmesi için terkin en az 6 ay kesintisiz sürmesi ve terk eden eşe hakim veya noter aracılığıyla eve dönmesi için ihtar gönderilmesi; ihtara rağmen 2 ay içinde geri dönülmemiş olması şarttır (TMK m.164).
- Akıl Hastalığı – Eşlerden biri ruhsal bir hastalığa tutulur ve bu hastalık evlilik hayatını diğer eş için çekilmez kılarsa, üstelik resmi sağlık kurulu raporuyla hastalığın tedavi edilemeyeceği tespit edilmişse, diğer eş bu nedene dayanarak boşanma davası açabilir (TMK m.165). Burada amaç, ağır akıl hastalığı nedeniyle evlilik yükümlülüklerinin yerine getirilemediği durumlarda çıkış yolu sağlamaktır.
Yukarıda sayılan beş madde, Medeni Kanun’da özel boşanma sebepleri olarak tek tek belirtilmiştir (TMK m.161-165). Bu özel sebepler dışında, bir de genel boşanma sebebi vardır ki kanunda “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” şeklinde ifade edilmiştir (TMK m.166). Halk arasında “şiddetli geçimsizlik” olarak da bilinen bu genel sebeple boşanma, evlilikte ortaya çıkan ve ortak hayatı taraflar için çekilmez hale getiren tüm durumları kapsar. ,
Kanunun ifadesiyle, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri beklenmeyecek derecede sarsılmış ise taraflardan her biri bu genel nedene dayanarak boşanma davası açabilir. Örneğin ciddi geçimsizlik, sürekli kavga ve çatışma, güven sarsıcı davranışlar, ilgisizlik veya sevgisizlik gibi nedenler genel boşanma sebebi kapsamında değerlendirilebilir. Hakim, somut olayın koşullarına göre evlilik birliğinin onarılamaz biçimde zarar gördüğüne kanaat getirirse bu sebebe dayalı olarak boşanmaya karar verebilir.
Genel sebebe dayalı davalarda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, kanunun kusur ilkesine ilişkin getirdiği bir düzenlemedir: Eğer davalı eş hiç kusuru olmadığını ileri sürer ve boşanmak istemediğini beyan ederse, hakim evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebine dayalı boşanma davasını reddedebilir. Kanun koyucu, tamamen kusursuz olan ve evliliği sürdürme arzusundaki eşe bu imkânı tanımıştır. Ancak aynı maddenin devamında, böyle bir durumda üç yıl ayrı yaşamaları halinde evlilik birliğinin temelden sarsılmış sayılacağı ve bu 3 yıl sonunda tekrar dava açıldığında boşanmaya karar verilebileceği hükme bağlanmıştır (TMK m.166/4).
Bu düzenleme, bir yandan kusursuz eşin evliliği koruma talebine bir süreliğine imkân tanırken, diğer yandan uzun süre fiilen ayrı yaşayan eşlerin evliliğini kağıt üstünde devam ettirmemek amacı taşır. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi 22.02.2024 tarihli kararıyla Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi dördüncü fıkrasında öngörülen “3 yıl ayrı yaşama” şartını Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir . Yüksek Mahkeme, boşanma davası reddedilen eşlerin yeniden boşanma kararı alabilmek için en az üç yıl beklemek zorunda kalmasını ölçüsüz bir kısıtlama saymış; bu kuralın eşlerin makul sürede boşanma hakkını ihlal ettiğine hükmetmiştir . Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı 2024’ün sonuna doğru yürürlüğe girmiş olup, ilgili kanun hükmü değiştirilecektir. Bu gelişme, uzun süre ayrı yaşamalarına rağmen boşanamayan eşler için önemli bir hukuki rahatlama getirmektedir.
Özel boşanma sebeplerine dayanan davalarda, iddia edilen olayların genellikle kesin delillerle ispatlanması gerekir. Örneğin zina iddiası varsa, buna ilişkin somut kanıtlar (fotoğraflar, mesaj kayıtları, otel giriş-çıkış kayıtları vb.) sunulmalıdır; terk iddiasında noter ihtarı yapılmış olması aranır; akıl hastalığı iddiası için tam teşekküllü hastaneden sağlık kurulu raporu alınmalıdır.
Buna karşılık evlilik birliğinin temelinden sarsılması (genel sebep) iddiasında, belirli tek bir vakadan ziyade evlilik hayatının bütünü ve tarafların ilişkilerinin gidişatı değerlendirilir. Hakim, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarını, kusur durumlarını, sosyal ve ekonomik şartlarını göz önünde bulundurarak evlilik birliğinin çekilmez hale gelip gelmediğine bütüncül bir bakışla karar verir. Sonuç olarak, ister özel ister genel sebebe dayansın, boşanma gerekçesini öne süren taraf iddialarını hukuki delillerle desteklemek zorundadır. Bu noktada deneyimli bir boşanma avukatının doğru delilleri toplama ve sunma konusundaki yönlendirmesi büyük önem taşır.
Etiler boşanma avukatı, boşanma süreci boyunca müvekkillerine hukuki danışmanlık yaparak haklarını korumaya özen gösterir. Etiler boşanma avukatı ile iletişim kurmak, sürecin daha az stresli ve daha hızlı ilerlemesini sağlar.
Boşanma Davası Türleri: Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma
Usul hukuku açısından boşanma davaları, temelde iki farklı usulde yürütülür: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Hangi tür usulün uygulanacağı, eşlerin boşanmanın kendisine ve boşanmanın fer’i (yan) sonuçlarına ilişkin uzlaşma içinde olup olmamasına bağlıdır.
Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmanın tüm sonuçları üzerinde (çocukların velayeti ve bunlarla kişisel ilişki günleri, nafaka türleri ve miktarları, mal paylaşımı, maddi-manevi tazminat vb.) tam bir mutabakata varmış olmaları durumunda söz konusu olur. Anlaşmalı boşanma yoluna gidebilmek için Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması şarttır. Eşler, aralarındaki uzlaşmayı yazılı hale getirerek bir boşanma protokolü hazırlarlar. Bu protokolde velayetin kimde kalacağı, çocukla görüşme (kişisel ilişki) düzeni, ödenecek nafaka miktarları (örneğin yoksulluk nafakası, iştirak nafakası gibi), mal rejiminin tasfiyesi ve gerekiyorsa tazminat konuları açıkça belirtilir. Protokol, her iki eş tarafından da imzalanır ve dava dilekçesine eklenir.
Anlaşmalı boşanma davası açıldıktan sonra mahkeme genellikle kısa bir süre içinde duruşma günü verir ve tarafları bizzat dinler. Kanunen, hakim her iki eşin de duruşmaya gelip boşanma iradelerini özgürce açıkladıklarını, protokoldeki şartları anladıklarını ve kabul ettiklerini bizzat görmelidir. Duruşmada eşler, protokolde yer alan düzenlemelerin kendi iradeleriyle ve serbestçe kararlaştırıldığını teyit ederler. Hâkim, protokol hükümlerini ve tarafların beyanlarını kanuna uygun bulursa çoğu zaman aynı celsede boşanmaya hükmedebilir. Bu sayede yargılama en hızlı şekilde tamamlanır.
Etiler boşanma avukatı, müvekkillerinin ihtiyaçlarına göre özel stratejiler geliştirerek her aşamada haklarını korumaya odaklanır.
Anlaşmalı boşanma, usul açısından en hızlı ve tarafları en az yıpratan yöntemdir; çünkü taraflar herhangi bir çekişmeye girmeden evliliği sonlandırma konusunda hemfikirdirler. Uygulamada anlaşmalı boşanma davaları çoğunlukla tek celsede sonuçlanmakta; kararın yazılması ve kesinleşmesiyle birlikte taraflar birkaç hafta ila birkaç ay içinde resmen boşanabilmektedir. Hatta taraflar duruşmada temyiz haklarından feragat ettiklerini beyan ederlerse, mahkeme kararı taraflara duruşma sonunda sözlü olarak tefhim edildiği anda kesinleşir ve karar aynı gün içerisinde nüfus kaydına tescil edilebilir. Bu sayede taraflar mümkün olan en kısa sürede hukuki olarak yeni bir başlangıç yapma imkanına kavuşurlar.
Anlaşmalı boşanma usulünde de bir avukat yardımı alınması elbette faydalıdır. Zira protokolün kanuna uygun hazırlanması, ileride sorun çıkarabilecek noktaların önceden öngörülmesi önemlidir. Örneğin protokolde mal paylaşımı yapılıyorsa bunun açık ve net olması, nafaka ve tazminat rakamlarının ve ödeme şekillerinin belirli olması gerekir. Etiler boşanma avukatı olarak deneyimli bir hukukçu, müvekkillerine anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanmasında yardımcı olacak; çocukların menfaatini koruyan, adil ve uygulanabilir bir anlaşmanın tesis edilmesini sağlayacaktır.
Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanma, eşler arasında boşanma kararında veya boşanmanın sonuçlarında anlaşmazlık bulunduğu durumlarda gündeme gelir. Örneğin eşlerden biri boşanmak isterken diğeri istemiyorsa ya da her iki taraf boşanmak istese bile nafaka miktarı, çocukların velayeti, mal paylaşımı, maddi-manevi tazminat gibi konularda uzlaşamamışlarsa dava çekişmeli olarak yürütülür. Bu tür davalarda davacı eş, yukarıda belirtilen yasal sebeplerden birine dayanarak boşanma talebini mahkemeye sunar ve karşı tarafın kusurlu davranışlarını ayrıntılı şekilde dilekçesinde açıklar. Davalı eş ise iddiaları kabul etmeyebilir, kendini savunabilir veya karşı dava açarak boşanmaya kendi açısından sebep olan vakıaları ileri sürebilir.
Çekişmeli davalarda ispat yükü ve delil sunma süreci son derece kritik bir rol oynar. İddiaların doğruluğunu kanıtlamak için taraflar her türlü yasal delile başvurabilir: Tanık beyanları, telefon mesajları veya e-postalar, fotoğraf ve video kayıtları, polis tutanakları, hastane raporları gibi belgeler mahkemeye sunulabilir. Mahkeme gerekli gördüğünde tarafların bildirdiği tanıkları duruşmada dinler; özellikle çocuk varsa sosyal hizmet uzmanı aracılığıyla bir sosyal inceleme raporu aldırarak aile durumunu değerlendirir; ayrıca tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmalarını yaptırabilir.
Çekişmeli boşanmada mahkeme için temel meselelerden biri kusur tespitidir: Hâkim, evlilik sürecinde hangi eşin ne ölçüde kusurlu davrandığını takdir ederek hem boşanma kararını hem de nafaka ve tazminat gibi sonuçları bu kusur durumuna göre belirler. Örneğin eşlerin ikisi de kusurluysa, Yargıtay içtihatlarına göre birbirlerine manevi tazminat ödemeleri genellikle mümkün olmaz; ağır kusurlu eşin de bazı haklardan mahrum kalması söz konusu olabilir.
Usulen, çekişmeli boşanma davaları anlaşmalıya kıyasla çok daha uzun sürer. İleri sürülen iddiaların araştırılması, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi birden çok duruşma gerektirebilir. İstanbul gibi büyük ve iş yükü yoğun illerde, aile mahkemelerinde ilk derece yargılamasının tamamlanması 1-2 yıl, bazen daha uzun sürebilmektedir. Taraflar mahkeme kararını beğenmezse istinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) ve temyiz (Yargıtay) kanun yollarına başvurabilir ki bu süreçler de davaya birkaç yıl daha eklenmesine yol açabilir. Örneğin çekişmeli bir boşanma davası tüm aşamalarıyla birlikte 3-4 yılı bulabilmektedir. Bu nedenle, çekişmeli bir davayı imkân varsa anlaşmalıya çevirmek veya en etkin şekilde yürütmek tarafların yararına olur.
Çekişmeli yargılamanın böylesine uzun sürebilmesi, sadece teorik bir ihtimal olmayıp pratikte de sıkça karşılaşılan bir sorundur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’de makul sürede sonuçlanmayan bir boşanma davası nedeniyle hak ihlali kararı vermiştir. Yaklaşık 7 yıl boyunca devam eden bir boşanma yargılaması yüzünden, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmeden AİHM, Türkiye’yi 17 bin Euro manevi tazminat ödemeye mahkûm etmiştir .
Bu kararda Mahkeme, aile hukukuna ilişkin davaların süratle sonuçlandırılmasının hem eşler hem de çocuklar bakımından taşıdığı hayati öneme dikkat çekmiş; boşanma davalarının çözümünün bu kadar uzun zaman almasını eleştirmiştir . Özellikle yedi yıl süren davada, aile mahkemesi hâkiminin tarafları uzlaştırma veya ara kararları etkin uygulama konusunda yeterince çaba göstermemesi de eleştirilmiş; Türkiye’de o dönem mevcut aile arabuluculuğu benzeri alternatif çözüm yollarının eksikliğine işaret edilmiştir . AİHM’in Cengiz Kılıç/Türkiye kararında (2011) vurguladığı bu sorunlar, Türk adalet sistemini boşanma davalarının makul sürede bitirilmesi için önlemler almaya yöneltmiştir.
Gerçekten de, boşanma davalarının sürüncemede kalması hem tarafların özel hayatlarını olumsuz etkilemekte hem de çocuklar açısından belirsizlik yaratmaktadır. Bu olumsuz tabloyu iyileştirmek üzere Türk yargı sistemi son yıllarda çeşitli önlemler geliştirmektedir. Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılında başlattığı “Yargıda Hedef Süre” uygulaması kapsamında, boşanma davaları için hedef süre 10 ay (300 gün) olarak belirlenmiştir . Yani ideal koşullarda bir boşanma davasının yaklaşık 10 ay içinde ilk derece mahkemesinde karara çıkarılması öngörülmektedir. Her ne kadar pratikte bu süre çekişmeli davalarda aşılabilse de, hedef sürenin aşılması durumunda dosyaya öncelik verilmesi ve yargılamanın hızlandırılması planlanmıştır .
Öte yandan, ülkemizde boşanma davalarının uzamasına yol açan etkenleri azaltmak adına aile arabuluculuğu gibi yeni çözüm mekanizmaları da gündeme gelmektedir. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un 2025 yılında yaptığı bir açıklamada, boşanma davaları ile bunların fer’i davalarının (örn. mal paylaşımı, nafaka davalarının) ayrı ayrı sürmesinin çekişmeyi artırdığını, “10 yıl süren boşanma davalarının tarafların kendilerine yeni bir hayat kurma imkânını ortadan kaldırdığını” vurgulayarak aile arabuluculuğu sisteminin getirilmesi için çalışmalar yapıldığını belirtmiştir .
Bakan Tunç, boşanma öncesinde arabulucuya gitmenin küçük sorunların büyümesini engelleyebileceğini, birçok Avrupa ülkesinde uygulanan aile arabuluculuğu modelinin Türkiye’de de hayata geçirilmesiyle boşanma sürecinin kısalacağını ifade etmiştir . Nitekim Adalet Bakanlığı, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ederek aile hukukuyla ilgili önemli reform paketleri hazırlamış ve bunların arasında aile arabuluculuğu ve nafaka konularında düzenlemelere öncelik verileceğini duyurmuştur . Tüm bu çabaların ortak amacı, çekişmeli boşanma davalarının mümkün olan en kısa sürede ve en az zarar ile sonuçlandırılmasıdır.
Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Boşanma davasının süresi, davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olduğuna ve somut olayın özelliklerine göre büyük farklılık gösterir. Yukarıda açıklandığı gibi anlaşmalı boşanmalar çoğunlukla tek celsede karara çıkmakta ve taraflar çok hızlı bir şekilde kesinleşme alabilmektedir. Gerekli tüm evraklar eksiksiz hazırlanıp dava açıldıktan sonra, mahkemenin duruşma günü vermesi yoğunluğa bağlı olarak değişebilse de, uygulamada anlaşmalı boşanma süreci genellikle birkaç hafta ile birkaç ay arasında tamamlanır.
Tarafların her konuda anlaşmış olması, süreci ciddi biçimde kısaltan en önemli faktördür. Hatta bazı durumlarda taraflar dilekçelerini aynı gün verip duruşmaya çıkarak 1-2 hafta içinde bile boşanmayı sonuçlandırabilir (bu, mahkemenin iş yüküne bağlıdır). Ancak genel olarak, anlaşmalı boşanmalarda duruşma günü sıklıkla dava tarihinden itibaren 1-2 ay sonrasına verilmektedir ve ilk duruşmada karar çıkıp kısa sürede kesinleşmektedir.
Çekişmeli boşanma davalarında ise süre; tarafların anlaşmazlık yaşadığı konuların sayısına, ileri sürülen iddiaların niteliğine, toplanacak delillerin kapsamına ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak 1 ila 3 yıl arasında, bazen daha da uzun olabilir. Özellikle büyük şehirlerde yargılamanın kaç duruşmada biteceği ve toplam ne kadar süreceği belirsiz olabilmektedir. Bir çekişmeli davanın süresini etkileyen başlıca etkenleri şöyle sıralayabiliriz:
- İddiaların Sayısı ve Niteliği: Boşanma dilekçesinde öne sürülen iddialar ne kadar çok ve ciddi ise, bunların araştırılması da o denli vakit alır. Örneğin şiddet, zina, çocuklara kötü muamele gibi ciddi iddialar varsa mahkeme bu konularda ek inceleme ve raporlar talep edebilir (örn. şiddet iddiasında ilgili kurumlardan bilgi istenir, çocuklar için pedagog raporu hazırlanır vb.).
- Tanık ve Delil Durumu: Tarafların gösterdiği tanık sayısı arttıkça, bu tanıkların dinlenmesi için gerekecek duruşma sayısı da artar. Ayrıca delillerin toplanması (örneğin telefon kayıtlarının getirtilmesi, banka kayıtlarının incelenmesi, bilirkişi incelemesi yapılması) zaman alabilir. Özellikle mal rejimi ve mali konularda çoğu zaman bilirkişi raporları gerekir ki bunların hazırlanması birkaç ay sürebilir.
- Bilirkişi İncelemeleri: Mahkeme, ihtiyaç duyarsa dosyayı uzman bilirkişilere gönderebilir. Örneğin psikolojik şiddet veya çocuğun durumu söz konusuysa pedagog veya psikolog raporu, mal paylaşımı konusunda mali bilirkişi raporu gerekebilir. Bu raporların hazırlanması ve mahkemeye sunulması genellikle birkaç ay alır ve bu da yargılamayı uzatır.
- Mahkemenin İş Yoğunluğu: Aile mahkemelerinin genel iş yükü de süreyi belirleyen önemli bir faktördür. Yoğun dosya sayısı nedeniyle duruşmalar arasındaki süre uygulamada 2-4 ay olabilmektedir. Özellikle İstanbul Çağlayan veya Anadolu (Kartal) Adliyesi gibi büyük adliyelerde, duruşma günleri tarafların beklediğinden çok daha ileri tarihlere verilebilir. Hakimler de takdiren, dosyanın durumuna göre duruşma aralarını kısaltmaya veya uzatmaya karar verebilirler.
Yukarıdaki faktörler nedeniyle çekişmeli boşanma davaları çoğunlukla bir yıldan uzun sürmektedir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf veya temyiz yoluna gidilmesi halinde ise, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde ve Yargıtay’da geçireceği süre de ekleneceğinden, toplam süreç 4-5 yıla kadar uzayabilmektedir . Bu durum, taraflar üzerinde hem ekonomik hem de psikolojik açıdan yıpratıcı bir etki yaratır. Boşanma sürecinin belirsiz ve uzun olması, eşlerin hayatlarını yeniden kurmalarını geciktirdiği gibi, varsa çocukların da uzun süre bu belirsizlik ortamında kalmasına yol açar.
Bu nedenledir ki boşanma sürecinin makul sürede tamamlanması, hukukun önemli bir amacı haline gelmiştir. Hakimler, mümkün olduğunca az duruşmada davayı bitirmeye ve gereksiz gecikmeleri önlemeye özen gösterir. Taraf avukatlarının da usul işlemlerini zamanında yapması, tebligat adreslerini doğru bildirmesi, delillerini eksiksiz ve zamanında sunması sürecin hızlanmasına katkı sağlar.
Ayrıca tarafların uzlaşma ihtimalinin olup olmadığının erken safhada araştırılması da faydalı bir yöntemdir; bazı durumlarda davanın ortasında yapılan arabuluculuk görüşmeleri veya avukatlar aracılığıyla yürütülen müzakereler sayesinde anlaşmaya varılabildiği ve davanın çekişmeliden anlaşmalıya döndürüldüğü görülmektedir. Bu gibi durumlar hem zaman hem masraf tasarrufu sağlar.
Özetle, anlaşmalı boşanma birkaç hafta gibi kısa bir sürede neticelenebilirken, çekişmeli boşanma tüm yargı aşamaları (istinaf ve temyiz dâhil) tüketildiğinde yıllara yayılabilmektedir. Tarafların ve avukatlarının bu süreyi kısaltmak adına atabileceği adımlar vardır:
Dava konusunu mümkün olduğunca daraltmak, gereksiz inatlaşmalardan kaçınmak, uzlaşılabilecek noktaları erken tespit etmek ve mahkemece verilen süre ve yükümlülüklere titizlikle uymak gibi. Ayrıca taraflar, ekonomik ve psikolojik açıdan yıpratıcı olabilen uzun bir dava sürecine hazırlıklı olmalı; gerektiğinde bu dönemde profesyonel psikolojik destek almaktan çekinmemelidir. Unutulmamalıdır ki boşanma süreci ne kadar zorlu olursa olsun, doğru bilgi ve uzman desteğiyle üstesinden gelinebilir ve taraflar için yeni bir başlangıcın kapıları aralanabilir.
Boşanma Davasının Masrafları ve Avukatlık Ücretleri
Boşanma sürecine girerken tarafların maddi açıdan da hazırlıklı olması gerekir. Bir boşanma davasında ortaya çıkabilecek temel masraf kalemleri genel olarak şunlardır:
- Harç ve Mahkeme Masrafları: Davanın açılabilmesi için başvuru esnasında mahkeme harcı ve gider avansı ödenmesi gerekir. Dava türüne ve istenen sonuçlara göre değişmekle birlikte, harçlar belirli tarifeler üzerinden maktu olarak alınır. Örneğin 2023 yılında İstanbul’da çekişmeli bir boşanma davası açılırken tüm harçlar ve gider avansı dahil yaklaşık 2.500 TL civarında mahkeme masrafı ödenmesi gerekmekteydi . Talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına göre bu tutar bir miktar artabilir. Her takvim yılı başında harçlar ve yargılama giderleri yeniden değerleme oranında güncellendiğinden, 2025 yılı itibariyle bir boşanma davası açma maliyeti bu örnekte belirtilenden daha yüksek olacaktır. Ayrıca dava sırasında gerekli olabilecek tebligat giderleri, bilirkişi ücreti, keşif gideri gibi ek masraflar da mahkeme tarafından avans olarak talep edilebilir.
- Bilirkişi ve Rapor Ücretleri: Dava sırasında teknik veya uzmanlık gerektiren bir konunun aydınlatılması için bilirkişi incelemesi gerekiyorsa (örneğin mal paylaşımında taşınmazların değerinin hesaplanması, şirket hisselerinin değeri, psikolojik iddialar için uzman raporu alınması vb.), bilirkişi ücretleri taraflarca karşılanır. Mahkeme genelde bilirkişi ücretini en başta gider avansına dâhil eder; ancak ek incelemeler gerektiğinde taraflardan ek avans yatırmaları istenebilir. Bilirkişi ücretleri, konunun niteliğine göre birkaç yüz TL’den birkaç bin TL’ye kadar değişebilir.
- Avukatlık Ücreti: Taraflar bir avukatla temsil edilmeleri halinde, avukatlık ücreti de dikkate alınmalıdır. Türkiye Barolar Birliği’nin her yıl yayınladığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, avukatların alt sınır ücretlerini belirler ve avukatlar yasal olarak bu taban ücretlerin altında vekalet ücreti kararlaştıramazlar. Bunun üzerinde kalmak kaydıyla, bir boşanma avukatı ile müvekkili arasında istenilen herhangi bir ücret serbestçe kararlaştırılabilir. Avukatlık ücretinin miktarı davanın kapsamına, zorluk derecesine, iş yüküne, avukatın deneyimine ve harcanacak zamana göre değişir. İstanbul gibi büyükşehirlerde boşanma avukatı ücretleri ortalama olarak belirli bir bant aralığında seyretmektedir. Örneğin anlaşmalı boşanmalarda avukatın işi nispeten daha az olduğu için genellikle daha düşük bir ücret talep edilirken, çekişmeli davalarda uzun süren yargılama ve emek nedeniyle daha yüksek bir ücret gündeme gelebilir. Net bir rakam vermek mümkün olmasa da, İstanbul’da 2025 yılı için çekişmeli boşanma davalarında avukatlık ücretlerinin ortalama olarak (taraflar arasında anlaşmaya bağlı şekilde) ₺___ – ₺___ aralığında değiştiği söylenebilir (burada boşluk, somut durumda avukat ile müvekkil arasında belirlenecektir). En doğrusu, avukatla yapılacak ilk görüşmede ücret konusunda açık ve net bilgi almaktır.
- Diğer Masraflar: Boşanma davası sürecinde yukarıdakiler dışında da maddi yükler ortaya çıkabilir. Örneğin zorunlu arabuluculuk ileride aile hukukunda uygulanmaya başlanırsa, arabulucu ücretleri söz konusu olabilecektir. Yine, dava süresince ayrı yaşayan eşlerin birbirlerine ödemekle yükümlü olabileceği tedbir nafakası gibi ödemeler de fiilen bir masraf kalemi sayılabilir. Eğer boşanma davası dışında mal paylaşımı, nafaka artırımı veya velayet gibi ek davalar da açılacaksa, bunların her biri ayrı harç ve masraf gerektirebilir.
Tarafların maddi durumu elverişli değilse, adli yardım kurumu devreye girebilir. Adli yardım, yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olan kişilerin, talep etmeleri halinde dava masraflarından geçici olarak muaf tutulmasını sağlayan bir mekanizmadır. Ayrıca baroların Adli Yardım Büroları, durumu uygun görülen kişilere ücretsiz avukat temin edebilmektedir. İstanbul Barosu’nun Adli Yardım yönergesine göre, geliri belirli bir seviyenin altında olan ve ödeme gücü bulunmayan boşanma davası taraflarına ücretsiz avukatlık hizmeti sağlanabilmektedir. Maddi imkânı kısıtlı olan kişilerin bu imkânı araştırmaları ve bağlı bulundukları baroya başvurmaları tavsiye edilir.
Nafaka Türleri ve Nafaka Yükümlülüğü
Türk hukukunda boşanma sürecinde veya sonrasında ödenebilecek nafakalar farklı türlere ayrılır. Nafaka, en genel anlamıyla bir kişinin geçimini sağlamak üzere diğerinden talep edebileceği parasal destektir. Boşanma bağlamında üç temel nafaka türü öne çıkar:
Tedbir Nafakası
Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken ihtiyaç sahibi eş ve çocukların geçimini teminen, mahkemenin geçici tedbir kararıyla hükmettiği nafakadır (TMK m.169). Boşanma davası açıldığında, hakim kendiliğinden veya taraf talebi üzerine, davanın devamı süresince eşlerin barınma, geçim, çocukların bakım ve eğitim giderleri konusunda geçici düzenlemeler yapar. Bu kapsamda, ekonomik durumu daha zayıf olan eş lehine tedbir (geçici) nafakası bağlanabilir. Tedbir nafakası, dava açıldığı andan itibaren kararın kesinleşmesine kadar geçen sürede ödenir. Örneğin ev hanımı olan ve geliri bulunmayan kadının, boşanma davası süresince asgari geçimini sağlayabilmesi için kocanın uygun bir miktar nafaka ödemesine karar verilebilir. Tedbir nafakası boşanma hükmü kesinleşince kendiliğinden sona erer ve yerini (şartları varsa) yoksulluk nafakasına bırakabilir.
Yoksulluk Nafakası
Etiler boşanma avukatı, boşanma sürecinde hukuki destek sağlarken aynı zamanda müvekkillerinin psikolojik olarak da desteklenmesine yardımcı olur.
Yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafa, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla diğer eşin mali gücü oranında ömür boyu veya belirli süreyle ödenen nafakadır (TMK m.175). Boşanma kararı ile birlikte talep edilebilir. Yoksulluk nafakası talep eden eşin, evlilik sona erdiğinde çalışarak kendini geçindirecek düzeyde geliri veya malvarlığı yoksa ve boşanma yüzünden ekonomik olarak zora düşecekse, diğer eşin de maddi durumu uygunsa, mahkeme bu nafakaya hükmedebilir. Yoksulluk nafakası süresiz olarak bağlanabilir, ancak nafaka alacaklısı evlenirse veya taraflardan biri ölürse kendiliğinden kalkar.
Ayrıca nafaka alacaklısının fiilen evli gibi yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya nafaka alacaklısı ile borçlusunun ekonomik durumlarının önemli ölçüde değişmesi gibi hallerde de nafakanın kaldırılması/düşürülmesi davası açılabilir. Türk hukukunda süresiz yoksulluk nafakası konusu son yıllarda tartışılmaktadır; bu sürenin sınırlandırılması konusunda yasa çalışmaları olduğundan, Etiler boşanma avukatı müvekkillerini güncel düzenlemeler hakkında bilgilendirmelidir.
İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası)
İştirak nafakası, boşanma sonucunda velayet kendisine verilmeyen eşin, velayet alan tarafa çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ödemekle yükümlü olduğu nafaka türüdür (TMK m.182/2). Boşanma kararıyla birlikte hakim, müşterek çocukların velayetini bir ebeveyne bırakırken, diğer ebeveyni de çocuğun masraflarına mali katkıda bulunmakla yükümlü kılar. İştirak nafakası, çocuğun ergin olmasına (18 yaşına) kadar devam eder.
Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, Yargıtay kararları gereği eğitim süreci makul bir dönemi kapsıyorsa nafaka bir müddet daha devam ettirilebilir (örneğin üniversite eğitimi bitene kadar). İştirak nafakasının miktarı belirlenirken, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın mali durumları dikkate alınır. Çocuğun yüksek yararı gereği, ihtiyaçlar arttıkça nafaka miktarı artırılabilir; ekonomik koşullar değiştiğinde yeniden uyarlama yapılabilir. İştirak nafakası kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflar anlaşmalı boşanmalarda bile çocuk için ödenecek nafaka konusunda makul bir düzenleme yapmak zorundadır; hakim, çocuğun menfaatine aykırı gördüğü bir protokol hükmünü onaylamaz.
Velayet değişirse iştirak nafakası yükümlülüğü de velayeti kaybeden tarafa geçer. Ayrıca iştirak nafakası, çocuğa fiilen bakmayan veli dışında, anne-baba dışındaki kişilere (örneğin büyükanne, abi vb.) yöneltilemez; sadece ana-babanın yükümlülüğüdür. Boşanma sonrası çocuğun ihtiyaçları artarsa nafaka miktarının artırılması için dava açılabilir; tersi durumda nafakanın indirilmesi de talep edilebilir. Etiler bölgesinde yaşam standardı yüksek olduğundan, iştirak nafakası miktarları da çocuğun eğitim, sağlık ve sosyal faaliyetlerine uygun şekilde, İstanbul ortalamasının üzerinde seyredebilmektedir. Etiler boşanma avukatı, müvekkilinin çocuğu için hakkaniyete uygun bir nafaka belirlenmesi konusunda emsal kararlar ve Yargıtay içtihatları ışığında mahkemeye yol gösterici taleplerde bulunacaktır.
Nafaka yükümlülüğü, nafaka ödemesine mahkemece hükmedilen kişi açısından yasal bir borç niteliğindedir. Nafaka ödenmezse icra yoluyla tahsil edilebilir; ayrıca nafaka borcunu ödememek İcra İflas Kanunu’na göre tazyik hapsini (üç aya kadar hapisle tazyik) gerektiren bir eylemdir. Bu nedenle nafaka yükümlüsü, mahkemenin belirlediği nafaka miktarlarını zamanında ödemeye dikkat etmelidir. Nafaka alacaklısı ise ödemeler yapılmadığında derhal icra takibi başlatmalı ve gerekiyorsa karşı taraf hakkında icra ceza davası açmalıdır.
Çocukların Velayeti ve Kişisel İlişki Düzeni
Velayet, ergin olmayan çocuğun bakım, eğitim, sağlık, ahlak gibi ihtiyaçlarının ve temsilinin sağlanması hususunda anne ve babaya ait hak ve sorumlulukların bütünüdür. Evlilik devam ederken anne ve baba velayeti birlikte kullanır. Boşanma durumunda ise çocukların velayetinin kimde kalacağı Aile Mahkemesi tarafından belirlenir (TMK m.182). Mahkeme, velayet kararını verirken çocuğun üstün yararını en başta gelen kriter olarak dikkate alır.
Boşanma davasında çocuğun velayeti kime verilir? sorusu her somut olayda ayrı cevaba sahiptir. Hakim, çocuğun yaşını ve gelişimsel ihtiyaçlarını, anne ve babanın şahsi koşullarını (gelir durumu, yaşam şekli, ahlaki durumu, çocuğa bakma imkânları, eğitim durumu vb.), kardeşlerin durumunu, çocuğun mevcut düzeninin devamının gerekliliğini, anne-baba arasındaki bağlanma ilişkilerini vs. kapsamlı olarak değerlendirir. Genel bir eğilim olarak, çok küçük yaştaki çocuklar (özellikle 0-3 yaş grubu) anne bakımına muhtaç kabul edildiğinden, ağır bir engel yoksa velayet çoğunlukla anneye verilmektedir . Ancak bu bir kural değildir; her somut olayın kendine özgü koşulları vardır. Örneğin anne bakımına muhtaç yaşta bir bebeğin annesi bakıma ehil değilse (ciddi psikolojik rahatsızlık, bağımlılık, çocuğa kötü muamele vb.), velayet babaya verilebilir.
Mahkeme, velayet konusunda karar vermeden önce çoğu zaman aile mahkemeleri nezdinde görev yapan uzmanlardan rapor alır. Pedagog, psikolog veya sosyal hizmet uzmanı, anne-baba ve çocukla görüşerek ayrıntılı bir sosyal inceleme raporu hazırlayabilir. Bu raporda çocuğun hangi ebeveynle kalmasının menfaatine olacağı yönünde bilimsel bir değerlendirme yapılır. Hakim bu raporu dikkate alır ancak rapor mahkemeyi bağlamaz; hakim kendi takdirini de kullanarak karar verir. Velayet kendisine verilmeyen ebeveyn için kişisel ilişki (görüşme) düzenlenir:
Belirli gün ve saatlerde çocuğu görme, yatılı olarak alma gibi hususlar karar altına alınır. Örneğin yaygın uygulamada babaya (veya velayet kendisinde olmayan anneye) iki haftada bir hafta sonu, bazı hafta içi akşamları ve yaz tatilinin belli kısmı ile bayramların bir kısmında çocukla birlikte olma hakkı tanınır. Ebeveynlerin anlaşması halinde kişisel ilişki düzeni esnek biçimde de kararlaştırılabilir, ancak anlaşma yoksa mahkeme standart takvim uygulamaktadır.
Velayet, kesinleşmiş mahkeme kararıyla belirlenmiş olsa bile değişmez bir hüküm değildir. Boşanma sonrası koşulların değişmesi halinde velayetin değiştirilmesi davası açılabilir (TMK m.183). Örneğin velayet verilen anne sonradan çocuğa iyi bakamaz hale gelirse veya babanın yaşam koşulları önemli ölçüde iyileşirse, babaya velayet verilecek şekilde değişiklik yapılabilir. Burada yine çocuğun üstün menfaati esastır. Çocuk belli bir yaşa geldiğinde (genellikle 8-10 yaş üstü) görüşü de alınabilir; çocuğun hangi ebeveynde kalmak istediği onun algı olgunluğu ölçüsünde dikkate alınır.
Eşlerin her ikisi de uygun olsa bile Türk hukukunda ortak velayet uygulaması, uzun süre mümkün görülmemişti. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının da etkisiyle, son yıllarda anlaşmalı boşanmalarda taraflar isterse ortak velayete ilişkin bazı kararlar verilebilmeye başlamıştır. 2018 yılında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında, anlaşmalı boşanmada tarafların talebi ile ortak velayet kararı verilebileceğini içtihat etmiştir. Bu bağlamda, Etiler gibi modern ve yeniliklere açık bir kesimde, taraflar çocukları için ortak velayet modelini tercih edebilirler; mahkeme de çocuğun yararına olacaksa bunu onaylayabilir.
Velayetin bir ebeveyne verilmesi, diğer ebeveynin çocukla bağlarının kopacağı anlamına gelmez. Mahkeme her iki tarafın da çocukla kişisel ilişki kurmasına özen gösterir. Velayet kendisinde olmayan tarafın, çocukla mahkemenin belirlediği gün ve koşullarda görüşme hakkı temel bir haktır ve bu hak ancak çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa sınırlanabilir. Örneğin karşı tarafın çocuğa zarar verme ihtimali varsa, görüşmenin nezaret altında yapılması gibi önlemler alınabilir.
Etiler boşanma avukatı, müvekkilinin velayet konusunda hak ve menfaatlerini korurken çocuğun psikolojisini ve yararını da göz önünde bulundurarak hareket eder. Zira aile hukukunda esas olan, çocukların boşanmadan en az zararla etkilenmelerini sağlayacak düzenlemelerin yapılmasıdır. Bu yüzden taraflara da önerilen, velayet ve çocukla görüşme konularında mümkün olduğunca işbirliği içinde olmaları, çocukları çatışmanın aracı haline getirmemeleridir.
Mal Rejimi ve Mal Paylaşımı
Evlilik süresince eşlerin edindikleri malların boşanma halinde nasıl paylaşılacağı, mal rejimi kurallarıyla belirlenir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre **2002 yılından sonra yapılan evliliklerde yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi”**dir (TMK m.218 vd.). Eşler evlenmeden önce veya evlilik sırasında noterde mal rejimi sözleşmesi yaparak başka bir rejim seçmemişlerse, kanunen bu rejime tabi olurlar. Edinilmiş mallara katılma rejimi, basitçe söylemek gerekirse, evlilik boyunca eşlerin karşılığını vererek edindikleri malların kural olarak ortak kabul edilmesi ve boşanma halinde bu malların değerinin yarı yarıya paylaşılması esasına dayanır .
Edinilmiş mallara katılma rejiminde her eşin malları “edinilmiş mallar” ve “kişisel mallar” olarak ikiye ayrılır. Edinilmiş mallar, eşlerin çalışarak kazandıkları gelirlerle edindikleri her türlü malvarlığı değerini kapsar (ücretler, maaşlar, ticari kazançlar, sosyal güvenlik veya emeklilik ödenekleri, çalışma karşılığı edinilen mallar vs.). Kişisel mallar ise evlilik öncesi sahip olunan malvarlığı, evlilik sırasında karşılıksız kazanımlarla (miras, hediye gibi) elde edilenler ve bizzat kullanımına özgülenen eşyalardır (TMK m.220). Boşanma durumunda yalnızca edinilmiş mallar paylaşıma girer; kişisel mallar kiminse onda kalır .
Mal paylaşımı davası genellikle boşanma davası kesinleştikten sonra açılır, çünkü boşanma kararı mal rejimini sona erdirir. Eşler dilerse, anlaşmalı boşanma protokolüne mal paylaşımıyla ilgili maddeler koyarak bu konuyu aralarında çözebilirler; mahkeme protokolü onaylarsa ayrı bir dava gerek kalmaz. Çekişmeli boşanmalarda ise mal rejiminin tasfiyesi genellikle boşanma kararı verildikten sonra ayrıca talep edilir. Bu davalarda, evlilik süresince alınan taşınır-taşınmaz malların, araçların, banka hesaplarındaki birikimlerin, ödenen borçların vs. dökümü yapılır.
Her eşin katılma alacağı (diğer eşten ne kadar pay talep edebileceği) kalem kalem hesaplanır. Örneğin evlilik içinde satın alınan bir ev varsa, ve bu ev edinilmiş mal niteliğinde ise, boşanma sonrası evin değerinin yarısı diğer eşe ait olacaktır (kalan kredi borcu vs. düşüldükten sonra) . Aynı şekilde evlilik içinde birikmiş paralar, alınmış menkuller de yarıya bölünecektir. Buna karşılık tarafların kişisel malları paylaşılmaz: Örneğin eşlerden birine anne-babasından miras kalmış bir gayrimenkul, boşanmada sadece o eşe ait kalır.
Uygulamada mal paylaşımı davaları karmaşık olabilmektedir. Eşlerin birbirlerinden alacak talepleri gündeme gelir; örneğin bir eş diğerinin kişisel malına yaptığı katkı için (diyelim ki eşinin gençken sahip olduğu evin tadilat masrafına ortak para harcadıysa) değer artış payı talebinde bulunabilir. Bu gibi uyuşmazlıklar için Yargıtay içtihatları çerçevesinde uzman bilirkişiler hesaplamalar yapar. Etiler gibi gayrimenkul değerlerinin yüksek olduğu bir semtte, mal paylaşımı davaları ekonomik açıdan çok önemli hale gelebilir. Milyonlarca liralık taşınmazların kimin hakkı olduğunun belirlenmesi gerekebilir. Bu nedenle Etiler boşanma avukatı, mal rejimi tasfiyesi davalarında da müvekkillerine profesyonel destek verir; gerekli tapu kayıtları, banka kayıtları gibi belgeleri toplar; mali analizler yaparak müvekkilinin hak ettiği payı eksiksiz almasına çalışır.
Önemli bir nokta da aile konutu meselesidir. Boşanma sırasında eşlerden birine ait olsa bile, ailenin yaşadığı konutun satışı veya devri sınırlanabilir; mahkeme, barınma hakkı gereği çocukların ve bakımı üstlenen eşin korunması amacıyla, evin o eşte bırakılmasına yönelik kararlar verebilir. Aile konutu şerhi konulmuş bir ev varsa, mal paylaşımında da bunun etkisi gözetilir.
Sonuç olarak, mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın en teknik boyutlarından biridir ve genellikle ayrı bir dava konusu olur. Bu sürece hakim bir boşanma avukatıyla çalışmak, ileride telafisi güç maddi kayıpların önüne geçecektir. Unutulmamalıdır ki mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir; bu süre içinde talep edilmezse hak yitirilebilir. Bu yüzden boşanma sonrasında haklarınızı öğrenmek ve gerekiyorsa dava açmak için bir uzmana danışmanız önemlidir.
Etiler boşanma avukatı ile yapılan görüşmeler, müvekkilin sürecin her aşamasında bilgi sahibi olmasına olanak tanır. Etiler boşanma avukatı, haklarınızı koruma konusunda her zaman yanınızdadır.
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri
Boşanma davası neticesinde eşlerin birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talep etmeleri mümkündür (TMK m.174). Bu tazminatlar, boşanma yüzünden uğranılan zararın telafisi amacıyla öngörülmüştür ve talep edilebilmesi için bazı şartlar vardır:
- Maddi Tazminat: Boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu eş, diğer taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir (TMK m.174/1). Örneğin, boşanma nedeniyle ekonomik olarak sıkıntıya düşecek olan, eşinin kazancından mahrum kalacak olan taraf maddi tazminat talebinde bulunabilir. Burada önemli olan, tazminat isteyen tarafın diğerine göre daha az kusurlu veya hiç kusursuz olmasıdır. Eğer boşanmaya eşit ya da daha fazla kusuruyla sebep olmuşsa, maddi tazminat alamaz. Maddi tazminat miktarı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri ve uğranılan zararın boyutu dikkate alınarak hakim tarafından takdir edilir.
- Manevi Tazminat: Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan ve bu nedenle psikolojik olarak zarar gören taraf, kusurlu diğer eşten manevi tazminat isteyebilir (TMK m.174/2). Manevi tazminat, para ile ölçülemeyen manevi zararların bir nebze de olsa hafifletilmesi amacıyla, hakim tarafından takdiren belirlenen bir meblağın ödenmesidir. Örneğin eşinin ihanetiyle onuru kırılan veya ağır hakaret ve şiddet görmüş olan taraf, manevi tazminat talep edebilir. Burada da talep eden tarafın, diğerinden daha ağır kusurlu olmaması koşulu vardır. Yargıtay, tarafların eşit kusurlu olması halinde manevi tazminata hükmedilemeyeceğini yerleşik olarak kabul etmektedir. Bu nedenle ancak kusur dengesi göz önüne alınarak manevi tazminat kararlaştırılır.
Maddi ve manevi tazminat talepleri, boşanma davası içinde ileri sürülmelidir. Talep edilmezse daha sonra ayrı bir dava ile istenemez (bu hak düşürücü süreye tabidir). Tazminat, talep eden tarafın lehine nakit ödenecek bir meblağ şeklinde olabileceği gibi, irat (düzenli ödeme) şeklinde de bağlanabilir; ancak uygulamada çoğunlukla toplu ödeme şeklinde hükmolunur. Hakim, tazminatı Türk Lirası üzerinden belirler ve kararın kesinleşmesiyle birlikte tazminat alacağı tahsil edilebilir hale gelir.
Etiler bölgesinde boşanma davalarında tazminat miktarları, tarafların gelir ve varlık düzeyleri yüksek olabildiğinden dikkat çekicidir. Örneğin ünlü kişilerin veya iş insanlarının boşanmalarında milyonlarca liralık maddi-manevi tazminata hükmedildiğine dair haberlere rastlanabilmektedir. Elbette her vaka kendi şartlarına göre değerlendirilir; mahkeme, zengin eşten de olsa fahiş miktarlara hükmetmez, fakat ekonomik güçle orantılı makul fakat caydırıcı tazminatlar belirleyebilir.
Tazminat ödenmemesi durumunda, tıpkı nafakada olduğu gibi, icra takibi yoluyla tahsil sağlanabilir. Ayrıca tazminat borcu ilam (mahkeme kararı) niteliğinde olduğundan, borç ödenmezse karşı tarafın mallarına haciz konulması mümkündür. Bu nedenle karara bağlanmış tazminatların zamanında ödenmesi önem taşır.
Sonuç olarak, boşanmada tazminat, kusurlu tarafa bir yaptırım ve kusursuz tarafa kısmi bir telafi imkanı sunan önemli bir hukuki müessesedir. Etiler boşanma avukatı, müvekkilinin lehine tazminat şartları oluşmuşsa bunları dava dilekçesinde kuvvetli şekilde ortaya koyacak; aleyhine haksız bir tazminat talebi varsa bunun reddi için gerekli savunmayı yapacaktır. Tazminat miktarlarının belirlenmesinde emsal Yargıtay kararlarına ve güncel ekonomik göstergelere hakim olmak, doğru bir hukuki strateji izlemek bu noktada kritik rol oynar.
Etiler Boşanma Avukatının Rolü ve Önemi
Bir Etiler boşanma avukatı, sadece hukuki prosedürü yürütmekle kalmaz, aynı zamanda müvekkilinin en zor döneminde ona destek olan bir danışman gibidir. Boşanma sürecinin her aşamasında avukat, müvekkilinin hak ve yükümlülükleri konusunda onu bilgilendirir, atılması gereken adımları planlar, olası riskleri önceden görerek önlem alır. Etiler semtindeki boşanma davaları, tarafların genellikle bilinçli ve taleplerinin yüksek olabildiği vakalar olabileceğinden, avukatın stratejik becerileri ön plana çıkar.
Etiler boşanma avukatı, öncelikle müvekkilinin taleplerini netleştirir: Boşanmak isteyen kişinin önceliği çocuklarının velayeti midir? Maddi açıdan güvence sağlamak mıdır? Onurunun korunması mıdır? Bu soruların yanıtına göre bir yol haritası çizer. Örneğin müvekkil için çocuklarının velayeti vazgeçilmezse, avukat tüm delilleri bu hedefe uygun toparlar, tanıkları ona göre seçer, velayet için avantaj sağlayacak hususları vurgular. Yahut müvekkil, evlilikte büyük maddi katkılar yapmışsa, avukat mal paylaşımında onun payını maksimum alması için finansal verileri ayrıntılı sunar.
Dava dilekçelerinin hazırlanması boşanma avukatının en önemli işlerindendir. İddiaların doğru şekilde ve yasal terimlerle ifade edilmesi, hangi boşanma sebeplerine dayanılacağının doğru tespiti, talep edilecek nafaka ve tazminat miktarlarının gerekçeleriyle ortaya konulması gerekir. Etiler boşanma avukatı, dilekçeleri hazırlarken hem hukuki gerekçeleri (TMK maddeleri, emsal Yargıtay kararları) kullanır hem de müvekkilinin hikayesini anlaşılır ve ikna edici bir biçimde yansıtır. Hakim üzerinde bırakılacak etki, davanın seyrini belirleyebilir. Bu yüzden dilekçelerin içerik ve üslubu özenle oluşturulur.
Boşanma avukatının bir diğer rolü, uzlaşma imkanı varsa bunu sağlamaktır. Bazı durumlarda taraflar başlangıçta çok sert tutum almış olsalar da zamanla ve doğru yönlendirmeyle anlaşma zemini bulabilirler. Özellikle çekişmeli davalarda, yıllar sürecek yıpratıcı bir mücadele yerine makul bir anlaşma ile boşanmak çoğu zaman tarafların yararınadır. Avukat, müvekkilinin çıkarlarını koruyarak karşı tarafla görüşmeler yapabilir, arabuluculuk sürecine eşlik edebilir (aile arabuluculuğu resmî olarak başlamasa bile fiilen avukatlar arası müzakere mümkündür). Deneyimli bir Etiler boşanma avukatı, gereksiz çatışmaları körüklemek yerine müvekkiline en hızlı ve sorunsuz çözümü kazandırmayı hedefler.
Bununla birlikte, karşı taraf uzlaşmaya yanaşmıyorsa veya müvekkilin haklarını ciddi biçimde ihlal eden tutum içindeyse, avukat agresif bir dava stratejisi de izlemek durumunda kalabilir. Delilleri toplamak için mahkeme üzerinden talepler yapmak, gerekiyorsa ihtiyati tedbir kararı aldırmak (örneğin mal kaçırmayı önlemek için tapu ve banka kayıtlarına tedbir konulması), tanıkları hazırlamak, çapraz sorguda karşı tarafın iddialarını çürütmek gibi görevler avukatın uzmanlık alanıdır. Etiler’deki bir boşanma avukatı, hem ulusal mevzuata hem uluslararası hukuk boyutuna (örneğin yabancı unsurlu boşanmalarda tanıma-tenfiz işlemleri) hakim olmalıdır. Beşiktaş gibi yabancı uyruklu kişilerin de yoğun yaşadığı bir ilçede, müvekkillerin biri yabancıysa doğabilecek özel hukuki durumları (milletlerarası özel hukuk kurallarını) bilmek gerekir.
Etiler boşanma avukatı ile çalışmak, müvekkillerinin haklarının korunması ve süreçlerin daha az stresle geçmesi açısından önemlidir.
Özetle, Etiler boşanma avukatının önemi, müvekkilinin haklarını en etkin biçimde savunabilmesinde yatar. Boşanma süreci insanlar için belirsizliklerle doludur; avukat bu belirsizliği giderir, yol haritasını çizer ve müvekkiline güven verir. Ayrıca, duygusal olarak zor bir dönemde müvekkilin soğukkanlılığını korumasına yardımcı olur; hukuki konularda bilgisizlikten kaynaklanacak hataları önler. Etiler gibi hukuk bilincinin yüksek olduğu bir semtte bile, profesyonel bir desteğin yerini hiçbir şey tutmaz. Avukat Bilal Alyar gibi deneyimli boşanma avukatları, hem mevzuata hem Yargıtay içtihatlarına hakimiyetleriyle, müvekkillerinin davalarını en iyi şekilde yönetir; haklarını korurken aynı zamanda onlara sağlıklı bir gelecek kurabilmeleri için zemin hazırlar.
Etiler Boşanma Avukatı Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
Etiler boşanma avukatı ile çalışmak, boşanma sürecinin nasıl yönetileceği konusunda bilgi edinmenizi sağlar. Etiler boşanma avukatı, müvekkillerine her aşamada rehberlik eder.
Boşanma gibi kritik bir süreçte doğru avukatı seçmek, davanın seyri ve sonucu açısından belirleyicidir. Etiler’de boşanma avukatı arayışında olanlar için şu hususlara dikkat etmeleri önerilir:
- Aile Hukuku Tecrübesi: Seçeceğiniz avukatın özellikle aile hukuku ve boşanma davalarında deneyimli olması büyük fark yaratır. Boşanma davaları, kendine özgü usul kuralları ve yargısal hassasiyetleri olan davalardır. Velayet, nafaka, mal paylaşımı gibi konularda tecrübe sahibi bir avukat, öngörülemeyen durumlara hazırlıklı olacak ve stratejik hamlelerle müvekkilini koruyacaktır. Bu nedenle, avukatın daha önce yürüttüğü boşanma davaları, elde ettiği sonuçlar ve bu alandaki uzmanlığı göz önünde bulundurulmalıdır.
- İletişim ve Güven: Avukatınızla kuracağınız iletişim, süreç boyunca rahat hissetmeniz için çok önemlidir. Avukat-müvekkil ilişkisi güvene dayanır. Avukatın sizinle empati kurabilmesi, sorularınıza sabırla cevap vermesi, süreci anlayabileceğiniz bir dille açıklaması gerekir. İlk danışmada avukatın yaklaşımını gözlemleyin: Sizi dinliyor mu? Endişelerinizi anlıyor mu? Net ve dürüst bilgiler veriyor mu? Bu soruların cevabı olumluysa o avukatla çalışmak size güven verecektir. Unutmayın ki boşanma sırasında avukatınız sizin en önemli destekçilerinizden biri olacak.
- Ulaşılabilirlik ve İlgi: Boşanma davaları dönem dönem sabır gerektirir ancak avukatınızın makul sürelerde size dönüş yapması, kritik gelişmeleri size hemen bildirmesi önemlidir. Çok yoğun olup davanıza vakit ayıramayacak bir avukat yerine, dosyanıza ilgi gösteren bir avukat tercih edin. Elbette her an avukatınıza ulaşamayabilirsiniz fakat ofis ekibiyle iletişim, e-postalara yanıt, görüşme taleplerine dönüş gibi konularda profesyonel bir tutum beklemek hakkınızdır.
- Referanslar ve İtibar: Mümkünse avukat hakkında başkalarının deneyimlerini öğrenin. Etiler gibi bir çevrede belki tanıdıklarınızdan avukat tavsiyesi alabilirsiniz. İnternet üzerindeki yorumlar, avukatın yayınladığı makaleler, mesleki kariyeri de size fikir verebilir. Avukat Bilal Alyar gibi alanda tanınan ve saygınlığı olan bir hukukçuyla çalışmak, sizi hem psikolojik olarak rahatlatır hem de karşı taraf nezdinde ciddiyetinizi gösterir.
- Ücret ve Sözleşme: Avukatlık ücretini en başta konuşmak ve bir avukatlık sözleşmesi yapmak da profesyonelliğin gereğidir. Avukatınızın talep ettiği ücretin neleri kapsadığı, ekstra masrafların nasıl karşılanacağı açık olmalıdır. Ücret konusu, süreç içinde sorun yaratmayacak şekilde netleştirilirse, siz de avukat da işinize odaklanabilirsiniz. Etiler bölgesinde avukatlık ücretleri genel ortalamanın biraz üzerinde seyredebilir; ancak önemli olan alacağınız hizmetin kalitesidir. En ucuz avukatı değil, sizin davanıza en iyi katkıyı yapacak avukatı seçmeye çalışın.
Sonuç olarak, Etiler boşanma avukatı seçimi yaparken tecrübe, güvenilirlik, ilgi ve uzmanlık kriterlerini göz önünde bulundurmalısınız. Boşanma sürecinde doğru avukatla çalışmak, belki de yıllar boyu etkisini hissedeceğiniz hukuki ve finansal sonuçları doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle acele etmeden, gerekirse birkaç avukatla ön görüşme yapıp kıyaslayarak, kendinizi emin ellerde hissedeceğiniz bir avukatla yola çıkmanız tavsiye edilir.
Etiler boşanma avukatı seçerken, deneyimli bir hukukçu ile çalışmak, sürecin daha profesyonel bir şekilde yönetilmesini sağlar.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Boşanma davasında çocuğun velayeti kime verilir?
Cevap: Boşanmada çocuğun velayetinin kime verileceğine Aile Mahkemesi, çocuğun üstün yararını gözeterek karar verir. Hâkim, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, anne ve babanın koşulları ile çocuğun alıştığı düzen gibi kriterleri değerlendirir. Genellikle çok küçük yaştaki çocuklar anne bakımına muhtaç olduğu için velayet çoğunlukla anneye bırakılır; ancak her durum ayrı incelenir. Hakim gerek görürse pedagog veya sosyal hizmet uzmanından rapor alır. Sonuçta önemli olan, hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bakabileceği ve çocuğun menfaatlerinin hangi tarafta daha iyi korunacağıdır . Mahkeme, velayeti bir tarafa verirken diğer ebeveyn ile çocuk arasında düzenli kişisel ilişki (görüşme) takvimi de belirler.
Soru: Boşanmada mal paylaşımı nasıl yapılır?
Cevap: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre 2002’den sonra yapılan evliliklerde yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşler, aksi bir mal rejimi sözleşmesi yapmamışlarsa evlilik boyunca kazandıkları gelirlerle edindikleri mallar kural olarak ortaktır. Boşanma halinde, her eş edinilmiş malların değerinin yarısı üzerinde hak iddia edebilir. Örneğin evlilik süresince satın alınan bir ev varsa, evin net değerinin yarısı diğer eşe pay olarak düşer . Buna karşılık, eşlerin evlilik öncesi sahip oldukları veya evlilik sırasında miras ya da hediye yoluyla edindikleri malvarlıkları kişisel mal sayılır ve paylaşılmaz. Mal paylaşımı genelde boşanma kesinleştikten sonra ayrı bir dava ile gerçekleştirilir, ancak taraflar anlaşmalı boşanma protokolü ile mal paylaşımını da kararlaştırabilirler.
Soru: Etiler boşanma avukatı ücreti ne kadardır?
Cevap: Boşanma avukatlarının ücretleri, avukat ile müvekkil arasında serbestçe kararlaştırılır ve davanın niteliğine göre değişir. Ücretler, Türkiye Barolar Birliği’nin belirlediği asgari tarifeden düşük olamaz; avukatın deneyimi, davanın zorluk derecesi ve iş yükü gibi unsurlar belirleyicidir. İstanbul gibi büyükşehirlerde boşanma avukatı ücretleri ortalama olarak belirli bir bant aralığında seyretmektedir. Örneğin anlaşmalı boşanmalarda iş yükü daha az olduğundan daha düşük bir ücret yeterli olabilecekken, çekişmeli davalarda uzun süreç ve yoğun emek nedeniyle daha yüksek bir ücret talep edilebilir. Net bir rakam vermek mümkün olmasa da, avukatla yapacağınız ilk görüşmede ücret konusunda mutlaka net bilgi almanız en doğrusu olacaktır . Ayrıca Etiler gibi bir semtte avukat ücretleri, davanın kapsamına ve avukatın ününe göre çeşitlilik gösterebilir.
Soru: Boşanma davası ne kadar sürer?
Cevap: Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede sonuçlanabildiği için birkaç hafta veya birkaç ay içinde kesinleşebilir. Taraflar her konuda anlaştıkları için süreç çok kısadır. Çekişmeli boşanma davaları ise taraflar arasındaki uyuşmazlığın kapsamına ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak 1 ila 3 yıl arasında sürebilir, hatta bazen daha uzun da olabilir. İstanbul gibi yoğun mahkemelerde ilk duruşma için bile birkaç ay sonrasına gün verilebilmektedir. Delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi, gerekirse bilirkişi raporları derken çekişmeli davalar uzayabilir. Ayrıca ilk mahkeme kararına karşı istinaf ve temyiz yoluna gidilirse dosya, Bölge Adliye ve Yargıtay incelemesinden geçeceği için süreç birkaç yıl daha uzayabilir. Bu nedenle mümkünse taraflar arasında anlaşma zemini bulunması, davanın ciddi ölçüde kısalmasını sağlayacaktır .
Soru: Boşanma davasında avukat tutmak zorunlu mu?
Cevap: Hayır, boşanma davalarında avukat tutmak yasal olarak zorunlu değildir. Eşler davayı kendileri açıp kendi kendilerini temsil edebilirler. Ancak aile hukuku davaları usul kurallarına sıkı sıkıya bağlı ve teknik konuları içerdiğinden, bir avukat yardımı olmadan hak kaybına uğrama riski oldukça yüksektir. Örneğin dilekçelerin doğru yazılması, delillerin usulüne uygun sunulması gibi konulardaki deneyim eksikliği, davanın kaybedilmesine veya istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle bir boşanma avukatından profesyonel destek almak, haklarınızın tam olarak korunması ve sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından kuvvetle tavsiye edilir. Maddi gücü yetersiz olanlar için baroların adli yardım servisleri üzerinden ücretsiz avukat talep edilebileceği de unutulmamalıdır .
Etiler Boşanma Avukatı – İstanbul Avrupa Yakası Boşanma Hukuku – Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma – Nafaka – Velayet – Mal Paylaşımı – Boşanma Davası Süreçleri – Boşanma Avukatı Ücretleri – Bilal Alyar
Kaynakça:
Etiler boşanma avukatı ile çalışmak, boşanma sürecinin daha hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlanmasını sağlar.
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) – Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, 2024: 2024 yılında Türkiye’de 187.343 çiftin boşandığını gösteren resmi istatistikler .
- T.C. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü – Boşanma Tanımı ve Kesinleşme: Boşanmanın, mahkeme kararının kesinleşmesiyle evlilik birliğini sona erdirdiğine dair resmi açıklama .
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) – Cengiz Kılıç / Türkiye Kararı (2011): 7 yıl süren bir boşanma yargılaması nedeniyle Türkiye’nin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine hükmeden karar ve aile davalarında makul sürenin önemine dair tespitler .
- Anayasa Mahkemesi Kararı (22/2/2024, E.2023/116) – TMK m.166/4’in İptali: Boşanma davalarında 3 yıl ayrı yaşama şartını içeren kuralın, makul sürede boşanma hakkını engellediği gerekçesiyle iptaline dair karar ve basın duyurusu .
- Adalet Bakanlığı – “Yargıda Hedef Süre” Projesi (2019): Adalet Bakanlığı’nın boşanma dahil davalar için öngördüğü hedef süreler (boşanma davaları için 300 gün) ve uygulanacak öncelik mekanizmasına ilişkin Anadolu Ajansı haberi .
- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Açıklamaları (2025) – Aile Arabuluculuğu ve Uzayan Boşanma Davaları: Boşanma davalarının 10 yıla varan süreler almasının yarattığı sorunlar ve bunları gidermek üzere aile arabuluculuğu sisteminin getirilmesi planlarını aktaran resmi açıklamalar .
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları – Boşanma ve Ferileri ile İlgili İçtihatlar: Nafaka, velayet, tazminat konularında Yargıtay’ın güncel kararları (örneğin eşit kusurlu eşlerin manevi tazminat alamayacağı ilkesi vb.) – çeşitli karar örnekleri.
- Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı) – İlgili Hükümler: m.161-166 (Boşanma sebepleri), m.169 (Tedbir nafakası), m.174 (Maddi/Manevi tazminat), m.175 (Yoksulluk nafakası), m.182 (Velayet ve iştirak nafakası), m.218-241 (Edinilmiş mallara katılma rejimi hükümleri).
- İstanbul Barosu Adli Yardım Yönergesi (2024) ve Tavsiye Niteliğindeki Ücret Tarifeleri: Boşanma davalarında maddi durumu yetersiz kişilere sağlanan ücretsiz avukatlık hizmetine ilişkin usuller ve boşanma davalarında İstanbul Barosu’nun maktu vekalet ücreti tavsiyeleri.
- Bilal Alyar Hukuk Bürosu Resmî Web Sitesi – Aile Hukuku ve Boşanma Konulu Makaleler: (Ataşehir, Maltepe, Tuzla boşanma avukatı içerikleri ve genel boşanma rehberleri) Boşanma süreciyle ilgili hazırlanmış kurumsal bilgi içerikleri .


Etiler boşanma avukatı ile sürecin her aşamasında destek alarak, haklarınızı en iyi şekilde koruyabilirsiniz.
https://www.anayasa.gov.tr/tr/anasayfa/ https://www.yargitay.gov.tr/ istanbul boşanma avukatı Blog İletişim
Etiler boşanma avukatı, boşanma sürecinde karşılaşılacak hukuki zorlukları aşmanıza yardımcı olacaktır.
boşanma avukatı ceza – boşanma avukatı İstanbul – nedeniyle boşanma davası avukatı – anlaşmalı boşanma davası avukatı – hayata kast pek kötü – avukatı boşanma – hukuku alanında uzmanlaşmıştır boşanma – paylaşımı davalarında bilgi alabilirsiniz – avukatlıkdanışmanlık etiler boşanma davası – avukatı boşanma